24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rolü büyüktü. Bayar, bunu mütead- dit defa ifade etti ve: "— Eğer İhtilâle takaddüm eden günlerdeki mahkemeler gibi bir mahkeme karşısında bulunsaydım, hiç birşey söylemezdim" dedi Dinleyiciler Bayarın bu sözlerini kendi İktidarı devrinde kurulan en- gizisyon mahkemelerine atfettiler. Bu arada sanık, Atatürkün himaye- sine sığınmakta fayda görmüş ola- cak ki, sözü döndürüp dolaştırıp A- tatürke ve İnkılâplarına getirdi. Ba- yar ve arkadaşları hiç bir zaman A- tatürk inkılâplarına aykırı hareket etmemişler, üstelik onları inkişaf ettirmişlerdi! Hattasanık, ölüm dö- şeğinde Atatürkün yanında buluna- nın da kendisi olduğunu bildirdi ve: "— Atatürkle ölünceye kadar be- raber bulunuyorduk. Hattâ son nefe- sinde 'Evlâdıim sana emanet' dedi" açıklamasını yaptı. Bu sözler dinleyiciler arasında gülüşmelere yol açtı. Zira, Atatür- kün evlâdı yoktu. Olsa bile herhalde Bayara emanet etmezdi. Emanet edi- len memleket miydi, inkılâplar mıy- dı, neydi? müdafaası ayni minval üzere devam ediyordu ki, Başkan Başol bir defa düşükler basım İkaz zorunda kal Bunların dâva ile ne alâkası var?" Bunun üzerine pek heye- canlandı ve acele ac — Alâkası var bunların, alâkası var bunların, alâkası var bunların!.. - diye bağırdı. Anlaşılan, bay düşüğün asabı ar- tık bu role devama müsaade etmi- yordu. Başkan, ayni serinkanlılıkla ce- vap verdi: — Peki ama biraz kısa olsun." ndan sonra Bayar Üniversite muhtariyetine temas etti ve bu muh- AKİS - Reklam — 83 AKİS, 24 TEMMUZ 1961 lattı! Salonda bu İddiaya gülmeyen hemen hemen yok gibiydi. Şapa Oturan Gemi Yassıada sanıklarının ve onların akl-ı evvel avukatlarının sarıldıkları bir dal vardı: 1924 Anayasasının, kanunların Anayasaya uygun mu, aykırı mı olduğumun takdiri hakkını Türkiye Büyük Millet Meclisine vermesi! Ali Fuat Başgil, bu görüşün fikriyatım yapsın diye kullanıl- mış ve üstad bu vazifeyi cakayla görmüştür. Ancak, Anayasa âllâmesi, manevi rolünü oynarken bir takdir hakkının, en geniş tutulduğu haller- de dahi, manen sınırlanmış sayılması gerektiği ve hiç bir yetkinin hu- dutsuz olamayacağı gerçeğini perde arkasında tutmaya gayret sajjet- miştir. 1924 Anayasası, bir kanunun Anayasaya aykırılığı hususunda Tür- kiye Büyük Miller Meclisinden gayrı kimseye hak tanımıyor mu ? 0 halde, Türkiye Büyük Millet Meclisi ne derse, o odur. Ama Türkiye Bü- yük Millet Meclisini teşkil edenler isterlerse toptan alçak, isterlerse top- tan deli, isterlerse toptan hain olsunlar. Hatta, bahis konusu kanunun mahiyeti bile, üstada bakılırsa mühim değildir. Mühim olan, Türkiye Bü- yük Miller Meclisinin kararıdır. ir kanuna "Anayasaya uygundur" derse, isterse o kanun, meselâ “Bundan böyle, rüşvet suçlarım mahke- meler değil, beş milletvekilinden kurulu heyetler muhakeme edecektir" tarzında olsun, ortada Anayasanın ihlâli, tağyiri veya tebdili suçu gibi bir suç bulunmaz. u, doğru bir yi üzerine yanlış mantık âbidesi kurmaktır ve böy- le Mam. hep münakaşalarda, temelin doğruluğu hususunda şahit gösterirler de üst ei hiç bahsetmezler. Nitekim, Ali Fuat Başgil de, şahit diye Sıddık Sami Onarla İsmet İnönüyü zikretmekten geri kal- mamıştır. Ancak üstad, bunu yaparken İsmet İnönünün kuvvetli mantı- gını hiç hesaba katmamış ve Genel Başkanın bir açmazın içinde kalma- ya razı olabileceğini hayal etmiştir. Halbuki bitirdiğimiz hafta bir ga- zeteci bu konuyu kendisinden sorunca, İnönü sağduyu sahibi herkesi tat- min eden fikrini açık açık söylemekten çekinmemiştir. 1924 Anayasasının hazırlanmasında başlıca rollerden birini oyna- yan tecrübeli devlet adamı, bu Anayasayla konulan prensibi redde kal- kışmamıştır. Ever, 1924 Anayasasına göre kanunların Anayasaya uy- gunluğunu takdir hakkı, Türkiye Büyük oMillee Meclisine verilmiştir. Sistem budur. Ancak, sistemin işleme tarzının da bir prensibi vardır. Türkiye Büyük Miller Meclisi bu takdir hakkını doğru yolda kullanırsa, çıkarılan kanun kanun olur ve tatbik sahası bulur. Yok, bu hakkı yan- lış yolda kullanırsa... İşte, İnönünün görüşü: — Çıkarılan kanun kanun olmaz ve ihtilâl olur 7!” İntilâl olunca da, adamı yakasından tutup Yassıadaya götürüyetir- ler ve orada hesap sorarlar. "Milletlerin meşru ihtilâl hakkını kullan- maları" diye, bundan başka neye derler ki?.. yeti zinhar zedelemediklerini an- şimdiden karar verebilirsiniz. Bunu sükünetle söylüyorum" dedi. Halbuki bu sözleri sarfederken Ve finiş Nihayet Bayar (o müdafaasının finiş kısmına girdi. Ece, ne de olsa son tesir son tesirdi, Bunun İçin yetmiş- sekiz yaşlı seksensekiz kaşlı Bayar son perdeye en iki tiradlarını sak- lamıştı. Birden coşacak, bağıracak çağıracak ve aklınca temize çıkacak, yahut ta umumi efkârın kendisi hak- kında vereceği karara tesir edecekti. Nitekim öyle yaptı. Aniden ciddileşti ve: — Ben 78 yaşındayım! Benim için hayatta beklenecek bir sey yok! erinde duracak hali kalmamıştı, o derece bitkindi. Sonra birden bağır- ME başladı: İyi düşününüz! Kararınızı —. benii simdi veriniz!" Hezeyan son ' haddine erişmişti. Ne çare ki müdafaası da burada biti- yordu. Şimdi kuyruk Son Havadisin tabiriyle- söz, müdafaa avukatları- nın olacaktı. Müdafiler birlikte ha- -ırladıkları müdafaalarını okumağa- başladılar. Bu okuma nöbetleşe olacak, bir kaç celse devam edecektir 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: