24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Silâh şakırtıları Berlin buhranı içinde silâhsızlanma da garip bir seyir göstermektedir. Nükleer denemelerin (durdurulması hakkındaki müzakereler, Sovyetlerin yarattığı çıkmaza rağmen devam e- diyordu. Nihayet İngilizlerle Ameri- kalılar bu işin yürümediğini ve bu şartlar dahilinde (o yürüyemiyeceğini Birleşmiş- Milletlere bildirdiler ve me- selenin Genel Kurulun gelecek top- lantı gündemine kaydedilmesini is- tediler. Fakat aynı gün Beyaz Saray sözcüsü silâhsızlanma müzakereleri- ne devam edileceğini ifada etmektey- di. Temmuz sonunda başlaması gere- ken bu müzakerelere hazırlık mahiye tinde olmak üzere Washington'da başlayan görüşmelerin ikinci kısmı Moskovoda cereyan edecekti. Nitekim görüşmelerde Amerikayı temsil e- den Mccloy Moskovaya hareket etti. İki taraf ta silâhsızlanmada ipi koparmak istememekte, fakat iki taraf ta silahlanmakta olduğunu -saklamak şöyle dursun- azami vel- veleyle ilân etmektedir. Amerika, sa- vunma plânında derhal tadilât yap- mak ve müttefiklere yardımı arttır- mak kararım verdi. Krutcef ise, 1961 yılı zarfında Sovyet silâhlı kuvvet- lerinde yapılman mukarrer bulunan azaltmadan vazgeçildiğini ve savun- ma bütçesinin arttırıldığım açıkladı. Nükleer silâhlardaki muvazene bir tarafa bırakılacak olursa, klâsik silâhlar ve silâhlı kuvvetler bakımın- dan Batı ile Doğu arasındaki muva- zenesizliğin harp sonundan beri de- vam etmekte olduğu herkesçe bilin- mektedir. Bu şartlar altında Batının bir buhran ihtimaline karşı derlenip toplanması, hattâ moral yükseltici nutuk ve beyanlara İltifat etmesi ko- lay anlaşılır bir şeydir ama, klâsik silâhlarda esasen büyük bir üstünlü- ğe sahip bulunan Sovyet Rusyaya ne oluyor? Neden Krutçef savunma büt- çesinin arttırıldığım tantana ile ilân etmek lüzumunu duyuyor? Batıya gözdağı vermek i,çin mi? Blöf yapma- dığına inandırmak için mi? Pek mümkün. Nitekim durup dururken Kuzey Kore ile imzaladığı müdafaa paktı da Sovyet Başbakanının işleri topyekün hesap ettiğine ve yalnız Avrupada değil, Uzak Doğuda da ça- tışmayı göze aldığına etrafı inandır- mak için giriştiği bir teşebbüs dene- bilir. Lakin bu izah, Sovyet Rusya ve komünist dünya olaylarını takip eden müşahitlerin nazarında kâfi değildir. Onların kanaatince Krutçefin de ta- salan vardır. Krutçefin tasala Silahlı kiii ilgili gürültülü beyanattan evvel, Sovyet Rusya Komünist Partisinin 22. Kongresine 24 sunulacak olan yeni programı ve parti tüzüğünü hazırlamak, üzere toplanan merkez komitesinin tebliğ- lerinde bazı ifade farkları dikkati çekmiş ve meselâ yeni parti tüzüğü- nün oy birliği sağlıyamadığı intibaı nasıl olmuştur. Bu yeni tüzükte, par- ti içinde aşağıdan yukarıya doğru bir kontrol sistemi, yâni partizanların so- rumlu mevkilerde bulunan idarecile- ri murakabe etmeleri derpiş olunu- yordu. Demek ki merkez komitesinde buna itiraz edenler, Krutçefe karşı seslerini yükseltenler olmuştu. De- mek ki Krutçef bir hiziple, muhte- melen "Stalinci" diye anılan içeride Willy Brant Nöbete hazırlanıyor ve dışarıda sert siyaset taraftarlarıy- la uğraşmak zorunda kalıyordu. Bu muhakeme tarzım destekle- yen vakıalar vardır. İç idarede ken- di anlayışına göre bir nevi demok- ratlaşmaya giden Krutçef, zaman zaman bir takım nüfuzlu kimselerin şiddetli tenkit ve tazyikine uğramak- ta ve bunlara karşı hakiki ve su ka- tılmamış bir "Marx-Lenin'ci olduğu- nu isbat etmek zorunda bırakılmak- tadır. Krutçef bunu nasıl isbat ede- bilirdi? o"Emperyalistler"e (hücum etmek suretile... Krutçefin 1958 Ka- sımında Berlin buhranını yaratması 21. Kongrenin toplanması zamanına tesadüf etmişti. Şimdi bu buhranın tazelenmesi de 22. Kongreye rastlı- yor. Buna sâdece tesadüf denilebilir Ordunun payı K iütçefin Berlin buhranını bahane ittihaz ederek silâhlı kuvvetlerde yapılacak azaltmadan vazgeçildiğini ve savunma bütçesinin arttırıldığım ilân etmesinde Batı dünyasını dırmak kadar, Sovyet umumi efkârı- nı takviye etmek, fakat bilhassa or- rı kontrol etmek şüphesiz ki kün değildir, fakat Sovyet Rusyanın tek taraflı olarak silâhlı kuvvetlerin- de yaptığı azaltmaların, bu arada 1960 da I milyon 200 bin kişilik bir indirmenin subay kadrolarında da luğa sebep olduğunu müşahede et- mişlerdir. Buna ilâveten, bilhassa İkinci Dünya Savaşından beri âdeta imtiyazlı bir sınıf haline gelmiş olan subay sınıfını siyasi bakımdan, dokt- rin bakımından teçhiz etmek ve su- bayları kendi kanun ve nizamlarına sahip bir "kasf'ın çerçevesinden çı- kararak parti hizmetine ve emrine sokmak yolunda yine Krutçefin plânı gereğince girişilen ıslahat, homurtu- ları arttırmış gibi görünmektedir. Ordudan terhis edilen er istihsal sahasına dönerken, boş vakti kalan subayın da ekonomik ve sosyal işler- le uğraşması, o ideolojik formasyon sahibi olması fikri, islâhlı kuvvetler- de senelerden beri teşekkül etmiş o- lan şirazeyi bozmuş olsa gerektir. Onun içindir ki Krutçefin savun- a bütçesine zam ve mevcudun art- tırılması hakkındaki (açıklamasının subaylardan daima jik disiplin ve partiye sadakat ister- ken, bu kere onlardan savaş gücünü ve tekniğini geliştirmelerini talep et- miştir. Bu da Krutçefe karşı oordunun kaydettiği bir puvan sayılmak lâzım- gelir. Görülüyor ki bütün zorluklar yal- nız bir tarafta değil. Batılıların nis- beten zayıf silâhlarla hürriyet (o ve hayat tarzlarını korumak mecburi- yetinde olmalarına mukabil, Sovyet- ler de güvenilmez müttefikleri ove sarsak bir iç durumla kırk küsur yıl- lık komünist rejimi ve onun meydana getirdiklerini muhafaza etmek zorun- dadır. Dünya trajik bir sonbahar ge- çirecek, fakat bir hesap yanlışlığı, mecnunane bir hata olmazsa, bu ba- direden de sıyrılacaktır. AKİS, 24 TEMMUZ 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: