24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

titiziydi. (Perde kırmızı, geniş bir kurdelâ ile duvarda toplanıyordu. A- bajur okırmızıydı. B. B., yazlık bir şemsiyeden uzun ayaklı bir abajur Çeşit çeşit tepsilerden gü- zel sehpalar meydana getirmişti. Mum, sık sık kullanılmıştı. Hasırla kaplı bir şişe mükemmelen vazo ol- muş; dümdüz, iddiasız bir şişe ise, şık üstü ile cazip bir abajur hayatı- zamanın kara tencerelerine İç açıcı çiçekler yerleştirilmişti. Perdeler ço- gunlukla kısacık fakat bol büzgülü idi, ray kısımları daima zengin ve şirin farbalalarla gizlenmişti. Duvar- daki resimlerin muhakkak kıymetli tablolar olması şart değildi. bir kapının üst kısmına bir koymak ihtiyacım duymuştu. Fakat kocasından ayrıldığı (o dedikoduları döndüğü günlerdi. Gazeteciler evin önünden ayrılmıyorlardı. B. B. o gün- lerde onları görmeyi hiç te za et- miyordu. Oturdu, kalem kağıt aldı, çiçek resimleri çizmeye başladı. Tablo iyi oluyordu ama, ona iddialı bir hava vermemek gerekirdi. Deko- ratör olabilirdi, ressam: değildi. Tab- loyu yarım bıraktı ve yapma çiçek- leri, boş kalan yerlere yapıştırdı. Ev- de-en çok göze çarpan resim böylece meydana gelmişti. Bir dekorasyon dersi Herkes evini cazip bir şekle sokabi- lirdi. B. B. nin ispat etmeye çalış- tığı şey de zaten buydu ve prensip- leri şunlardı: 1) Zengin eşya iptila- sından kaçınmak. Zengin takım ye- e, iyi birkaç parçayı yerinde ve özel bir şekilde kullanmak. 2) İhti- yaçla süsü daima birleştirmek. İhti- yacı karşılayacak şeyi zarif bir te- kilde kullanmak ve süs eşyasını da istifade edilir şekle sokmaya çalış- ak. 3) Dalma güzel dekorasyon mecmualarına bakmak, fakat hiçbir zaman hiçbir şeyi kopya etmeyip, kendi buluşlarınızı yerinize, imkân- larınıza, zevkinize ve yaşayışınıza göre kullanmak, Fikir, ye eşya- n defa önemlidir. ği ide cesur olmalıdır, kullanmalıdır. e Ellerini de kullanma- mak, gerekirse resim bile yapabil- mek, dekorasyonun yardımcı kolla- rından istifade etmek ve ekonomik olabilmek .bakımından çok önemli- dir. 5) Eski eşyayı yeni şekilde kul- lanmak, yeni dekorasyon anlayışının kolaylıkla başarı kazanan bir trüğü- dür. Eski bir bakır, eve hoş bir asa- let verir. Aile hatıralarının meydana çıkarılması, kitaba, resme önemli bir yer verilmesi de zamanın aradığı en- telektüel havayı yaratır. AKİS, 24 TEMMUZ 1961 Kadın Gözüyle İstediğimiz jale CANDAN Yi skiden padişahlar, krallar zaman zaman tebdili kıyafet edip halk ara- sında dolaşırlarmış. Zaman zaman olsun hakikatleri öğrenmek, hal- km kendilerinden memnun olup olmadığını kolaçan etmek için başka çareleri de yokmuş. Asırlar geçti. Başta hür basın olmak üzere birçok tenkit müesseseleri, İdarecileri -Allaha şükür- böyle külfetlerden kur- tardılar ama, şu sırada Türkiyede faaliyet gösteren birçok siyaset adam- larına bu geçmiş usülü tavsiye etmek pek te yersiz olmasa gerektir. Bunlar tebdili kifayet etseler ve şu parti merkezlerinden kurtulup hal- kın arasına, erlere, kadın meclislerine, aile toplantılarına girebilseler, buralarda şu sırada Türklerin ne düşündüklerini, iştiyakla ne bekledik- lerini, kendilerinden neler istediklerini bir öğrenebilseler, muhakkak ki bu, hem kendileri hem de memleket için çok faydalı olacaktır. Siyaset adamları, herşeyden evvel tarafsız vatandaşın ne istediğini bilmek ve memleketteki zemine göre hareket etmek zorundadırlar. Bu- gün aile toplantılarında, kadın meclislerinde konuşulanlara şöyle biraz kulak vermek, şartların ne 1946 ne de 1957 seçimlerindeki şartlarla kı- yaslanamıyacağını anlamak için kafidir. Bugün hiç şüphe yok ki hepi- mizin memleketimiz için istediğimiz şey, en başta huzurdur, istikrardır. Hürriyet davamızı, kim ne derse deşin, yeni Anayasanın kanadı altında hissediyoruz. Bir daha kimsenin ona tecavüz edemiyeceğine inanıyoruz. 27 Mayısı hep beraber yaptığımıza imanımız var. Kısacası, durulmuşuz. Dinlenmek, rahat yaşamak, rahat çalışmak, normale bir an evvel kavuş- mak istiyoruz. Şu sırada memlekette rengi belli, tutumu belli, tecrübeli ve köklü bir eski siyasi partinin bulunuşu bize huzur veriyor. Fakat el- bette ki, C.H.P. nin karşısında başka partilerin, kuvvetli rahip partile- rin bulunması zaruretine de inanıyoruz. Yeni siyasi partiler bitiyoruz, fakat onların meydana dedikodu, iftira ve suni heyecanlar yaratma sev- dası ile değil, çürümüş Demokrat Parti metodları ile değil, yeni prog- ramlar, uzun vadeli sözler, ümit verici belirli bir siyasetle çıkmalarını bekliyoruz. Şu sırada en çok nefret ettiğimiz şey, parti münakaşalarına eski dedikoducu, iftiracı havayı vermeye çalışmak, onları mahalle kav- gası seviyesine düşürmektir. Bugün hatta suni tansiyonlara bile taham- mülümüz yok. Bunları istemiyoruz. Yeni siyasiler hakikatte halkın ne istediğini anlıyabilselerdi, eski Demokratların beş on oyuna gericinin biçare yardımına tenezzül etmeden bu memlekette kendilerine çok sağ- lam bir yer sağlayabilirlerdi. Bulunduğum bütün meclislerde sağduyunun daima herşeye hakim olduğunu, dedikodu, iftira ve demagojinin derhal ve şiddetle mahküm edildiğini, 1961 Türkiyesinde siyasi rakibin artık bunlardan başka metodlarla alt edilmesi zaruretine inanıldığını görüyo- rum. Halbuki birçok yeni siyasi partiler tam aksi yoldan yürüyorlar ve bence bunlar oy yerine armut topluyorlar. Baby - doll, senelerce evvel Ame- rikada bir hemşire tarafından icat Moda Hastahaneden plaja B- sene plajlarda en çok moda olan şey, şortlar ve mayolar üzerine geçirilen (o şeffaf, cazip baby - doll bluzlardır. Baby - doll bluzlar or- gantinden, incecik pamuklulardan, bok ince ketenlerden yapılmakta- dır. oBirçoklarının üzerinde inde işlemeler (oveya osutaşlar o vardır. Plaj baby - doll'larının önleri açık ve düğmelidir. o Ekserisi truakar kollu olup, yakasızdır. Aslında, fazla gü- neşten rahatsız olmamak için düşü- nülmüştür edilmiştir. Bugün Amerikada, karın ameli- yatı olan kadınlar daima böyle kısa, beyaz gömlekler giymektedirler. Fa- kat beyaz amerikan kumaşı gecelik- le yetinmeyen hastalar aynı biçim- de, naylondan, dantellerle süslü ge- celikler satın alabilirler. Baby - doll gecelikler Amerikada hastanane in- hisarından çoktan çıkmıştır. Yaz ay- larında çoluk çocuk, genç ihtiyar herkes bu çok pratik yatak kıyafeti- ni tercih etmektedir. 21