24 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

24 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OLUP BİTENLER. spor elbisesine aynı renk bir kravat bağlamış -papyon değil- olan Yıldız gülüyor, rahat dımlar yürüyor, etrafındakilerle (o şakalaşıyordu. Yıl- dızın yanına sokulanlar boş dönme- diler. İstediklerini (ziyadesiyle elde ettiler. İlk sual, tabiatiyle General Madanoğluna aitti: — Madanoğlu ne olacak?" Yıldız, kendine has gevrek sesiy- le cevabı müjde verir gibi kondurdu: "— İstifasını kabul ettik. M.B.K. nden ayrıldı. Haberi alanlar merakla sordular: — Ya General Gürsel buna iti- raz ederse ne olacak?*' Yıldız, tereddüt etmeden cevap verdi: — Yeniden müzakere ederiz. Bir karara varırız elbet. Sualin şekli Bunilan sonra değişti: '— General Madanoğlu Orduda kalacak mı?" Yıldız omuzlarım silker gibi bir hareket yaptı. Bunun, artık kendile- rini ilgilendirmediğini belirtti ve: "“— Ordunun malı, ne yaparsa yapsın" dedi. Kızgın başkent güneşi yeni Mec- lis binasının önünDeki geniş meydanı cayır cayır yakarken, M.B.K. üyele- rini taşıyan otomobiller birer ikişer uzaklaştılar. Aynı anda M.B.K. İrti- bat Bürosunda 25 kelimelik bir teb- liğ hazırlanıyordu. o Tebliğ, General Madanoğlunun istifasının kabulüne irdi. YURTTA Fırtınadan evvelki sükun ir gün evvel seçimlerle İlgili top- lantıdan çıkan (Bk: YURTTA OLUP BİTENLER . Seçimler) M.B. K. üyeleri evlerine döndüklerinde, ertesi günün kendileri için önemli bir gün olacağım hatırlarına dahi getirmiyorlardı. Ama saat 19.30 su- larında bazılarının çalan telefonları, yepyeni bir olayın ortaya çıktığını işaret etti. Arayanlar gazetecilerdi. öğrenmek istedikleri, General Ma- danoğlunun istanbulda, ayaküstü verdiği beyanat hakkında M.B.K. üyelerinin odüşündükleriydi. - Mada- noğlu, “Biz ihtilâli (Senatör olmak İçin yapmadık" demişti. M.B.K. üyeleri olayı inceden in- ceye sordular. Bütün detaylarıyla öğrendiler. Bir kısmı, telefonu kapa- dıktan sonra şöyle bir "hımmm'* de- di. Daha sonra telefonlar, M.B.K. ü- yeleri arasında başladı. Ertesi gün saat 14.30'da toplanılacak ve bu me- sele üzerinde durulacaktı. Çoğunlu- ğu teşkil edecek sayıda M.B.K. Üye- si başkentteydi. Madanoğlunun söz- leri bir infiale yol açtı ve bardağı ta- şıran damla .oldu. Ertesi gün toplantıya ilk gelen Albay Acunerdi, Mütadı veçhile, tek 10 Ahmet Yıldız Neşeli bir zat kelime etmeden içeri girdi Mecliste bulunan Haydar Tunçkanat, Kâmil Karavelioğlu, Şükran Özkaya, Albay mucip Ataklı daha evvel küçük sa- lona çıkmışlardı. Müzakereler iki buçuk saate ya- kın sürdü. İstifanın kabul edilmesine taraftar olanlar, Albaylar grubunun bazı mensuplarıydı. o Kabule ziyade- siyle taraflar olan bir (OYarbay da vardı. Yıldız, istifanın kabulünün en ateşli taraftarıydı. Sonuç, İhtilâlin sevilen Generali- nin istifasının -az bir farkla- kabu- lü oldu. Madanoğlu, bütün ikaz ve ricalara rağmen diline hakini olamı- yordu. Üzerinde M.B.K. üyeliği bu- lunduğu müddetce bu ihtiyatsız be- yanların daha da büyük ihtilatlara yol açması mukadderdi. En iyisi üç yıldızlı generali azat etmekti. Neti- ce Komitece basma bir kısa bildiriy- le açıklanacaktı. Ayrıca M.B.K. Baş- kanlığına durum bildirilecek ve Ma- danoğluna iletilmesi rica edilecekti. Başkan Gürsele durumu bildirmesi, Başbakanlıkta obulunan Devlet Ba- kam General oUlaydan rica edildi. Ulay saat 18.25 sıralarında Meclise geldi, M.B.K. Sekreterlik odasına çıktı. Durumu arkadaşlarından ora- da öğrendi ve Başkana ulaştırmak üzere on dakika sonra Meclisten ay- rıldı. Böylece olaylar, İstanbulda de- nizle evi arasında iznini geçiren üç yıldızlı Generali ohaftanın ortasında bir kere daha birinci plâna doğru iti- yor ve belki de son defa olarak onun günün adamı olmasını sağlıyordu. Halbuki o sırada Madanoğlu, eşi ve sevgili köpeği Cancan, olup biten- lerden habersiz, neşeyle İstanbulun tadını çıkarıyorlardı. Bunun sebebi, Madanoğlunun, en ziyade kendi ihtiyatsızlığının neti- cesi olan bir oyuna gelmiş olmasıy- dı. Yazılmamasını istediği bir sözü gazeteciler yazmışlardı. Tabii, ayıp ederek! Kaybolan istifhamlar Nitekim Nişantaşında, Vali Konağı- nın tam arkasına düşen parke so- kağa bakan Tak Apartmanının 6 numaralı dairesinin * sakinleri için, geride bıraktığımız hafta çarşamba günü hayat, her zamanki gibi başla- dı. Sabahın köründe gelen bir misa- fir sayıldığında (o saat güneş banyosundan Cemal Madanoğlu, sırtında kısa kol- lu ve yuvarlak yakalı beyaz bir fani- la, bacağında haki renkli yazlık su- bay pantalonu, bir yandan "Prop' - Menen" traş öncesi losyonu ile yüzü- ne masaj yapıyor, bir yandan da, orta halli fakat stil döşenmiş evin çok sayıda Japon dekoratif eşyası bulunan odasında dolaşarak konuşu- yordu: "— Git, M.B.K. ne dön, diyorlar. Oraya gidip te ne yapayım? İpin ucu benim elimde değil ki.. Benim bütün gailem Anayasaydı. Anayasanın M. B.K. nden çıkmasından sonra hemen çekildim. Yoksa çok daha önceden istifa edecektim." Üç yıldızlı General yeni ziyaretçi- sinden müsaade istedi ve banyoya girdi. Kısa bir müddet sonra da elek- irikli traş makinesinin iniltileri du- yulmağa başladı. Eşi Ulviye Madan- oğlu sokağa çıkmağa çok evvelden hazırdı, kendini bekliyordu. Kuman- dan, salona döndüğünde, kahverengi fresko elbisesini Altında, şil bandlı bej bir merserize "T-shirt" vardı. 47 6982 numaralı telefon dur- madan çalışıyor, fakat içi içine sığ- mıyan, uzun müddet bir yerde sabit oturup veya ayakta durup kalamıyan Madanoğlu, konuşmağa devam edi- yordu: "— Hayır, M.B.K. ne dönmem! Va zife Teririeme, emir kuluyum, Silah- lı Kuvvetlere döneceğim. Yok vazife vermezlerse, ederler, başka şey yapamazlar ya!'' Bir çocuktan daha şımarık Can- can orta masasının altına serilmiş, tecessüsle olup bitenleri seyrediyor- du. Telâşla giyinmelerinden, çantala- rı ohazırlamalarından, sahiplerinin gezmeğe gideceklerini kavramış, huy Buzlanmağa başlamıştı. Küçüklüğün- AKİS, 24 TEMMUZ 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: