OLUP BİTENLER YURTTA Madanoğlu ve Küçük Ankara Kumandanlığı önünde Bir kahvenin kırk yil hatırı olursa.. gayesinin bunu sağlamak olduğunu söylüyorlardı Buna rağmen, Hâdisenin tesirleri- n sef istismar edecekleri endişeleri as- gariye indimeye gayretten ibarettir. M.B.K. Kapalı kapıların arkasında (Göneş yeni Meclis binasının arkası- na düşen küçük tepelerin ardında kaybolmak üzereydi. Başkentin serin alaca karanlığı az sonra bağlıyacaktı. 8 İki jet uçağı, Meclisi yalarcasına u- çarak batıya yöneldi. Jetlerin gürül- tüsü yeni kesilmişti ki Ankara Ku- mandanlığının bulunduğu bloku si- önd velâ ağırdan Meclisin büyük kapısına çıkan geniş merdi- venlerin hizasında birden hızlandı. Otomobildeki güler yüzlü, yakası her zamanki gibi açık, saçları dağınık General, pek iyi tanıdığı genç adam- ları gülerek o selâmladı. Yorgun bir gülüşü vardı. Yanında oturan lacivert elbiseli iriden adam, genç adamların görebildiği o müddetçe, nazarlarını yorgun Generalden ayırmadı. Otomo- bil gözden kaybolduğu sırada jetler, gök gürültülünü andıran sesleriyle gene Meclisi oyalarcasına ( geçtiler, tekrar dönmek üzere batı istikame- tir o uzaklaştılar. hâdise, geçen hafta cuma günü, saatlelerin 19'u gösterdiği sıralarda tifası M.B.K. tarafından kabul edil- mişti. General,Kumandanlığı terke- diyordu Madanoğlunun Ankara Kuman- ap ayrılmasından birkaç dakika ew .K. son derece önemli okluğu tahmin edilen -toplan- tılar gizlidir- o günkü ikinci toplan- tısı sona ermişti. Meclisi ilk terke- fifçe selâm verdi. Basın mensupları sordular: "— Toplantı ne İle ilgiliydi?" Kuytak gülümsedi. Omuzlarım silker iş bir hareket yaptı ve: Şey.. Bütçenin ilk altı aylık ban görüştük" diye ce- vap verdi. ". Ibay, Bütçe Komisyonunun baş- . “ Gülüşüldü, Kuytak kendisi- ne sorulan bir - iki suali de savuştur- du. Sevimli Albayın konuşmak niye- tinde olmadığı anlaşılıyordu. Son ola- rak gazeteciler bir deneme daha yap- tılar. Bu defa, gazetelerde çıkan ve SI subayın emekliyi ayrılacağına dâ- ir bir haberin sıhhatini sordular. Kuy- tak:. "— Bunları nereden duyarlar? Benim bile haberim yok" dedi ve et- rafını saran çemberden süratle sıy- Toplantıyı terkeden ikinci grupla Kuytak arasında epeyce zaman far- kı oldu. Bu defa çıkanlar Ahmet Yıl- dız. Suphi Karaman ve Kadri Kap- landı. Yıldız her zamanki gibi pek ne- şeli ve papyonlu, Karaman son ders- çe sakin, Kaplan ise belirli şekilde si- nirliydi. Yıldız, sorulacak olanları bil- diği. için cevabı peşin yapıştırdı: Madanoğlu, kendi isteğiyle ikale Kumandanlığından istifa et- ti. Biz de kabul ettik. M.B.K. üyeli- ginden de istifa etmişti. Biz de kabul etmedik. Mesele işte bu.." üyesi merdivenleri ace- leci adımlarla indiler. Kaplanın sinir- liliği burada anlaşıldı. Gazetenin biri. genç kurmay için, kalp krizi geçirdi diye yazmıştı. Halbuki' Kaplan sapa- sağlamdı. Buna kızmıştı. İnsan me- rak eder, bir sorardı! ," Ü yesi, halk arasında, "Komite tipi" tâbir edilen hususi plâ- kalı otomobillerden birine doğru yü- rüdüler. Bu arada Yıldızın yanma ba- sın mensuplarından biri sokuldu ve sordu: AKİS, 12 HAZİRAN 1961