12 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

12 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 SANATÇI USMANBAŞLAR M. Sunullah ARISOY "Gayın Bayan Atifet Usmanbaş, Dün gece Bayan Ayhan Ayda- nın birden bire rahatsızlanmasıla tehlikeye giren temsili, ancak bü- yük bit sanat sevgisi ve tiyatroya bağlılıkla yasıflandırılacak o fe- dakârlıkla hemen Manan rolünü ilk defa oynıyarak, devam ettirdiğiniz için size teşekkürü borç bilirim. Tiyatro Müdürü Yukardaki müdürlüğün teşek- kürüne, kırkbeş sene sahneye hiz- met etmiş Ertuğrul Muhsinin teb- riklerini ve teşekkürlerini de ilâve etmenizi ayrıca rica ederim. evgilerle Muhsin Ertuğrul" Bu mektup, taşıyor. Usmanbaşların, daha ilk adımı- nızı atar atmaz, düzeniyle, herşeyin yeril yerindeliğiyle, sessizliği, se- vimliliğiyle kişiyi hemen dinlendiri- veren evinde bir Od saat söyleştik. Sıcak bir Ankara gecesiydi. Atıfet Usmanbaşa, sanat hayatındaki şa- şırtıcı olayları sormuştum. 1954 - 55 tiyatro mevsiminde Manon Les- caut Operası oynanıyor. Manon ro- lünü Ayhan Aydanla Atıfet Usman- baş almış. Nöbetleşe çıkacaklar bu role. İlkin Ayhan Aydan oynayacak. Atıfet Usmanbaş da sahne arkasın- dan, kendisinin de oynıyacağı rolü seyre gelmiş. Daha yeterince hazır- lığı yok. Çalışıyor. İkinci perde ka- maz, Ayhan Aydan bir- den bire rahatsızlanır. Oyunu sür- dürmesine imkân yok. Ortalığı bir telâştır alır. Salonda seyirci üçün- cü perdenin açılmasını beklerken, perde arkası birden karışmıştır. Şimdi ne olacak? Bütün gözler A- tıfet Usmanbaşta toplanır. "Hadi" derler, "hadi sen çıkıver." Çıkmalı arşa, nasıl? Çıkılacak oyun bir o- peradır. Orkestrayla ouyuşmak işi var, oyunu ortalık yerinden sürdür- mek var, oyuna çıkmak için gerekli hazırlıkları tamamlamak var... S a- 22.11.1954 tarihini londa seyirci beklemektedir ve Ma- non Lescout Operasının oynanması gereken daha üç perdesi var! İşin çetinliğini kavramak pek güç de- gil. emli olan, oyunun yarıda kalmamasıdır. Bu, bir sanat tutku- su işidir. Atıfet Usmanbaş, füze hızım aşan bir çabuklukla hazırla- nır. Bir yandan saçını derleyip top- larken, bir yandan da terziler, Ay- han Aydana göre yapılmış elbiseyi kendisine uydurmaya çalışırlar. I- şıklar söner, perde açılır, Atıfet Us- manbaş sahneye çıkar. Sahne kili- sede dua ile başlamaktadır. Usman- başın heyecanı da son kertesinde. "Gerçekten dua ettim" diyor Atıfet Usmanbaş. "Rolümü yerine getir- mek için değil.." Ve oyun aksama- dan biter. Hikâyenin buraya kadar olan kısmı, kişinin Atıfet Usmanbaşa saygısını çoğaltmak için yetiyor. Muhsin Ertuğrulun mektubu da bu- nun sağlam bir belgesi. Ama iş bu kadarla kalmıyor ki. Atıfet Usman- baş, bir heyecan kasırgasından kur- tulup da eve kucaklar dolusu çiçek- le geldikten az sonra hastalanır. Doktorun dediği şudur: "Bu gece- heyecanı, yıpratıcılığı sizin ha- yatinizin kaç yılına mal olmuştur, biliyor musunuz?" ve DÜNYASI Burada, soylu sanatçıların sınır, engel bilmiyen, sade kişileri çok za- man şaşırtan sanat tutkuları karşı- mıza çıkıyor. Atıfet Usmanbaşda. İşte o soylu sanatçılara has sanat Kaygısıyla tutkusu var. Bakıyorsunuz, karşınızda bütün süslerden, gösterişden uzak, ince, cici, konuksever, güleç bir genç ka- dın oturuyor. Arada bir gözlerinde tükenmiyen bir sevgi ışığı parlıyor. Sol yanımda oturan İlhan Usman- başla gözgöze geldikleri zaman bu parıltıyı, ışımayı daha iyi görüyo- rum. 1948 de evlenmişler. O yıldan bu yana birbirlerine belli ki, kök- lenmiş, güçlenmiş, iyice büyümüş bir sevgiyle bağlılar. Evin içi, bu- na tanıklık ediyor bir kere! İmren- memek elde değil. "Ben" diyor Atıfet Usmanbaş, “hangi rolü alsam, büyüğüne küçü- güne bakmadan, büyük bir yükün altına girmiş sayarım kendimi. Ay- nı özenle, dikkatle, titizlikle çalış- maya koyulurum." Bir opera sa- natçısının o çalışmasındaki güçlük de, anlatılır gibi değil. "önce hece- lerim" diyor, "bir bir hecelerim, seslerle bir yakınlık kurarım.." İşin bir evde çalışma, bir operada çalış- ma yönü var. Tek çalışmalar, toplu AKİS, 12 HAZİRAN 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: