DÜNYADA OLUP BİTENLER 3 — Berlin müdafaa edilecektir. Viyana konuşmalarında Berlin ve Almanya meseleleri en çetin bahis- leri teşkil etmiştir. 4 — Komünizm, yıkıcı faaliyet- lerle ve dünya yüzünde sefalet ve pe- rişanlığı istismar yolu ile hakimiye- tini yaymak niyetindedir. Batı, geri kalmış memleketlere yardım suretile bunun önüne geçmelidir. Bütün, gazeteler ve kongre, Baş- kanın tutumunu ve düşüncesini tasvip ettiler. Viyanada hiç bir şey halledil- memiş olmakla beraber, metanet ve cesaretin bir muvazene yarattığına hükmediliyordu. Krutçefin, tutumu- nu değiştirmemekle beraber, ihtilaflı meselelerden hiç birini bir hran halinde ortaya atmak niyetinde ol- madığına inanılmıştı. Krutçefin muhtıraları | üm Batı Almanyada çıkan "AlI- gemeine Zeitung" gazetesi çar- şamba günü haberi patlattı: Krutçef Viyanada Başkan Kennedy'ye iki muhtara vermişti. Bunlardan biri Al- manya ve Berlin meselesine, diğeri de nükleer denemelerin durdurulma- sı müzakerelerine dâirdi. O gün Baş- hükümet sözcüsü Felix von Eckard haberi doğruladılar. Krutçef en geç bu yıl sonuna kadar Almanya mese- lesini halletmek kararında olduğunu bildiriyordu. Bu nasıl olacaktı? Sov- yet Rusyanın, Doğu Almanya ile ay- rı sulh imzalaması suretile... Bu tak- dirde Batı Berlin meselesi otomatik olarak bir buhran haline gelecektir. Diğer taraftan Sovyet Rusya nük- leer denemeleri durdurma müzake- relerinde Batılı tezini topyekün red- detmektedir. O halde ? Çok kısa bir zaman içinde Kennedy için: Berlinin savunulacağı hak- kındaki kararın tatbikatım göze al- mak, 2 — Müzakerelerin neticesine in- tizaren üç seneden beri durdurulmuş bulunan nükleer denemelere tekrar başlayıp başlamamak kararını al- mak gerekecektir. Fransa- Cezayir Evian konuşmaları ge ayın 20 sinde Fransızlarla ge- çici Cezayir hükümeti temsilcileri arasında Evian'da başlayan müzake- relerin, geride bıraktığımla hafta sonlarında yeni bir safhaya girdiği söyleniyordu General De Gaulle'ün Cezayir hal- kına kendi mukadderatını bizzat ta- yin etmek hakkının tanınacağını ilân etmesinden sonra başlayan ge- lişmenin bir neticesi olarak açılan bu müzakerelerde bu hakkın kullanıl- masının şekil ve şartları ile garanti- 26 leri incelenmektedir. Fransızlar mü- zakerelere başlarken bir seri tedbir almışlardır. Bunlar içinde tek taraflı "ateş kes" karan da vardır. Bu ted- bir, Fransızların Cezayirde her şey- den evvel karşılıklı olarak ateş kesil- mesi ve müzakereye ancak bundan sonra başlanılması şeklinde ileri sür- za sonra, ması ile zımnen terkettikleri mukad- dem şarttan mülhem olmaktadır. Cezayirliler Fransanın bu tek ta- raflı kararma kulak asmadılar. Hat- tâ bunu samimiyet ile telifi mümkün olmayan bir propaganda jesti de saydılar. Cezayirde Sn fa- aliyeti durmadı. Cezayirli müfrit Fransızların tethiş hareketleri de bu- na inzimam edince, ortalık büsbütün karıştı ve Evian müzakerelerine si- lâh sesleri hakim oldu Büyük Çöl (Sahrayı kebir) Hvian müzakerelerinin oyürümediği aşikârdır. Bunun muhtelif sebep- leri vardır. Fakat geçen hafta işi çıkmaza götüren meseleler arasında bilhassa ikisini göstermek mümkün- dür: Büyük Çöl ve camiaların bir a- rada yaşamaları meselesi. Fransızlar, Büyük Çölün Ceza- yirden ayrı olduğuna iddia ediyorlar. Cezayirliler ise, aksi (o iddiadadırlar. Bu iddiaya göre otodeterminasyon yalnız Cezayir topraklarına değil, bir bütün olarak Cezayir ve Büyük Çöle teşmil edilmelidir. Burada işi karıştıran nokta, ma- zide Fransanın bir takım idari ko- laylıklar için bazan Büyük Çölü Ce- zayire bağlamış, sonra da petrol mü- lâhazaları ile iki bölgeyi ayırmış ol- masıdır. Nitekim Fransızlar Büyük Çölde petrolü 1956 da buldular ve an- laşılması okolay sebeplerden ötürü 1957 de Büyük Çölün Cezayirle İlgisi olmadığını göstermek için bir ayıran yaptılar. Cezayir delegasyonu etnik, kültü- rel ve tarihi delillerle Büyük Çölün Cezayirin bir parçası olduğunu isba- ta çalışıyor. Fakat bu da yüzdeyüz haklı bir iddia değildir. Büyük Çöl yalnız Fransa ile Cezayiri ilgilendir- mez. Bu ummanın etrafında çepeçev- re memleketler vardır ve bunların da Çölde hissesi bulunmak gerekir. Her- halde bu meseleye Afrika ölçüsünde bir hal tarzı bulmak gerekecektir. Camialar meselesi Çezayirliler, gelecekleri ohakkında karar verirken Fransaya bağlı kalıp kalmıyacaklarını da tâyin ede- ceklerdir. o Müessir bir bağlılık ta- hakkuk etmediği takdirde, Cezayir- deki Fransızlar ve diğer Avrupalı a- sıllılar ne olacaktır? General De Ga- ulle'ün İlk konuşmalarında bu bahse dâir bir "yeniden gruplandırma" tâ- biri vardır ki, ayrılık halinde Fransa- nın Cezayirde bir taksimi düşündü- günü göstermektedir. Bugün de E- vian'da Fransız murahhasları Ceza- yirdeki Fransızlar İçin bir nevi çifte tabiyet statüsü istiyorlar. Bunların camia halinde bazı haklardan ve ga- rantilerden faydalanmaları gerekti- ğini ileri sürüyorlar, ki bu da yine taksim fikrinden mülhem olmakta- dır. Cezayirliler ise ancak ferdi ga- ranti Oo verebileceklerini (o söyleyerek manevrayı önlemeye çalışıyorlar. İşin sonunda Büyük Çöl de, camialar me- selesi de, ayrı ölçüler de bir taksim fikrinin çekişilmesidir ve Evlan mü- zakereleri bu yüzden çıkmaza girer gibi olmuştur. İSTANBUL BANKASI SERMAYESİ : 20.000000 LİRA TAHTAKALE şubesinde Tasarruf hesabı açtıranlar için HUSUSİ 30.000LİRA İKRAMİYE 1 Kişiye15.000Lira Son para yatırma,tarihi 10 HAZİRAN Bütün şubelerimiz vasıtasile; Tahtakale Şubesi için hesap açtırılabilir. İSTANBUL BANKASI AKİS - Reklâm — 11 AKİS, 12 HAZİRAN 1961