28 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

28 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

masrafları ödetmişti. Kendisini met- hedenlere ihsanlar dağıtmış, tenkit edenler aleyhinde açtığı dâvaların pul ve kayıt ücretlerini vermişti. Neler paralar yememişti. Menderes ancak diktatörlerde görü- len bir ruh haleti içinde şahsi geli- riyle devlet hazinesini birbirine ka- rıştırmış, sâdece "Devlet benim" de- memiş "Devletin parası benimdir" de diyerek fütursuzluğun son hududuna dayanmıştı Kahkahalar arasında Kararnameye, Menderesin örtülü ödenekten karşılanan bir çok masrafı alınmıştı. Bunlar 14 kısma ayrılmıştı. - Menderesin şahsına ve köşküne harcananlar ilk faslı, çocuk- larına harcananlar ikinci faslı, D.P ye harcananlar üçüncü faslı teşkil ediyordu. Otel ve ziyafet masrafları, hediye ve eşya masrafları, gazetec > lere verilen paralar, şahıslara ra paralar, memurlara avans, t nın parmak yalayacağı tezini li seyen Korurun kendisine, eşine ve iki kızı Bengü ile Binhana verdiği para- lar, Bayara verilen paralar -Evet, dü- şük Cumhurbaşkanıyla düşük Koral- tan da örtülü ödeneğin iki mümtaz faresi bulunuyorlardı ve onlar da şahsi masraflarını oradan karşılamış- lardı-, Cemiyetlere ödenen paralar, ikramiye ve bağışlar, nihayet müte- ferrik masraflar bu fasılların diğer- leri idi. Masraflardan bir kısmı, din- leyicilerin kahkahaları arasında o- kundu: Kuzu budu, patlıcan, doma- tes, sivri biber, iki kurban, kurban- ların yem parası, bunları getiren ada- ma bahşiş, bonfile, kömür, süpürge, tesbih, elbise temizlenmesi, ayakka- bı tamiri ve boyası, gazete, Jartiyer.. Başkan Başol listeler okunurken kâtibe "Yavaş okuyun. Belki dinleye- mezler" dedi ve bunların teker teker okunmasını sağladı. Bu arada başka bir açıklama yaptı "— Okunan yesisii dosyanın içindeki 23 kartondadır. Göreyim derseniz, derhal bulup göstermek ka- bildir." Ama iki sanıktan hiç biri böyle bir merak izhar etmedi. Allahım, bir insanın aklına gelebilecek tek kuruş- luk masraf yoktu ki Menderes örtülü ödenekten ödetmemiş bulunsun. Kah- valtısından bahşişine, Eyüp camii mensuplarına dağıttığı bin liradan Ko- rurun klüp aidatına her şey, her şey devletin kesesinden karşılanmıştı. İş- te, halk arasında kendisinden "Para almadan çalışan Başbakan" diye bah- settiren Menderes bu adamdı. Düşük efendi şöhretinin bir anda sabun kö- püğü gibi dağılıverdiğini oOanladı ve sinirlendi. Ama marifet öylesine ayan beyan ortadaydı ki.. Bir ara bir Kâ- zım Nefes çıktı. Kendisine örtülü öde- AKİS, 28 KASIM 1960 Merhametten Maraz DE. kulağınızı veriniz ve lütfen dinleyiniz. O zaman görülecektir ün Yassıada sakinlerinden bir Adnan Menderese ailesiyle gö- üşme müsaadesinin verilmesi takt hatalarının en büyüklerinden biri- di teşkil etmiştir. Hele bonon, "Bebek Davası" gibi açılması yanlış bir dâvada alman beraat kararını hemen takip etmesi hatanın vehameti- ni daha da arttırmıştır. Bir kaç günden beri, tesir sahası geniş bir yeni kulak gazetesi Demokrat kuyruklara ümitlerini kaybetmemelerini tavsiye etmekte, hattâ ohâdiseyi 14'lerin affına bağlayarak onların gidişiyle tepelere asılan Damokles kılıçlarının kınlarına girdiğini tebşir eylemektedir. Fena günler geride kalmıştır. Menderes yeniden lade-i itibar etmiştir. Artık Eyüp Saltan camiine beyaz ata binerek gitmesine lüzum kalmamıştır. Kurbanlar, adaklar tesirlerini icra etmiştir. Pek yakında, herkes gibi tıpış tıpış o mübarek mahalle gidecek ve alnını secdeye getirip kendisini kurtaran kuvvetlere hamdedecektir. Bu tefsir lir başka tefsirlere yol açmakta, hani neredeyse düşük efendinin İda- reyi yeniden almasına intizar olunmaktadır. "Bebek Dâvası"nm o bek- lenen ve yüzde yüz haklı beraat kararının vesile verdiği haksız ve mâ- nâsız sevinç böylece katmerleşmiş, kuyruktan derli toplu hale getir- miş, e katüaştırmıştır. Buna fırsat vermenin, doğrusu biç lüzuma yo Bir hareket doğru, mantıki ve faydalıysa bundan "lâf olar" diye vaz geçmek doğru görülmeyebilir. Bir nisbet dahilinde, doğru değildir de... Ama bütün Yassıada sakinleri içinde bir Menderese lütuf ta bulun- mak bir merhametin ve şefkatin, iyi yüreğin işareti olsa da başka yüz- lerce aileye karşı haksızlıkların en ağırını teşkil oOetmiştir. Yassıada, düşüklerinin aileleriyle görüşmelerine ya â yoktur. Varsa, herkes bandan istifade edebilmelidir. Yok, şahsa mah- sus bir imtiyaz tanınacaksa o takdirde bütün Yassıada sakinleri içinde bu imtiyaza hak en sonda Menderese gelebilir. Yâni, bir Muammer Ça- vuşoğlu eşini görmek imkânından mahrum bırakılacak, bir Kemal Öz- çoban kızını kucaklamak bahtiyarlığını tadamayacak, Sıtkı Yırcalılar ve Semi Erginler, Nazlı Tlabarlar ve Şefik Bakaylar aileleriyle temas edemeyecekler, buna mukabil onları, elbette ki gafletlerinden faydala- narak, ama tesir altında bırakarak Yassı adalara düşüren Adnan Men- deres bu imtiyazı kullanacak! Böyle şey olmaz, böyle şey olmamak ge- rekir. Düşükler arasında, Menderesi kollayarak bir tefrik yapmak, ina- nılsın ki teşkil ettiği takt hatasının dışında, sâdece insani mülâhaza- larla vicdanları rencide etmektedir. Bayarın kızı babasını sâdece duruş- ma salonunda, gözleri yaşlı seyretmektedir. Medeni Berkin eşi bir ı1stı- rap abidesidir. Bu facialara Sayarların ve Berklerin sebebiyet verdik- lerinde şüphe yoktur. O bakımdan tablo, öyle fazla bir merhamete la- yık değildir. Ama bunların hepsi bir yana bırakılarak ancak Menderes eşi ve oğluyla görüştürülürse, Menderesin "başka" olduğu hususunda- ki propagandalar kuvvetlenir, onun izinde yürümüş bulunanlar da hak etmedikleri bir yeni üzüntüye kapılırlar. Kaldı ki manevranın, Menderesin becerikli ve hukuktan çok poli- tikayı kollayan avukatları tarafından hususi niyetle girişilmiş bir ma- nevra olduğu aşikardır. Eğer düşük efendinin düşkünlüğünün ailesine olduğu sanılıyorsa Adada ailesinin hasretiyle yandığı hayal edili- yorsa "Bebek Dâvası"nın ifadeleriyle dilber Suzan Sözenin mektupları şöyle bir, yeniden okunmalıdır. Menderes bütün hayatınca her şeyi mu- bah görmüş, en asil duyguları istismar etmekten çekinmemiş bir insan tipidir. Onan, avukatlarıyla müştereken sahneye koyduğu bir oyuna kısan ancak gülerek seyreder. Ona kapılmak oyuna gelmenin ta kendi- sidir. Düşük Başbakan Yassıadada bahis konusu olanın kendi kellesi bulunduğuna mükemmelen bilmektedir. Başkalarının kellesine hiç bir zaman önem vermemiş bu adam için kendi kellesi elbette ki mühimdir ve onu kurtarmak içki yapmayacağı hareket yoktur, oynamayacağı rol mevcut değildir. - Duruşmaların tâ başından beri her gün bir yeni posta bürünen Menderesin taktiklerine bir kere kapılındı mı, vukua gelecek zarar hudutsuz olur. Nitekim bunun ilk misali, şu bir kaç gün- den beri vatan sathını Ur anda ve bir baştan ötekine dolaşan balonlar- dır. Bunlara ip sağlamamaya, mutlaka bakmak lâzımdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: