18 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

18 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

davimlerinin alışık oldukları düşük çare i kapıda göründü. Nazarlar canla o istikamete çevrildi. Bir Si kimse, başı Menderesin çekece- ğini sanıyordu. Halbuki ilk görünen bir moda mecmuasının sayfaları a- rasından o fırlamışcasma şık, parlak siyah saçlı, kaytan bıyıklı, boyunu göstermek maksadıyla dik ve Yaka cebinde, puanlı bir mendil bulunuyordu. Ceke- tinin arkası, iki taraftan yırtmaçlıy- dı! Bunun kollarını, otururken, göm- leğinin manşetleri görünsün diye yukarı çekmeyi ihmal etmedi. Fakat ra dinlen. ire garipsenecek bir Şık adam, genç İ- kararname sonra sualin öyle tarafı kalmadı. pardı. Kafilede onu Fatin Rüştü Zorlu takip ediyordu. Bir harabeyi andıran du. Üzerinde gene, siyaha kaçan kru- vaze elbisesi vardı. Gerdanı sarkmış, omuzları çökmüştü. Onun arkasın- dan Sebati Ataman, Hayreddin Erk- men, Hasan Polatkan, Adnan Mende- res ve Medeni Berk göründülsr. Pro- tokol, suç protokolüydü ama, de bir yanlışlık vardı. Kim bilir, bel- istememişti lerine oturdular Sanıklara ayrılmış n ve etrafı tahta parmaklıkla çevrili mahalde dördü bir tarafta, üçü bir tarafta yedi sandalya vardı. Protokol, suç protokolü olması- en- lıydı ve düşük efendinin son iskemle - yi işgal etmesi gerekiyordu. Âli İpar ve Fatin Rüştü Zorlu tam yerlerin- deydiler. Onlar, dalavereden birinci derecede faydalanmışlar ve bunu ter- tipleyip yürütmüşlerdi. Aslında, yan- larında bir Oüçüncünün, Nihat Âli Üçüncünün bulunması gerekiyordu. işlerinin kabili mükemmel ve en güzel deliliydi. Za- ten Washington Ekonomi Misyonu- muzun başına yerleştirilen bu zâtın dosyada öyle mektupları ve marifet- AKİS ,18 KASIM 1960 leri vardı ki yurda dönmek isteme- yişini anlamak çok o kolaylaşıyordu. Sebati Ataman, Hayreddin Erkmen, Hasan Polatkan ve Medeni Berk İk- i Heyetinin üye- huzuruna çıkarıl- vazifelerini Ssuiisti- parın, Zorlu tarafın- dan takip edilen işlerini sonuçlandır- maktı. Menderese gelince o, Zorlu- nun kendisine (başvurması (üzerine nüfuzunu kullanmış ve gerekli tesiri yapmıştı. Düşükler yerlerini aldıktan sonra dinleyicüer Onları, Onlardan genç İpar dinleyicileri seyre koyuldular. Divan huzuruna ilk odefa çıkan Ali İpar yerinde oynayıp duruyor, ba- gım çevirerek sıraları araştırıyor, ta- nıdık sima arıyordu. Sol elinin kü- çük parmağına taktığı bir yüzük, ön sıralarda oturanların dikkatini ayetli, hareketsiz duruyorlardı. deres ve İpar hariç, hepsinin elinde kararname veya bâzı kâğıtlar vardı. Zorlu bunlara notlar aldı. Kararna- me okunduğunda Polatkan elindeki metinden Zorlu - İpar ortaklığının marifetlerini dikkatle takip etti. Bu- e kararnamede belirtildiğinde müstehziyane gülüyor, başını bu sa- tırları sallıyor- u. gara içebilir miyim ? tı. 2" diye soracak- Ali İpar Uliramodern armatör! YASSIADA DURUŞMALARI Kumpanyanın marifetleri Kerarnamenin okunması pek uzun sürmedi. 9.55'de iddianın ne oldu- ğu anlaşılmıştı. Metinden ortaya çı- kan şuydu: Armatörlüğe heves eden Ali İpar bir yerli firmadan gemi sa- tın almıştı. Bu sırada bir navlunun mevcut olduğunu öğrenmişti. O nav- lunu kaçırmazsa, arzuladığı gibi bir ticaret filosu kurmak ve Onassis'lik oynamak kabil hale gelecekti. Bunun üzerine dışardaki parasıyla üç gemi satın almıştı. Bunların kıymeti 162. 500 sterlin tutuyordu. İşte, Zorlunun müdahalesi bun- dan sonra başlamıştı. Çevrilecek mü- kemmei bir dolap vardı ve Dışişleri Bakanı gibi zorlu nüfuz sahibi bir destek olduktan sonra bunu çevir- mek işten bile değildi. Eğer, satın a- lınmış bulunan bu gemiler için resmi kurdan döviz tahsisi yaptırılabilirse Türk lirası karşılık Et ve Balık Ku- rumuna ait yağların naklinin getire- ceği navlundan sağlanmak üzere fi- loya yeni gemiler katmak kabil ha- le gelecekti. Hattâ bunu bir dönme dolaba çevirmek, gemi alıp tahsis sağlamak, tahsis sağladıktan sonra gemi almak, gemi aldıktan sonra tahsis sağlamak, tahsis sağladıktan sonra gemi almak ve bunu ilânihaye, kimbilir belki de dünyada satılık ge- mi kalmayıncaya kadar devam ettir- mek pek âlâ kabildi! Ama "tecrübesiz armatör" Ali İ- par, bu kadarla yetinecek bir "tec- rübeli iş adamı" değildi. Zorlu gibi bir destekle daha büyük vurgun vur- maması akıl dışı bir iş olurdu. Onun için, 162.500 sterlin kıymetindeki gemilerine döviz tahsisi isterken bir yapmış ve araya olacak ve bunları firma İpartrans- port'a 282.000 sterline satacaktı. Böylece 120 bin sterlin fazladan tah- sis edilmiş bulunacaktı. Tabu bu, resmi kurdan olacaktı.. Yani İpar sterlin başına 25 lirayı Merkez Ban- kasına ödemek suretiyle 3 milyon li- ralık sterline'sahip olacaktı. Halbu- ki bu miktar sterlinin o tarihlerdeki hakiki kıymeti aşağı yukarı 6 milyon liraydı, İş mükemmeldi. Üç geminin tahsisiyle İpar dört yeni gemi satın alabilecekti. Hem de bu dördüncü gemi mükemmel bir gemi olacaktı. Ee, bu kadar iyilikten sonra Zorluya da bir kravatcık hediye edilmezdi ya.. ortada bazı Yalnız, müşküller pulla kandırılamıyordu. mi satın almak, ancak onların müsa- adesiyle oluyordu. O halde? O halde Zorlu gene paçaları sıvayacak ve 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: