YURTTA OLUP BİTENLER di. Penceredekilere, bahçedekiler de el sallıyarak mukabil sevgi göste- risinde bulundular. Artık bekleme- nin verdiği sinirlilik, huzursuzluk havasının yerini bir neşe, bir bay- Bâzılarının ağ- ladıkları görülüyordu. Bu arada, se- vinç m hanımlar da görülmüyor değild Birinci Ordu ve İstanbul Örfi İda- re Komutanının üç yıldızlı siyah a- rabası kapıda gözüktüğü zaman sa- at tam 15.30'u gösteriyordu. Kır saç- lı, orta boylu, sportmen bir vücuda sahip Turalı, topluluk alkışla karşı- ladı.. Tural, Kışlanın taş merdivenleri- ni çıkıp içeri girdiği zaman, biraz önce başları pencereden uzananlar Kışlanın müsamere salonunda çift sıra halinde dizilmişlerdi. Heyecan- lıydılar.. Cemal Paşayla birlikte ga- zeteciler de salona alınmıştı. Tahli- ye edilecek olanlarla gazeteciler İn- kılâptan bu yana ilk defa olarak göz göze geliyorlardı. İçlerinde, gazeteci- lerin tanıdığı çok kimse vardı. Tanı- nan bu kimselerin ekserisi Vali ve gazeteciydi. Demokrat Devrin koyu partizanlarıydı. Geçen haftanın baş- larında toplanan Yüksek O Soruştur- ma Kurulu, tahliye edilecek bu şa- hısların umumi mahkemelerde yargı- lanmaları için karar almıştı. Alınan bu karar, sanıkların tahliyelerini de gerektiriyordu. icap ediyorsa yeni- den tevkif kararları, alâkalı mahke- me tarafından o verilecekti. Ne var ki, Yüksek (Soruşturma Kurulunun tahliye kararı, bir hafta gecikmişti. Söylentilere bakılacak olursa, affedi- len M.B.K. üyeleri tahliyelere taraf- tar olmamışlardı. İşi onlar geciktir- mişlerdi. Ama artık onlar yoktu. Ni- tekim Devlet Başkanı, takvimlerin 13 Kasım pazarı gösterdiği günün erken saatlerinde, tahliyelerin hemen yapılmasını emretmişti. Gürselden mesaj sasen sanıkların haklarında her- E hangi bir tevkif müzekkeresi de kesilmemişti. Daha fazla beklemele- rine ne lüzum vardı? Eğer bir suç- ları varsa -ki bir çoğunun vardı- nor- mal mahkemeler ise el biraz gecikilmişti. Nitekim, saat tam 15.35 te müsamere salonunda çift sı- ra halinde dizilmiş bulunan 74 kişi- nin hatırını sorduktan sonra, mikro- fonsuz yaptığı bir konuşmada Kor-, general Tural da bu konuya temis ederek dedi ki: "— Size Devlet Başkanı Cemal Gürselin müjdesini getirdim. Şimdi tahliye edileceksiniz. Muhakemeleri- niz gayri mevkuf olarak görülecek. Tahliyeniz, biraz gecikmiştir. Bu ge- cikmede kabahat bizdedir. Birkaç dakika sonra hepiniz aile yuvalarını- za e Hepinizi bekliyenler var. Bundan sonra kendi işlerinizle uğraşın. İyi nl uğraşanlar daima iyi günler görürler. Hayat uzun bir yoldur. Bunun iyi tarafı olduğu gibi, kötü tarafı da ola- bilir. Herşey alın yazısı... O da gelip - eçer." Turalın tok bir sesle yaptığı kı- sa konuşma samimiydi, açıktı. Dedi- ği gibi, "Hayat uzun bir yol"du. Fa- kat bu uzun yolda alın açıklığıyla Tahliyeden önce Balmumcu sakinleri bir arada General Turalı dinliyorlar 20 Bir tahliyeci ailesiyle Kavuşmanın sevinci yürümek marifetti. Konuşma, ayak- ta duran Korgeneralin nuşmayla cevap verme vazifesini es- ki Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlı- yangil üzerine aldı. Saat 15.38'de, sabık iktidarın Kraldan fazla Kralcı Valisi konuş- masına başladı. Heyecanlı ve titrek bir sesle yaptığı 'konuşmada. "Hür- riyetsiz geçen günlerimizden üzün- ü duymuyoruz" dedi. safir kaldığımız şu aile yuvasında bizlere gösterilen samimiyeti ve sı- caklığı inkâr edecek kadar nankör değiliz. Bunu buradaki sözlerimle belirtmeme imkân yoktur. Çektikle- rimiz helâl olsun!.." diyerek konuş- masını bitirdi. İki dakika sonra 74 kişi, mevcut eşyalarını almışlar, çıkış başlamıştı. Sabık iktidarın partizan, idare amir- lerinden birçoklarım bir arada gör- mek ilgi çekici oldu. Kimler yoktu ki?. Eski Uşak Valisi İlhan Engin- den tutun da, Hatay Valisi Ahmet KAPIŞILAN KİTAP 1 S MN EVLİYALARI nançları, felsefeleri. 385 sayfa, kuşe kaplı, renkli, 17.50 lira.Ö- demeli gönderilir. Sipariş: Ulus YAYINEVİ P.K. 231 — ANKARA AKİS, 18 KASIM 1960