YURTTA OLUP BİTENLER ri prensiplere uygun şekilde, ne bir dakika geç, ne de bir dakika erken bağlıyacaktı. i boş zaman, basın mensupları erimi değer- lendirildi. Yeni Komitenin üyeleri gazetecileri karşıladılar ve hep bir- likte koyu bir sohbete (o koyuldular. Tabii konu, Komitede yapılan tasfi- yeyle alâkalıydı. Anlaşılan şuydu ki, basın mensupları bu tasfiyeden ziya- desiyle memnun olmuşlardı. Nite- kim, heyecanlı Leylâ Çambel bu his- leri dile getiriyor ve üyeleri teker te- ker tebrik ediyordu. Sohbetin en ko- yu olduğu yer Ankaranın popüler Kumandanı Cemal Madanoğluyla Kurmay Yarbay Ahmet Yıldızın bu- lundukları gruplardı. Madanoğlu ne- vi şahsına münhasır şakacı edasıyla gazetecilere takılıyor, espriler yapı- yordu. Fakat kumandanın ağzından lâf almak mümkün değildi. Popüler general mevzu tasfiyeye intikal edin- ce gözleriyle salonu işaret ediyor ve: psini orada anlıyacaksınız. " diyordu. met Yıldızın bulunduğu gru daha ziyade tasfiye ile alâkalı tar- tışmalar oyapıyordu. Bir gazeteci Yıldıza: " — Son hâdiselerle alâkalı fikri- niz nedir?" kabilinden bir sual sor- du. Yıldızın cevabı pek isabetliydi: "— İhtilâl durmaz, ihtilâl sende- lemez, ihtilâl o yürür. İşte sualinizin cevabı." Anlaşılan Komite üyeleri Başkan Gürselin mesajına tam itaat göste- riyorlar ve açıklamaları yalnız onun yapmasını arzu ediyorlardı. Saat 18'e geldiğinde Ahmet Yıldız gazete- cileri basın yar yapılacağı büyük salona davet etti. İşte Ee. Cemal Gürsel- den orada, kararın nasıl ve ne zaman "Verildiğini sordular. Devlet Başkam gülerek şöyle dedi: "— Kararlar, kafada yoğrulur ve olgunlaştırılır. Sonra memleketin menfaatina olduğu inancına varılın- ca, katiyet kesbeder. Memleketin ida- resini elinde tutan adam, bir hasta- nın nabzını elinde tutan doktora ben- zer. Tabii ki nabzın seyrine göre, düşünmeyi ve kararlar almayı, bun- ları kafasında olgunlaştırarak icra haline sokmayı mesul devlet adam- ları vazife addedeceklerdir." İstanbuldaki ilk işaret albuki şümullü temizlik hareketi- nin ilk işareti, geçen haftanın so- nunda, İstanbulda verilmişti ama, anlıyan çıkmamıştı. e Hâdise fazla- sıyla dikkate şayan görülmüş, gaze- telerde Önemi ile mütenasip şekilde belirtilmiş, fakat tek bir kul, M.B.K. nin 14 fanatik üyesine işten el çek- tirilmesinin bir sürpriz olarak değe- 14 Gürsel tasfiyeden sonra Çankayada yürüyor Emin adımlar attı düşünceyi, rini gölgeliyebilecek bir aklını geçireme- n köşesinden dahi işti. İstanbul Üniversitesi Talebe Bir- liği, cumartesi günü saat 14.30 da bir çay tertiplemişti. Marmara Öğ- renci Lokalindeki çay, İstanbul Üni- versitesinin 507. tedris yılma başla- ması münâsebetiyle veriliyordu. İ.Ü. b nin 11 kişilik geçici İdare Heye- ti, 9 Kasımda özel surette Ankaraya sönderdiği bir temsilcisi vasıtasıyla Milli Birlik Komitesinin 37 Üyesini de davet etmişti İstanbul Üniversi- tesinin bütün kalburüstü öğretim ü- yeleri ve İstanbul şehrinin büyükle- rine de davetiyeler gönderilmişti. Cumartesi sabahı, M.B.K. âzası ve Ulaştırma Bakam çift yıldızlı Ge- neral Sıtkı Ulay, Özel Kalem Müdü- rüne kadim İstanbul Üniversitesinin rektörlüğünü arattırmış, çaya katıl- mak İstediğini naklettirmişti. Rek- törlükten Ulayın arzusunu Soğana- ğadaki İ.Ü.T.B. Genel (Merkezinin 271841 numaralı telefonuna bildir- mesi, Özel Kalem Müdürüne salık ve- rilmişti, Özel Kalem Müdürü, 271841 numaralı telefonda geçici İdare Heyetinden Oktay oKöktunayı bul- muştu, Özel Kalem Müdürü Köktuna ya, Ulayın ağzından, "Bir toplantı- nız olduğunu öğrendim. Aranıza alır- sanız geleyim. Hayatım hep gençlik arasında geçti. -Ulay 27 Mayısa ka- dar Ankara Kara Harb Okulu Ku- mandanıydı-, Gençlerden pek hoşla- nırım" demişti. Köktuna da zevk, şe- ref ve omemnuniyet duyacaklarını söylemişti. Anlaşılan, dâvetiyesi U- maksat, meselelerini alâkalılara u- laştırabilmekten ibaretti. Ulay, imarzede Beyazıt Meyda- nındaki -şimdi Hürriyet Meydanı- Lokale geldiği zaman, kapıda LÜ.T., rı tarafından karşılandı. Tam karşı- daki İstanbul Üniversitesinin hey- betli antresinin kale burçlarını andı» ran iki ucundaki devkâri saatler 15'i gösteriyordu. Ulay, M.B.K. üyelerin- den Suphi Gürsoytrak, Sami Küçük, AKİS, 18 KASIM 1960