rağmen iş, Eyüp Ağaoğlu adında bi. rine verilmiş ve bu yüzden de vlef milessesesi kabarık bir ziyana sokul- muştu. Diğer bir iddia, Tacettin Kor- man adında birinin ihbar mektubuyla ilgiliydi. Bu zat Avusturyanın Rila şirketine sipariş edilen çürük ve işe yar mum Müdürlüğe bildirmişti. Mektup sahibi sonunda haklı çıkınıştı. Şaşı- lacak şey, mektubu “Teftiş Heyeti- ne” havale eden parafın kime git ol- duğunun bilinmemesiydi. Mektup a- Jınmış, heyete sevkedilmiş, buna rağ- men hasır altı edilmişti. Zarar 60 bin dolâr civarındaydı. Sanıklardan hiç biri mektubun altındaki parafı tanı- mıyordu! Üç sanığın duruşma esnasında en yüksek sesle söyledikleri söz “Ben suçsuzum” cümlesi oldu. Tahliyeleri- neden mahkemeye sevkedildiğini bile doğru dürüst öğrenemediğini belirt- Dosyaları incelemesine imkân yoktu. Müdafaasını Bu | en detle arzuluyordu. Ne çâre ki Yal- çuğun arzusu yerine getirilemedi. Savcı mevkufiyet sebeplerinin kalk- madığını bevan etmiş, mahkeme he- yeti savcıyı haklı görmtistü. Dibi delik ambar. b 5 map sona eren meselelerin mu- hakemeleri görülürken, Bakanlık: larda da incelemelere devam edili yordu. Geride bıraktığımız hafta için- de Ulaştırma Bakanlığı tahkik heye- ti Adeta bir rekor kırdı. Hem Bakan- m m 2 büyük bir kısmını amlamış, hem de el koyduğu sui- il e eğirndan akıl almaz bir sayı elde etmişti. Bakanlıkla b suiistimallerin adedi deydi. Tahkikat heyeti Başkanı Ç> yalam bir kere daha gözden geçirip sonuncusunu kapadığında bayağı ter- lemiş ve işin bu derece vahim oldu- ğunu şimdiye kadar anlıyamadığını sezmişti. Sulistimaller dibi delik bir mbara benziyordu. Nitekim, geçen haftanın başında şahane Bakan masasının basında sö- güşlü sandviçini iştahla ısıran Jâci- vert elbiseli, ufak tefek adam da bu kümetinti Bakanı Sıtkı kırışıklıklar 27 raz daha artmış, a Ulay geçen üç ay içinde daha a elemrni ik ÖL yemeğini ekseri! günler iki adet söğüşlü sandviçle ge- çiştiren Bakan, hiç değilse 14 saat çalışmak zorunda kalı ları çok erken kalkan -hvt AKİS. 31 AĞUSTOS 1960 bi- Ulay sâdece bakanlığın işleriyle uğraşmakla kalsa gene de iyiydi. Ge- neral sık sık “İli Birlik Komitesinin toplantılarına da katılıyordu. Doğru- su istenirse bütün ömrü düzen içe- risinde geçmiş olan bir askerin bu işe alışması kolay olmamıstı, Hele Ulaş- tırma Bakanlığı gibi mirası pek karı- şık, çetrefil bir bakanlığın işlerini doğ vu dürüst yürütmek ilk günlerde ken- disine imkânsız gibi gelmişti. Sonra demeğe başlamıstı. Söğüş sandviçini iştahla ısırıp, bir vudum soğuk avran içtikten son- YURTTA OLUP BİTENLER dan *mdiği süt burnundan gelmişti. Bakanlıkta işler öylesine karışık, öy- lesine kı * te we yum de girkef akıyordu. Her nun kapısı yanın; işlerin gidişiyle i)- gili birer tablo koydurttu. Ulaştırma Bakanı tahkikatla ilgili safhay; bu tablolardan kolaylıkla takip edebi- liyordu. Kırmızı, yeşil ve siyah mü- rekkeple çizili ikişer metrelik tablo- larda, her gün veni bir değisiklik hu- sule ek İten a Kızıloğlu Canlı şahit va Ulay derin bi: nefes aldı. Nefer ruyla mideye hem de günlerdir beklediği bir habe- rin gelmesinden ötürtüydü. Ulaştırma bakanlığında sâkıt iktidar mensupla- rıyla ilgili sutistimallerin hemen -hepsi demeğe kimsenin dili varmıyordu. Çünkü hiç umulmadık verden bir şey a ii mış ve dosyalar ırlana- vak ilgililere Ken lm, Artık Bakanlıkta hayat normale avdet »decek, günlük işler daha süratle yü- tütülehilecekti Ulastırma Bakanı en çok buna seviniyordu. Zira. tâbir caizse, 27 Mayıstan bu yana anasın- Yüksek Sorusturma Kurulu ler Savcılığa, Komisyonlarına havale edilen yolsuz- lukları gösteriyordu Demiryollarının hikâyesi.. "Tabloda D.D.Y. tle ilgili kısım Tav- şancılda yapılan satınalmadaki yolsuzlukla başlıyordu. Bunun mali portesi 100 bin lira kadardı. Rakam- lar yavaş yavaş yükseliyor. sâkıt ik- tidar mensupları tarihler ilerledikçe cebe atma hususunda ihtisas sahibi oluyorlardı. o Tavşancıl (O hikâyesini, gilat. D.D.Y. ils yolsuzlukların adedi 34 idi. Bunların kimisi küçük, #imisi büyüktü. Bu yolsuzlukların lara hiç ihtiyaç olmadığı hâlde bövle bir alış verişe idaveciler nedense lü- zum görmüşlerdi İşin para olarak değeri 5 milvcn 600 bin liraydı O sı- vralarda para kurlarında yapılan bir değişiklik işin mali portesini 15 mil- yon liraya yükseltmişti. Bugün avnı vagonlar rahatca 9 milyon Hrava sa- tın alınabilirdi. Bir de ortada aracı- lara ve — 3 milyon liralık meblâğ VA e bu paranın niçin büzielii yea Sarnıç va- gon hikâyesini parası peşinen ödenen. ini: Türkiyeden içeri girip girme- diği hâ'A ilinemiyen 9 buldozer ile 3 skerevnerin hikâyesi takip ediyor- 4u. Bu dosyalam okudukça Ulastır- a”