YURTTA OLUP BİTENLER Umum Müdürleri, Müsteşarları, Va- liklerinden dolayı bir Kaç gazeteci ve spiker de karışmıştı. Haklarında, tahkikat neticesine göre Soruşturma Kurulu muhakeme veya ademi mu- hakeme kararı verecekti. 89 lar ara- sında ademi muhakeme kararı alan- lar derhal tahliye edileceklerdi, Mil- letvekillerine gelince onların hepsi tevkif olunacak ve Yüksek Adalet Divanının huzuruna çıkarılacaktı. İstanbulda bir başka grup sanık ise Davutpaşadan nakledildikleri Bal- mumucuda Akibetlerini bekliyorlardı. Onların da soruşturması tamamlan- mıştı. Büyük kısmı siyasi değil, ida- M4 suçlarla itham olunuyorlardı. DÜ- şüklerin bazı iş ortakları da oraday- liye edilivermesi, doğrusu istenilirse büyük hayret uyandırdı. Oğuz Akal Kromit adındaki şirketi vasıtasıyla Ziraat Bankasını milyonlarca lira kafese koyan adamdı ve Dr. Sarolun tırdığı milyonlardan Bankası Umum Müdürü Mithat Dül- ge hakkında düşük iktidar tarafın- dan dahi Meclis Tahkikatı kA Şimdi serbest bırakılan işte bu * iş'adamı” idi. Başkemtteki fnaliyet Yassıadada çalımmalar devam eder- ken Ankaradaki Soruşturma Ku- rulları da boş durmuyorlardı. Haki- katen geçen haftanın ortalarında bir gün yeni Büyük Millet Meclisinin süyorlardı. ma . Soruşti un “sy ve başkentin ği ER. s germek mecburiyetinde in aşa Haftalar vardı ki başkent bir tek damla yağmur gör- memiş, haftalar vardı ki Ankara kız- gın Ağustos güneşinin tesirinden kurtulmamıştı. Soruşturma Kurulu- nun cefakâr lr yağmur ve 8e- rinlik getiren bulutları menınuniyet- le seyrediyorlardı. Sâkıt iktidar men- turmalarını yapan vw # p - 5 3 B » ag © e kararı rip vermemeğe yetkili o heyetin bashentte kalan Üyeleri hakikaten pek sıkıntılı daha doğrusu sıcak geçirmişlerdi. Allahtan ki işin sonuna varılmak üzereydi. Yağmur bulutlarıyla beraber netice de yakla- şıyordu. İ Büyük Millet Meclisinin kapısında nöbet tutan yakışıklı paraşütçü teğ- Hayrettin Perk Tekelin yermi müşterisi menin defteri yeni yeni isimlerle bir hayli kabarmış ve evvelki hafta 47. sayfada olan defter geçen hafta 63. sayfaya gelmişti. Geçen haftaki mi- safirler öyle meşhur kimseler değil- di. Gerçi hiç değilse adları bir kaç defa Devlet Radyosunda okunmuştu. Ama, V.C. yayınları sırasında... Bun- lar V.C. başkanları olan talihsiz kişi- lerdi. Başkentte bulunan Soruşturma Kurulu V.C. tahkikatını bu hafta so- na erdirmek üzereydi. Bütün araştır- malar yapılmış, geriye sâdece V.C. kurucularının ifadeleri kalmıştı. Ye- ni Büyük Millet Meclisinin yeşli ze- minli salonları bu bakımdan geçen hafta içinde pek çok korkak ve zayıf adımlarla çiğnendi. Keseleri pek ka- berık olan bu zevatın yürekleri, ay- nı de üştü, V.C. Baş- kanlarıyla birlikte ifadelerine müra- east edilen bazı Belediye Başkanları da mevcuttu, Partizanlıklarıyla ta- nınmış Belediye Başkanları birer bi- rer çağırılarak sorguya çekiliyordu. Zoraki tryaki.. Şoruşturma Kurulunun işi bir an ev- vel tamamlamağa çalışması, bu- nun için azami gayreti sarfetmesi ve hergün yeni bir ihbarla yeni bir me- selenin ortaya çıkması Kurulun Baş- kanı Hayrettin Perki zoraki tiryaki yapmıştı. Perk işe başladığında gi- gara içmediği hâlde artık günde bir- buçuk paket içiyordu. “27 Mayıs” si- garasının birbuçuk paketi, saçların- daki aklar gün geçtikce çoğalan Baş- kana vız gelmekteydi. Şimdiye kKa- ar tamamlanan veya tamaınlayıdığı zannedilen dosya adedi beşyüz İdi. Bunların tamamlanması için sarfedi- len gayret hayli olmuştu. Ancak ra- fa kaldırılan ve Kurul üyeleri tara- fından ara sıra zevkle seyredilen dos- yaların tekrar raftan inmesi işten bile değildi. Nitekim Topkapı hâdise- leriyle ilgili tahkikat sona erdi diye bilinirken geçen hafta içinde bir ki- şinin, hem de İnkılâp Hükümetinin pek önemli şahsiyetinden bir kişinin ifadesinin alınması gerektiği anlaşıl- dı. Bu, İçişleri Bakanı Muharrem İh- san Kızıloğlu idi. Kızıloğlu Topkapı hâdiseleri sırasında İstanbul Tümen Kumandanı olarak bulunuyordu. Hâ- diselerin cereyan ettiği omıntakanın afazası onun tümenine verilmiş- ti. İçişleri Bakanı Soruşturma Kurulu aprıı Üzerine yeni Büyük Mil- yet Meclisine gitti. İfadesi Topkapı hâdiselerini biraz daha aydınlatmış ve böylece C.H.P. Genel a hazırlanan sufkast adamakıllı ortaya çıkmıştı. Bitirilen tahkikat dosyaları sında 6-7 Eylül hâdiseleriyle dosya da vardı. Üniversite olaylarıy- Ja, Topkapı hâdisesinin dosyaları da rafa konanlar arasındaydı. Bir duruşmanın hikâyesi Beskentte çalışan sâdece Soruştur- ma Kurulu değildi. Bakanlıklarda kurulan Tahkikat Komisyonlarıda işlerini bitirmeğe ve devlet dairele- rinde husule gelen huzursuzluğu bir gidermeğe o çalışıyorlardı. bir çok şuiistimalin tahki- na NE ağa e en fazla ilgi vw eski Devlet Demiryolları Umum Müdürü Sefa Yalçukla ilgili olam Yalçuğun duruşınasına baz” andı. an evvel Bu O gün duruşmayı takibe gelen k çok meraklı vardı. Ankara Adli- ye Sarayında, İkinci Asliye Ceza sa- lonunda yapılan duruşmada Yalçuk son derece sâkin görünüyordu, Gri bir elbise giymişti. Biraz şişmanladı- ğı göze çarpıyordu. Yanımda iri yar adam D.D.Y. nın Malzeme Başkanıydı. Onun yanında ver alan ise Umum Müdür Muavini Enver Mersinlioğluydu. Her üç sanık da düşünceliydi. İddianame, doğrusu istenirse yenilir yutulur cinatefi de- gildi. Yalçukla ilgili olarak bir tra- vers meselesi ortaya atılıyordu. Gö- rünüşte bunun önemli bir şey olma- dığı zannedilebilirdi. Zira eski tra- verslerden çubuk demiri ve saç yapıl- ması işi o firmaya değil, bu firmaya verilmişti. Bunda elle tutulur bir ku- sur yoktu. Ancak, bir rapor işi altüst etmekteydi. elemanlardan kurulu bir heyet bu işin en ucuz no- sıl yapılacağını belirtmişti. Buna AKİS, 31 AĞUSTOS 1960 » TE |