YURTTA OLUP BİTENLER seçilebilirdi. Bu değişiklik bir hafta, en geç on gün içinde yapılabilir ve normal düzen tekrar avdet edebilir- di. Komitenin toplantıya çağırıldığın- dan Hükümet üyelerinin dahi haberi olmamıştı. Kısa süren ve fazla tar- tışmalı geçmiyen Komite e sona erdiğinde saatler 20.05'i resmen açıklanacaktı. Ha radyoda okunduğunda ev- velâ büyük akisler yaptı. Birkaç sa- sat geçince alışıldı. Meclis bir İhtilâl Meclisiydi ve böyle bir hareket nor- > bir şeyler bekliyorlardı. Ama ka- arın bu derece kesin ve çabuk ola- ei, doğrusu kendileri de tahmin etmemekteydiler. Haberi gazetecilerden duyan Ba- yındırlık Bakanı niş Koper pek hayret etti ve ilk söz olarak başka kimlerin affedildiğini sordu. İkinci sorusu ise işin Milli Birlik Komitesin- den mi, yoksa Başbakanlıktan mı duyulduğuydu. Devlet Bakanı Şefik İnan işin üzerinde vi durmadı. So- gn söyle diyo: Kabinede eri yapıla- biliniyordu. Ama isim olarak beli değildi. Bana gi. bj fonla bildirdiler. Herhalde di Klan arımıza da öyle İl ei “Ekonomi ve Ticaret Bakanı Cihat İrene gelince, o sorulanlara her za- manki soğukkanlılığıyla cevap verdi. İren şöyle diyordu: “.. Bu günlerde bu gibi konuları kurcalamak memleket (menfaatleri bakımından doğru değildir. İşte, ol- du!.” Ayni şam ufak tefek, sevimli bir profesör ise Orduevine Bakan » larak girmiş, evin bir Üniversite öğ- retim üyesi olarak dönmüştü, Ufak tefek adam ışma (Bakanı Cahit Talastı. Orduevinde Çin Genel Kur- may Başkanı şerefine verilen kok- teyle gitmişti. Otomobilden Ni de bayağı, bildiğimiz bir Bakandı. Ama saat 22 yi geçtiğinde Talası bir vazifeden hakkında gülerek, her zaman- ki sevimli haliyle: «.. Haberi radyodan duydum. Böyle bir şeyi bekliyorduk. Ekip de- giştirilmesi bu gibi idarelerde elbet- te çok normaldir. Üniversiteye döne- ceğim” : İşi en son öğrenen Bakan, İmar ve İskân Bakanı Orhan Kubat oldu. Öy- 10 Üstün - Gözübüyük - Ulmer Delik taneden büyük oluncn.. le ki, Kubat hâdiseye muttali oldu- ğunda bir gün evvel oturduğu Bakan- lık koltuğuna Fehmi Yavuz asaleten tâyin bile edilmiş ve vazifesine baş- lamıştı. yattığından radyodan af haberini Sabahleyin kahvaltı rurken eline aldığı gazetede haberi okudu, O kadar şaşırdı ki bir kaç sa- niye düşünemedi. Sonra, iştihayla kahvaltısını etti. Değiştirmeyi nor- kendisini evvilden o hazırlad kısa bir şaşkınlıkla işi savuşturmuş- tu. : Geceki toplantı.. O gece haberin yayınlanmasının Ü- zerinden bir saate yakın zaman geçmişti ve saatler 11.05'i gösteri- yordu ki gen, bir yüzbaşı önündeki telefonu aceleyle eline aldı. Üç abo- nenin ezbere bildiği numarasını aynı çabuklukla çevirdi. Her üç numara- nın sahipleri de evdeydiler ve fazla w ana da aynı keli- meleri tekrarladı: “Devlet Başkanı sizleri Hariciye Köşkünde Mr Lütfen teşrif eder misiniz? dakika sonra Çankaya Köşkü- ne çıkan yokuşu kısa fasılalarla Üç otomebil urmandı. İlk gelen Alican- dı. Kapıda bekleyen otomatik silâğılı muhafızları selâmladı ve ayaklarım paspasta adamakılı temizledikten bir elbise giymiş adam elini cebine götürdü. Bir an tereddüd etti. Son- ra taksi a D dönerek: “.- Bey, portföyümü aceleden u- nutmuşum. im adım Selim Taksi ticretini ya takdim edeyim” dedi. Çevik adımlarla Köşkün giris kapısında kayboldu. Üçüncü gelen Amil Artüstü. hi yorlardı. Devlet Başkanı kendileriyle ne konuşacaktı? Bu kadar alelacele buraya çağırılmalarındaki se ney- di? Bekledikleri sırada hemen hemen hiç konuşmadılar. Bir müddet sonra kendilerine yu- dır- Kendilerini Devlet ve Hükümet Başkanı Cemal Gürsel (bekliyordu. Bakanlar meraklı bakışlarla Genera- lin ne diyeceğini, çağırılış sebebi o- ABİŞ, 81 AĞUSTOS 1960 —>