CEMİYET z iyaretçilerden pek fazla hoşlan - mıyan büküklerimizden bazıları, Kurban Bayram mı Aband gölü ke- narındaki turistik otelde — geçirmeyi tercih ettiler. B. M. M. Başkanı efik Koraltan Amerikalı — gelinini de Türkiyenin tabii — güzelliklerini görmesi için beraberinde getirmişti. Koraltanın oğlu Cengizhanı pek öz- lediği ve gelininden de çok hoşlan- dığı, ikisini de daima yanında bu- lundurmak istemesinden anlaşılıyor- du. Sayın Berrin Menderes de gü- rültülü Ankaradan Abandın süküne- tine kaçanlar arasındaydı. Kendisi- ne Gümrük ve Tekel Bakanı Hâdi Hü İmar Medeni Berk ıle aılelerı arkadaşlık ediyorlar- dı. Bayram günleri göl gezıntılerı ve bezik partileri ile bir hayli eğ- lenceli geçti. Gölden çıkan alabalık- larla süslü sofra, herkese şişmanlık korkusunu unutturacak kadar iştah açıcıydı. Hâdi Hüsmanın beraberin- de getirdiği küçük şişeler içindeki Türk viskisi ve yeni tip filitreli si- garalar çok beğenildi, bol bol istih- lâk edildi. * Hendekte kafayı dinleyen — Osman Kavrakoğlu, bayramda gazeteci- lere yakayı kaptırmak zorunda kal- dı. Kavrakoğlunu Fenerbahçenin şam piyonluğundan söz açarak keyiflen- diren gazetecıler sözü dönüp dolaş- "B olacakmışsınız, değil sualine getirdiler. evabına "Yok canım, yok böyle bir şey" di- yerek başlıyan sevimli Rize millet- vekili sonunda adının Devlet Bakanı adayları arasında bulunduğunu söy- ledi. Ya basın — suçlularının — affı? Temmuzda çıkacaktı, ama şu gaze- teciler yok muydu .. 1950 den bu va- na amma değişmişlerdi! Gazeteciler Kavrakcgluna 1950 de basının da desteği ile İktidara erelen D. P. nin bir hayli degıştıgını hatırlattılar ve bu tatsız bahis böylece kapandı. * ortekizliler hararetle karşıladık- ları Prenses Margraret'i soğuk bir şekilde uğurladılar. Sebep: Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanun Prenses Portekize ayak bastığı gun Lizbonun en büyük gazetesi O Se- culo, Margaret için "Kanıyla, gü liği ile tam bir prenses. Tatlılık ve neşe dağıtıyor" diye yazdı. Ama bir hafta sonra, hayal kırıklığı — içinde "İngiliz Sefaretinin areketi insanların Portekizi ziyaretinin çok tehlikeli bir iş olduğu intibaını uyan- dırıyor" diye şikâyet ediyordu. Öf- kenin sebebi şuydu: Prenses hava meydanında kendisine tezahürat ya- pan halkın elinden kurtulmak için Çok uğraşmak zorunda kalmış .Sun- day Express buna "Hava meydanı muharebesi" diyordu- ve İngiliz El— çisi ile Portekiz Polis şefi Jose Passo halkı dağıtmak için Toplantı ye Gös- 28 teri Yürüyüşleri Kanununu en zecri geleliyle tatbike karar — vermişlerdi. Tabn bundan sonra ha tapılan prensesin yanına sokulamadı ve ri verenin bizzat Margaret oldugu— nu sanarak ondan soğudu. * Moda Deniz Kulübü geçen haftaki ilk balosuyla mevsimi açtı. İğne atılsa ters duşmıyecek kadar kala- balık olan ba Cumhurbaşkanı Celâl Bayar da şeref verdiler ve ku- lüp başkanı Zeki Rıza Sporelin ya- nında geç vakte kadar oturdular. * Bayramda Sultanahmet Cezaevin- deki mahkümlar -aralarında Lüks Nermin de var- hoş bir gün geçirdi- ler: Ses sanatkârı Gönül Yazar ha- pishanede bir konser verdi. Gönül yazarı mahkümlar adına Sultanah- metin en yakışıklı adamı ve Türki- ye'nin Yul Brenner'i Berbat Süleyman elinde bir buketle karşıladı. Fotoğ- rafçılara poz verirken heyecanlanan ses sanatkârı "tıpkı nikâh merasimi gibi" deyrnep Süleyman sözünü esir- gemedi: Sen istedikten sonra, o da olur abla! z engin bir mühendisin 25 yaşında ve pek şımartılmış oğlu Georges Rapin, bir "heves"inin cezasını şim- G. Yazar - Berbat Suleyman kâh — mı di hapiste çekiyor. Pigalle meyda- nındakı fahişelerden haraç geçinm sanat nın Ccazibesine daya- na mıyan marık delikanlı bütün icaplarını ve Pigalle'in demir- den kanunlarının hükümlerini şaş- maksızın tatbik ediyor. "Himayesi- ne aldığı" 23 yaşındaki Dominique— in günlük haracı ödememesi üzerine ona -11 bin Türk lirası- ceza Dominigue gene metelik vermeyince bu sefer en şiddetli cezayı hak edi- yor: Georges, Dominigue-'i Fontaine- bleau ormanında yakarak öldürüyor. Şimdi Vazıfesını yapmış bir asker kadar r * Uçak almak için Londraya gıden Türk Hava Yolları Umum Müdü- rü Ulvi Yenal, oradaki Türklere Ro- madan sonra Londrada da bir büro açılacagını müjdeliyor. — Ankaradaki dairesini lstanbuldan idare eden U irün, Tür ava Yolları dış seferlere başlamadığı halde -ne zaman başlıyacağı da hiç belli de- ğildir- dış merkezlerde büro üstüne büro açtığını merak eden yok! * Channel TI. televizyon istasyonu- nun yayınlarını takip eden Ame- rıkadakı Türkler, son günlerde çok nirli... Öfkenin sebebı u program- ların meşhur yıldızı Garry Moore'un ekranda fesli, şalvarlı görünerek kendisini İstanbullu bir Türk olarak tanıtması ve sonra da hoşa gitme- yecek bir sürü söz söylemesi... * l ik kocası R. Vadim'den ayrıldık— tan sonra "ne yapacağını şaşıran" cazibeli Fransız bombası Brigitte Bardot, gemisini yeniden evlilik sa- hiline bağladı. Gerek B. B. gerek talihli koca yakışıklı Fransız aktörü Jacgues Charrier şimdilik pek me- sut görünüyorlar ama şu istikbal nelere gebe değildir ki... * Bursalılar "sevgili" valileri İhsan Sabri Çağlıyangile kavuşmakla çifte bayram yaptılar. Milletlerarası ipekçilik kongresine katılan valile- rinin İtalyada Cumhurbaşkanı Ce- lâl Bayara mülâki olarak yurda Sa- varona ile dönmesi, bütün Bursalı- ları gururlandırdı. * Bır defile için İstanbula gelen 5 güzellik kraliçesi manken, bay- ramda Boğaziçi lokantasına gıdenle— bir göz ziyafeti Solveiğ Dueados, Narhalie Ozenne, Corine Rottschfer, Inger Johnson ve Claude Navarro'nun kusursuz — vü- cutları butun gözlerde takdir pırıltı- ları yar AKİS, 23 HAZİRAN 1959