tamamladıktan sonra akademik ka- riyere intisap edecektir. Erdoğan Alkin çok okuyan bir gençtir. Kendisini alâkadar eden ki- tapların dışında bütün gündelik ga- zeteleri dikkatla —okur. AKİS'i çık- tığı günden beri takip eder, tutumu- nu ve yazılarını beğenir. Memleketin iç politika — meseleleriyle çok yakın- dan alâkalanır. masına Trağ- men yazmayı düşünmemiştir. AKİS'- in müsabakasında birinciliği kazanan yazı, ilk makalesidir. İkinci Musabakamızda ikinciliği kazanan makalenin yazarı Mehm eca- ti Çepken de, Erdoğan Algın gıbı tam 23 yaşındadır. Geçen yıl İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulun- dan mezun olan Mehmet Necati Cep- ken halen Işletme İktisadı Enstitüsü- nü İşletmecilik ihtisas sertifikası programını tamamlamağa çalışmak- tadır. Kayseride doğan ve lise tahsi- lini orada tamamlıyan Mehmet Ne- cati Çepken imkân bulursa Amerika veya Almanyada ıhtısasını tamamla- mayı düşünmekte Üçüncü üyük Jürinin Üüçüncülüğü seçtiği makalenin yazarı Yılmaz & Bünyanlıoğlu Almanyanm Bochul şehrinde bulunmaktadır. AKİS'in kendisine gönderdiği mektuba halen cevap vermemiş bulunduğundan, hakkında adresınden fazla bir bilgi Üçüncülüğü ka- zanan alâka çekici yazısı gelecek sa- yımızda nesredilecetir. Mehmet Necati Çepken Galiplerin ikincisi AKİS, 23 HAZİRAN 1959 Milletlerin iktisadi Kalkınması Niçin Hürriyet içinde Olmalıdır? Erdoğan ALKİN ağımızın iktisatçıları milli gelir meselelerini saf iktisat teorisi çerçevesi içinde incelerken iktisadi kalkınma veya refah artışı ile ilgili üç tatbiki sonuca varmışlardır: Millt gelirin gerçek olarak artması uzun devredeki gelir dalgalanmalarının yokedi mesi gelir inkişamı adalet Milli gelirin reel olarak artması geniş olarak yatırım politikası üzerine da— er derecede olması için bu yapılmış olmaları gerekir. Bu ise "plânlama" meselesini ortaya çıkarmaktadır Şurası muhakkak ki plânlamayı doğrudan doğruya hürriyet ve dem mine bağlamalıyız. Çünkü totaliter rejimlerin çoğunun kalkınma çabaları plân- lıdır. Fakat plânın yapılması başka tatbik edilmesi başkadır. — İktisad i manzara hiç de beklenen sonuca benze- Demokratık zılınıyetın hakiki mana- meyen sistemler- de idare edilenlerin idare edenleri mürakab fah arzusuyla birleşince 1dare adamları ve bunlarla ilgili elemanların bile ka- tıldığı büyük bir sömürücü ordu meydana getirir ve plânlama sayesinde elde edilecek prodüktif gelişmeden ortada eser bile kalmaz. İktisadi kalkınma bakımından en nemli meselelerden biri de elir inkişamı meselesidir. — İktisadi gelışmenın bir tarifi şudur: Cemiyette bir zümrenin maddi varlığını duşurmemek şarliyle diğer bir zümrenin refahını art- tırması. Adilâne olmıyan bir gelir i bunu önliyecek ve bir zümre aley- hine diğer bir zümrenin refahını arttırması sonucunu a r gelir inkişamıdır. Fakat hürriyet ve hakların mevcut olmadığı veya hiçe sayıldığı bir sistemde hükümetin böyle bir müdafaa vasıtasına ihtiyacı yoktur, yani kendileri için gelir inkişamı meselesi son derece tali bir meseledir ve bel- e m e bil, maktan uzaktır. Çünkü bu hükümler türlü yolsuzlukları, rüşvetleri ve haksız kazanılan diğer bütün gelirleri ortaya çıkaracak hakiki bir haber alma sistemini daima kösteklemişler ve tam bir basın hürriyeti tesis et- memişler, hattâ mevcut hürriyetleri kısma yoluna gitmişlerdir. Gerek halkın, görünüşte artan refah büyük bir kütlenin iktisadi bakımdan aynı halde kal- dığını ve hattâ daha sıkıntılı durumda olduğunu gizliyecektir. Büyük kuvvetin küçük kuvveti daima murakabe altında bulundurduğu hürriyet rejimlerinde ise bu halin tahakkukuna imkân yoktur. Kalkınmanın hürriyet içinde olması lâzım geldiği — diğer bir bakımdan da muhakkaktır. Demokratik olmıyan rejimlerde idareciler dirayetli olsa ve ya- mulan hâsılayı verse bile halkın refahı ne derece olacaktır? İkti- sadi refah artısı gayri iktisadi ara ert başına düşen istihlâk sayesinde ar- tacak olan har duygusudur. İnsanları yalnız daha fazla istihlâk etmeye hatır birer organizma olarak görenler için bu yeter bir haldir. Fakat insanları mesut kılacak yegâne haz bu değildir. Biz haz zaruridir, fakat bir hayvan için zaruri olduğu kadar. İnsanların daha başka hazlar doymaya ihtiyaç ve hakları vardır, vebu haklarını ancak hürriyet rejimlerde elde edebilirler. î Kısaca, kontrol, haber alma sistemlerinden mahrum bir hürriyetsizlik reji- minde idarecilerin dirayetsizlisinin açığa vurulmaması yüzünden — yatırımlar ulan hâsılayı sağlıyamıyacaklar veya saglasalar da adaletsızlıgı yüzünden cemiyetin geniş kütlesine aksedemiyecek yahut da aksetse bile kâfi derecede olmıyan bir hürriyet içinde yenen bu ekmek, yiye- nin boğazında düğümlenecektir. bu hasıla gelir inkisamı