Milletler Camiası içinde kalmasını, bilhassa iktisadi bakımdan — zaruri görmektedir. Adayı Komünist Rum teşekküllerinin elin düşürmemek için, "işsizlik tehlıkesının bertaraf edilmesi ve herkesin karnının doyma- sı şarttır" diyen Rauf Denktaş, bu gribi realist tutumların istiklâl veya taksini şeklindeki — tezlerden aha muvaffak olacağına inanmıştır. İn- gilizler de aynı şeyleri düşünmü lacaklar ki, geçen haf]a ıçınde kurulduktan sonra da Kraliyet cek, pek çok kişiye iş sahası açıla- Peynir gemisi T aksim nidaları ve çeşitli vaadler— onra Kı rıslıların 1stık kedenler bu davranışın Ada - kinlerinde uyandırdığı kırgınlığı gayet iyi — bildikleri için, şimdi de yakınlık — gösterileriyle — gönül almak — istemektedir. Mehter ta- kımından ve resmi turizm — gezi- lerinden sonra, iktisadi — ve kültü- rel sahalarda da bol bulunulmuştur. Fakat, yapılanlar -tıpkı Anavatandaki birbirini tutmamaktadır. Gerçi Zi- raat ve İs Bankaları kanalıyla kre- diler açılması Tekel tarafından Kıb- rısta bir içki rikasının kurulması ve 89 gence Turk ede üniversite bursu verilmesi gibi müsbet adımlar atılmıştır ama, öte yandan da Aday- la olan kültür bağlarını zayıflata- rak bazı kararlar alınmıştır. Mese- lâ, Kıbrısa gönderilen kitap ve mec- mualar artık "matbua" değil, "tica- ri eşya" sayılmakta ve bu yüzden gümrük muameleleri hayli uzamak- tadır. Uçakla bir günde gelmesi mümkün olan mecmualar ancak yir- mi gün Ayrıca, azzam artışlar olmuştur. Eskiden 20 sevkedılebılen bir kılo kitap kararlar- ]ebılmektedır Adada çıkan Bozkurt gazetesinin dediği gibi, "hâlâ yaban- cı memleket gibi muamele görmek" Kıbrıslı Türkleri çok üzmektedir. Doğu- Batı Film koptu u hafta başında Cenevrenin hâli, Keçen haftalardan bir hayli, fark- Milletler Sarayı yüzlerce ga- zetecinin muhasarasından kurtul- dedıkodu havası or- Dört büyük devlet bakanları arasında ü giden toplantı, evvelce d dildiği gibi, altıncı haftanın sonunda bir çıkmaza sap]anı kaldı. Bundan kurtulmak için sarfedilen bütün gay- retler boşa çıkınca en iyi çarenin toplantılara "ara vermek" olduğu AKİS, 23 HAZİRAN 1959 Demokraside Zorbalık u ayın başında, Fransız Millet Meclisi yeni içtüzük hakkındaki — mü- zakereleri başladığı zaman, aşbaka, Michel — Debre, “hükümetin genrdıgı tedb irler sayesinde demokrasimi geleceği teminat - acaktır" demişti. —Yeni içtüzük, soru, gensoru ve — Meclis soruşturma- sı — müesseselerinin işleyişine hâkim — olan — kaideleri hükümete — kolaylık sağlıyacak — şekle sokmakta, isbaşmdaki kimseleri sık hatsız. — etmesini lâzımdı. Geçen sız. Millet Meclisindi olanlar, Cumhuriyet Birliği- Partisinin nı açıkça — göstermiş — oldu. hafta, ağır sözler sarf baslığı ğında — her tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. fikirlerini ifade etmek, lardan iktidara seçmek imkânı verilir D kanu aykırı bir baskının değil, fakat vatanseverliğini, yahut şerefini baskının da gölgesi bulunmamalıdır. k tehlikeli ve hiç şakaya gelmeyen bir başka kurnazlık da, şerefinden mahrum — etmek totaliter bir meyil üzerindedir; o lefetı serbest bırakmak, fakat tabiatı icabı, kendisini vatan, Fransa gibi larla kendi arasında fark gormemege başlar; tâ kendisini tenkit edenleri de n Sosyalistlerin gerısınd kı seçmen sayısı U. faz onlardan rseniz. Meclı te 9. . Bugü sayısına eşit, hattâ seçmenlerini ilâve ede kişiden, bu elli demokrasiyi öğretmek Jlâzım. düşünüldü ve konferans 24 gün son- rasına, yani 13 Temmuza tâlik edil- di myko'nun geçen hafta yaptıgı son teklıflerden sonra, asgari bir u laşma zemini çalışıldı. Bu sarfeden İngiliz delegasyonu oldu. toplantısıyla âkalı gören uhafazakâr Parti hükümeti, dört hükümet baş- lefetin Başbakan şeydi ama. — gerçek istikrarlı getirebilmesi Cezayir meselesiyle ışbakat mevzuunda — hükümeti okrasi pek imzasıyla — ve — "Demokrasi ğ Demokr. şeyden muhalefete gösterilmesi tarif dilir. Aslında bu kadar aşikâr bir şeyı tekrarla k bil he iyapalım ün bi : teşkilâtlanmak, krasi, ay umunda, bır atmosfer demektir. ken ve maddeten serbest olması kâfi gelmez; manevi serbestlik de şarttır. şüphe altında yedı milyon mmılletvekıhmn söz söyliyebildiğini görürsünüz. kişiye maddi v k fazla mı olur? Anlaşılan, Cezayirden başka yerlerdekilere de göre, altı ayda bir, hü- demokrasi kalması demekti. İcra uzvu— için parlâmentonun oyuncağı Fran” ilgili - müzakereler - sırasında anın ve arkasındaki U. N. R. -Yeni ısrı'krarlı hükümet"ten ne an!adık/arı— çokluklarına bağluyordu. Debre'nin ve Sous- hükümetin l söylüyorlar, Fransa Cezayirde aleyhinde konuşmak ne cüretti? şüpheli — seçim usülleriyle İŞ- S k değil, hastalıkları" — nı ki satırların. büyük — bir. değer - taşıdı- gereken e lüzumsuz; ca Zi saygıyla fakat, rejimlerde, — azın- çoğunluk hâline gelmek ve meşru yol- Muhalefetin huku- Mu- fikirleri, ordunun yahut lletin manevi- Ö Muhalefet üzerinde, sade- bir de muhalifin veya muşahıdın bırakacak çok daha ağır bir muha- usülüdür. İktidar, bir de karşılaştığı güçlükler ar- mefhumlarla aynı saymağa, bu mefhum- aynı zamanda, hanımlarını, hat- "vatan haını" kategorisine sokar eçmenlerinin N. R. Bunlara bir de Komünist Partısının kam arasında yapı]acak Ioplanlının Cenevre anlaşmazlığı nden ya düşmesine hiç razı degıldı Dele- gasyonun faaliyetlerini yakından ta- kip edenler, geçen Çarşamba akşa- mı, Selwyn Lloyd'un baş yardımcısı Sir Anthony Rumbold ile Gromyko'- nun müşaviri Büyükelçi Jakob Ma- lik arasında bazı gizli görüşmeler ol- duğunu gözden kaçırmadılar. İngi- lizler konferansı fiyaskodan kurtar- mak için ortalama bir hâl çâresi bul- 23