İKTİSADİ VE MALİ Petrol ÜUmit kuyusu! nümüzdeki — yıllarda dış âlemle münasebetlerinde 300 milyon do- lara yakın açık vermesi muhtemel olan Türkiyede, bütün ümitler petro- le baglanmıştır Yirmi kadar şirket, Güney Doğu Anadoluda arama fa- aliyetlerine devam etmektedirler. A- rama faaliyeti şimdiye kadar pek fazla ümit verici olmamıştır. Adana civarında büyük ümitlerle başlanan sondajlar, 4 bin metre derinliğe inil- diği halde neticesiz kalmıştır. Sadece bir Amerikan şirketi tarafından Kâh- tada yapılan sonda]lar müspet neti- ce vermiş, orada petrol bulunmuş- tur. Bu bölgede 100 150 bin ton ci- varında -ki Türkiyenin şimdiki is- tıhsalının hemen hemen yarısına mu- - petrol istihsali mümkün ola- Yalnız petrolü bulan şirket, onu işletmeye yanaşmamaktadır. Şir- ket, Petrol Kanununun - Bir Ameri- kalı mütehassıs tarafından hazırlan- mıştır. - müphem bir maddesine da- yanarak bulunan petrolün iktisadi bir şekilde işletmeye — müsait bulun- madığını, işletmenin yapılan masraf- ları kurtaramıyacağını ileri sürmek- tedir. Tabii ki bu görüşe Türkiye şiddetle muhalefet etmektedir. Pet- rol Dairesine göre, yapılan masraf- lar nasıl olsa bir defa yapılmıştır. Petrol işletmenin iktisadi bakımdan R ranta'bl olup olmadığının hesaplan- masında, bu masraflar nazarı itiba- ra alınmamalıdır. Eğer şirket işlet- me masraflarını karşılıyabilecek ve makul bir kâr elde edebilecekse, pet- rolün işletilmesi iktisaden rantabl- dir. Bulunan petrolün durumu budur ve Petrol Kanunu hükümleri onun işletilmesini gerektirmektedir. erikan Şirketi ve Petrol Dai- resi arasındakı bu ihtilaf, henüz hal- ledilmiş değildir. Petrol Dairesi Baş- kanı Emin İplikçi, bu mevzuda Ame- rikalı mütehassıslarla istişareler apmak kararındadır. Ama petrol şirketlerine 40 küsur milyon dolar borcu olan ve petrol için dışarıya her yıl milyonlarca dolar ödiyen Türki- yenin bulunan serveti âtıl bırak razı olmıyacağı aşikârdır. — Yalnız dünya petrolünü elinde tutan ve menfaatla- rı bahis mevzuu olunca tek bir şir- ketmiş gibi hareket eden dev petrol şırketlerının ellerinde — çok kuvvetlı kozlar bulunduğunu unutmamak zımdır. Petrol istihsali etrol istihsalini arttırmak için son yıllarda gayretlerini hızlandırmıştır. 1958 petrol istihsali, 1957 istihsalinin — yüzde in olmuştur. 1958 istihsali 2, 256 milyon varil ham petrole erişmektedir, ki bu 328 bin metriktona tekabül etmekte- dir. 1954 1st1hsalı ancak 58 bin ton- dan ibare Bu petrolun 1,322 milyon varili Batmanda petrol tasfiyehanesi İstihsal artacak ama... SAHADA Raman, geri kalanı Garzan ve Ger- mik bolgelerınde istihsal edilmiştir. Hâlen tesislerin tevsii yoluna gidil- miştir. Bu suretle birkaç yıl içinde petrol istihsalini 700 bin tona çıkar- mak mümkün olacakt Yabancı şirketlerin petrol saha- sında yatırım yapmaları büyük ölçü- de teşvik edilmektedir. En son ola- rak, Pariste imzalanan konsolidas- yon anlaşmasında Türkiyeden alaca- ğı bulunan şirketlerin, alacaklarını Türkiyede yatırım — yapmaya tahsis etmeleri esası kabul olunmuştur. Bu hükümden faydalanarak petrol şir- ketleri 40 milyon dolar alacağın Türk parası karşılığı olan 360 milyon lirayı Türkiyede kullanabileceklerdir. Meselâ bu alacağın 13 milyon doları- nın Mersinde bir petrol tasfiyehane- si tesisinde sarfı şimdiden kararlaş- tırılmıştır. Piyasa "Büyük tehlikeler" G eçen haftanın başındaki bir ba- sın toplantısı, hiç değilse — sâbık bir politikacının durumunu aydınlat- mak bakımından faydalı oldu. Basın toplantısını yapan D. P. İktidarının sabık Devlet Bakanı ve münfesih Hür P. milletvekili Muammer Ala- kanttı. Toplantıyı Merkez Bankası İdare Meclisi Başkanı sıfatıyla ya- pıyordu. Bu suretle adı uzun zaman- dan beri işitilmeyen sabık C. H. P. li ve Hür. P. li polıtık'acı— nın neyl'e iştigal ettiği — öğrenilmiş oldu. Merke Bankası İdare — Meclisi Başkanı,, gazetecileri, İzmir Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Osman Kiba- rın beyanatına cevap vermek içi . İzmir D. P. teşkilâtının gelen — şahsiyetlerinden Osman Kibar, kredi sıkıntısından bahsederek — yüzde 5 üstün- de faiz ve komisyon alan, sana- yicilere kredi açmayan bankalardan acı acı şıkayet etmişti. Kibar "bü- yük tehlikeler"den bahsedıyor ted- bir alınmazsa "yıllarca sürmek mali çöküntüler" olacagmı soyl iyordu. Gazetelerde geniş yer bulan bu beyanat. İktidar ileri gelenlerini çok sinirlendirmiş olacak ki, iddiaları cevaplandırmak ihtiyacı — duyuldu İzmirden bir ay evvel dönen ve kre- di musluklarım elinde tutan Merkez Bankasının İdare Meclisi Başkanı Alakant bu işle vazifelendirildi. kant, şahsiyata kaçan bir konuşma yaparak İzmir Sanayi Odası Başka- nını âdeta iki yüzlülükle suçlandır- dı: O Osman Kibar ki Alakanta İz- mirde sanayi mamulleri malıyetlerı— nin ucuzladığını, ışlerınçok iyi git- tiğini söylemişti. Eğer şimdi tama- miyle aksi bir dil kullanıyorsa mak- sadı fazla kredi temin, etmek olma- lıydı v.s. v.s Beyanat bıtıp toplantı- ya katılan gazeteciler sualler sorma- AKİS, 23 HAZİRAN 1959