di tuzlarının da bulunduğunu kimse- nin bilmemesi idi. Memduh Ün, asis- tanı Ertem Göreç ile birlikte senar- yoyu revizyondan geçirir, çekime el- verişli bir hale koyarken, bir fikir unsuru ve emniyet tedbırı olarak ça- lışmalara, son yıllarda en iyi Türk "filmlerini yapmış olan rejisör Atıf Yılmazı da davet etti. Daha senaryo çalışmalarında başlıyan bu titizliği, oyuncu ve yer seç minde, çekım sı- rasında da gösterince Mem Ün kendinden umulmıyan bir iş başardı oyuncusu, kameracısı, teknisyenleri elinden geleni yapan bir ekibin yar- dımıyla, şimdiye kadar — Türkiyede yapılan en iyi filmi ortaya koydu.. Memduh Ünün sinema dili daha tam mânasiyle kendini bulmuş değil. Kendi ,'kendini yetiştirmekten doğan bazı aksamalar gözden — kaçmıyor. Bugün bu dili bizde bile ondan da- ha iyi kullanan -Osman Seden yahut Lütfü Akad gibi- rejisörler var. Fa- kat Memduh Ün onlardan daha ümit verici. "Üç Aarkadaş"in mizansenleri, kamera kullanışları zaman Zzaman konunun genel romantizmine, şiiri- ne, yu uşaklıgına uygun olmıyacak kadar köşeli hatlardan meydana ge- liyor. Bazan gözü yoracak derecede plan kesimleri, gösterecek hiçbir şey olmadığı halde yer değiştirmek lü- zumunu duyan kamera, araya sıkış- tırılmış oldugu hissini veren bazı re- simler, basit olayları sert davranış- larla kesıüeştırmek gayreti Memduh nün huzursuz, heyecanlı, sinirli bir üslüba temayullu oldugu fikrini ve- riyor. Ama Uç kadaş" taki bu telli muhteva kI çatışmasına rağmen, buyuk bır titizlikle düzen- lendıgı belli olan görüntüler, tefer- ruat üzerinde dıkkatl duruş anla- yışl bir oyuncu idaresi, onun venilir re_ıısorleı'ımızden bırı olabıle- ceğini düşündürüyor. Tabıı, eski yaptıklaı'ım bir kalem — çizer, "Üç arkadaş ı İlk filmi diye kabul eder- Gçg doyuran çalışma U ç arkadaş"tan bahsederken ö- bür elemanların gayretlerine i- şaret etmeden geçmek haksızlık 0- lur. Niyetçi Muratı — canlandıran Fikret Hakan hiç şüphesiz şimdiye kadar en başarılı rolünde. Çok el- verişli fizik imkânlarına rağmen davranışlarındaki sertlik ve kasık- 28 sum ve temiz yüzü ile Muhterem Nur, kör kız için eldeki elemanlar arasında muhakkak ki en uygun se- Hazır İyimserken... Halit REFİĞ Uî arkadaş" İyimser bir film. taşanları iyi, olayları ıyılık üzerine. ik" mücerret bir mefhum olarak alınmayıp, daha glam te- mellere oturtulunca, İnsanlar arasında dayanışmanın;, daha iyi bir ya- şayışın, saadetın esasları olarak gösterilince başarısı daha da göz dol-: durucu oluyor. "Üç arkadaş"ın yarattığı iyimserlik duygusuyla, Türk, sinemasının öteden beri süregelen bazı münakaşaları yeniden gözden geçirilebilir. Neydi Türk film yapıcılarının öteden beri iddia ettikleri? l) El- deki imkanlarla Türkiyede dogru dürüst film yapılamaz, 2) iyi film yapılabilse de bunların seyircisi olmaz, 3) Film tenkidcileri, fılm ya- panların can düşmanıdır. 4) Beyoğlu işletmecileri salonlarının kapıla- rını Türk filmlerine, açmaz. "Üç arkadaş", bütün bu iddiaları bir bir boşa çıkardı. Bizim öl- çulerımız içinde bıle oldukça mütevazı — sayılabilecek bir toplulugun, iyi bir mevzu, anlayışlı ve gayretli bir çalışma ıle ortay iyi bir eser koyabılecegını, kasa hesaplarında patronun yüzünü güldürecek kadar seyirci toplıyacağını; tenkidcilerin Böyle bir İ'ılmı elbırlıgıyle alkışlı- yacaklarını; programını doldurup bir Beyoğlu — salonundan çıkarken, başka bir Beyoğlu salonunun kapılarını ardına kadar açacağını ıspat etti. Böylelikle bir çıkmaza girmiş olan bu çatışmaya da bir iyim- serlik getirdi. Memduh Ünün filmi, ihtimal ki birçok prodüktörün aklım çekiliş- tir. Gelecek mevsim, bu başarının arkasında nal toplamıya çalışan bir- takım taklidlerin ortaya çıkacağını şimdiden söylemek bir kehanet sayılmaz. İyilik masalları anlatan, avarelık romantizmi yapan birkaç şaşkın filmin ortaya çıkması, "Üç arkadaş"ın ancak yanlış tesirleri- nin neticesi olabilir. Ama bu filmden alınacak çok daha iyi dersler de vardır. Sağlam bir mevzudan, dikkatli ve itinalı bir çalışmayla her zaman düzgün bir eser meydana getirilebileceği, böyle bir eseri seyir- cisinden, işletmecisinden tenkidcisine kadar ilgili herkesin himaye edeceği artık kafalara yerleşmelidir. Birden, çok umumi mevzulara atlayıveren; günlük meselelerimizi, olaylarımızı, kendimize has yaşa- yışı teğet geçen, iyilik kavramını mücerretleştirilmiş bir dünya çerçe- vesinde anlatan "Üç arkadaş" her halde gerçekçi Türk sinemasının fikri önderleri arasında sayılmıyacaktır. Ama bir prodüksiyon zihniyetinin değişmesine tesir ederse, o zaman rolü büyük olacaktır. Sinemamızda bundan önce de bazı kıpırdanışlar, silkinme gayret- leri olmamış değildi. Bunlar her seferinde, çölün ortasında kuruyu yup kalan bir akarsu olmaktan öteye gıdememışlerdı Ama "Üç arkadaş", belli bazı aksaklıklarına ve kusurlarına ragmen bunların hepsinden da - ha sağlam bir çıkış. İyimserliği de öyle samimi ve candan ki, şimdiden karamsarlığa kapılmak elden gelmiyor. lık ile bir kalıplaşma tehlikesi kar- — çimdir. Nitekim -gözleri açıldıktan şısında bulunan bu oyuncu oldukça yumuşamış, sevimli, cana yakın bir Murat olarak karşımıza çıkıyor. sonra terkedilmiş konağa gelişinde durumu görüp, kendisine yardım p- den insanların aslında — ayaktakımı arasından çıktığım anlayınca güler- ken ağlamıya başlaması gibi ancak bir Maria geneli tekniği ile altından kalkılabilecek sahneler oynamak zo- runda kalmadığı zaman, durumunu pekala idare edebiliyor. Salih Tozan tipi, oyunu, konuşması İle yaşlan- mış, yıpranmış, kurumuş, fakat ne- şesını, kalenderlıgını, babacanlığım kaybetmemiş mükemmel bir seyyar fotoğrafçı Artin. Boyacı Mistik ro- lünde, Semih Sezerlinin rahât oyu- nunu ve gayretlerini tipi engelliyor. Filmin komiği olması icabeden Se- zerimin oldu kç üzgün fizyonomi- sinde, seyirciyi gülmeye sevkedecek her hangi bir uzuv muvazenesizliği olmadığı, için bütün yük oyun üstü- ne yükleniyor. Mamafih genç oyun- cu bu engeli büyük aksamalara yol açmaksızın aşıyor. Ufak tefek yapısı, çocuksu, ma- AKİS, 10 OCAK 1959