DUÜNYADA OLUP BİTENLER S.S.CB. Aydan öteye B u haftanın başında, güneş etra- ındaki seyyarelere bir yenisi ka- tıldı Fakat bu defaki seyyare, ne kızgın gazların meydana bir kürı e de cansız bir kaya par- çasıdır.. Guneş ışıklarıyla pırıl pırıl parlayan madeni seyyarenın ıçındekı kaydedici ve verici cihazlar halâ iş- lemektedir. Ancak, bu cihazların et- rafa yaydıkları dalgaları artık yer- yüzünden dinleme ımkansızlaşmış— tır, zira cıhazları taşıyan roket dün yada n derece uzaklaşmış, fezada başıboş donen suni bır seyyare hali- ne gelm Sovyet topraklarından havalanan (roket, iki dev arasında âdeta başa baş devam eden feza yarışını tekrar Rusya lehine çevirmiştir. imdiye kadar, suni peykler bir yana, rika Birleşik — Devletleri tarafından aya erişmek için girişilen dört teşeb- büsün, dördü de başarısızlıkla netice- lenmıştı Amerikan roketlerinin en kabadayısı, nihayet 186.000 kilomet- reye gitmiş, fakat ondan sonra, dün yanın cazibesinden urtulamıyarak yeryüzüne geri dönmüştü. Rusların giriştikleri işin Amerikalılardan da- ha başarılı olacağı daha ilk anlarda Roket, şimdiye kadar İ gokyuzune metreyi arz cazibesini yenmesi muştu. mümkün ol- Geçen hafta sonunda, dün nya zerınde butu rasathaneler yirminci asır tekniğinin fezadaki yolculugu u takip etmekle meşguldüler. Hat- ta İngilterede, sırf feza yolcuları hakkında malümat toplamak üzere kurulmuş olan rasathanenin dev te- leskopu, geçirmekte olduğu bazı tek- nik tadilleri yarıda bırakarak, tek- rar gökyüzüne çevrilmişti. Roketin ilerleyişi hakkında en sık haber ya- yınlayan merkez, tabii, Moskovadaki Sovyet İlimler Akademisi idi. Mosko- va radyosu, her yarım saatte bir, bu Akademiden gelen orları oku- makta, fezada katedılen mesafe hak- kında malümat vermekteydi. Roke- tin atıldığı gece, Sovyetler Bırlıgının bütün şehirlerinde milyonlarca insan radyo başında bu haberi dinlemekte, bazı gruplar k sevinçten dans edip şarkı söylemekteydi. Dolar yiyen canavar ünyanın diğer köşelerindeki he- yecan, Sovy tler Birliğindekin- den hıç de aşağı kalmamıştır. Ameri- kan halk efkârı, daha henüz iki haf— ta Önce, Eise enhower*in — "kon peyki" dolayısıyla koparılan gurul— tüleri unutmuş, teknik sahada yeni bir mağlübiyetin acısını duymağa başlamıştır. Gazeteler, Cumhuriyetçi Parti iktidarının teknik araştırmalar mevzuunda işlediği hataları sırala- AKİS, 10 OCAK 1959 makta, Amerikadaki teknik öğreti- min ksayan tarafları üzerinde dur- maktadır. Halk, ilmi - araştırmalara daha fazla para ayrılması maların çok daha hızlı bir kavuşturulması için, kendi sı lerine ve tems lcılerıne mektu lar yağdırmağa koyulmuştur. EBisi nho— wer idaresi, bu talepler karşısında, çok sıkıntılı günler geçirecektir, çün- kü 77 milyar dolarlık yeni yıl bütçe- sinin zaten çok büyük bir kısmı sa- nma —masraflarına — gitmektedir. Şımdı teknik Aaraştırmalara ayrıl- mış bulunan milyarları daha da ar- tırmakla, büsbütün çıkmaza giril- miş olacaktır Ancak, Amerikanın milletlerarası münasebetlerde Itiba- Atlas hazırlanıyor Yaya kalan tatarağası rını muhafaza etmek için, teknik sa- hada Ruslardan geri katmaması ve hattâ onları geçmesi şarttır. İki memleket arasındaki teknik yarış- manın ıcabettırdıgı masraflara Ame- rikan vergi ellefleri seve seve katılacaklardır. Sovyetler Birliğinin ve Amerika- nın dışında kalan memleketler, son feza yolculuğunu, insan aklının ve insan kabiliyetinin yeni" bir harikası olarak takip ettiler. Doğrusu, devler arasındaki mücadeleyi takip etmek hayli hoş olmaktadır. "Seyirci mem- leketler” için masrafa girmek veya karşı taraf kazanınca üzülmek diye bir şey de bahis mevzuu değildir. An- cak, De Gaulle Fransası gibi, yeni- den büyüklük taslamağa çalışan ve bu maksatla atom bombası imâl et- mekten falan bahseden bazı memle- ketler, yetişmek istedikleri devlerin gttıkçe uzaklaşmakta olduklarını görüp ümitsizliğe — kapılmaktadılar. Bir de "Franko kategorisi" vardır ki, bunlar da, uzun menzilli roketle- rin muazzam gelişmeleri karşısında, kiralık üslerinin demode olduğunu farketmekte ve kaybolan gelir im- kânlarına yanmaktadırlar. Daha neler Dünya halk efkârının ' son Sovyet teşebbüsü karşısında heyecan- lanması için bir hayli se'bep vardır. r defa, Sovyet roketinin uç tarafı, yanı kayıt ve radyo cihazlarını taşı- yan asıl kısım, üçüncü Amerikan ro- ketinden tam. oniki defa daha ağır- dır. Bu agırlık ve âletlere kısmın büyüklüğü, Sovyet âlimleri tarafından roketin içine yerleştirilen cihazların Amerikan cihazlarından' ok daha mutekamıl olduğunu gös- termektedir. Sovyet roketi, fezada şimdiye ka- dar insan eliyle yaratılmış cisimlerin ulaşabıldıklerı mesafeyi kat kat ge- rilerde bırakmış, fezanın o kısımla- rı hakkında yepyenı malümatın top- lanmasını mümkün kılmıştır. Gerçi, roketten gelen dalgaların dünyanın herhangibir yerindeki alıcı istasyon- lar tarafından zaptedilmesi müm- kündür ama, bunlardan bir şey anla- mak ancak Sovyet âlimlerine nasip olmaktadır, zira roketin yeryüzüne gönderdiği telsiz işaretleri şifrelidir. Bu haftaki teknik harikanın da tam bir başarı sağladığı soylenemez Çünkü, Sovyet roketi, aşağı yukarı kırk sekız saat süren yolculuğu so- nunda, aya isabet etmemiş ve 6500 kilometre uzaklıgından geçerek, boş- lukta uzaklaşıp gitmiştir. Fakat, yeryüzüne yollanan işaretler, feza— nın aya kadar olan kısmı hakkında mevcut bilgileri daha da artırmış, radyoaktivite ölçülerini daha sarih hale sokmuş ve ayın etrafındaki manyetik saha ların bu malümata dayanarak yeni tecrübelere girişecekleri ve eninde sonunda aya varacakları muhakkakı tır. Şimdi, bütün dünyanın gözleri Amerikaya çevrilmiştir. FFeza yarı- şında h sırası artık Cape Caneveral sakınlerıne geldiğine göre, önümü günlerde Florida semalarına yenı bir roketin fırlatıla- cağına muhakkak nazarıyla bakıla- bilir. Ancak, hür dünyanın Amerika- li alımlerınden bu defa beklediği şey, kırılan ümitleri tekra canlandıra- cak bir "tam isabet" A. B. D. Zoraki misafir üyük SAS uçağının New York- Btakı İdlewild hava meydanına i- 23