bir takım sozler söylediği, duyuldu. letvekili yanlış kapı aha hızını alamadan mıshyle cevap- landırıldı' Taraf'lar zerin rTüdü. Ancak salondakı muhalıf miletvekıl- lerinin sayısının hayli kabarık oldu- ğunu gören ve çelimsiz gazetecilere tokat atmaktan büyük zevk duyan atlet yapılı Sezai Akdağ selâmeti sa- lonu terk etmekte buldu. Sezai Ak- dağı diğer milletvekilleri takip etti. Böylece salon boşaldı. Sinirlerin ya- tışıp sükünetin avdet etmesi için de yarım saatin geçmesi lazım geldi. Bütün bu kavga ve gürültüler o- lorken, ellerinden birini daima cebin- de tutmasını seven Gedik, Komisyo- nun kapısının önüne çıkmış, oradaki Meclis Emniyet âmirine ve polislere "daha burada bile asayişi temin ede- miyoruz, hallerini görün" diyordu. Mutlaka yeni tedbirler almak lazım* di. Fikirlerinde ne kadar sebatkâr olduğunu İhsan Baç hâdisesi dola- yısıyla da gösteren Namık Gedik, büt yolları Romaya çıkartmayı dogrusu çok iyi biliyordu. r gün —Evvelki bu kavga gurultu Ve bitip tükenmeyen hesap sormalardan hoşlanmayan Gedik er- tesi gün tekrar ayni kom n hu- zurunda iken çatık kaşları 11e etrafa yıldırımlar yagdırmaga kalkmıştı. Ama her seferinde de nerede olduğu kendisine aynı şi detle hatırlatıldı Sekreteri dolayısıyla idi. Asık çehreli Içışlerı Bakanı, C. H. terinin kongrı elerde doyruysa hakıkaten sözleri birer birer saydı. Bu i; İçişleri Bakanına karşı gorulmemış bir taarruza girişen P. millet- vekillerini müdafaaya geçmeye zor- ladı. Milletvekilleri pek de ınandırı— cı bir şekilde olmasa bile genel sek- reterlerının böyle şeyler söyliyeceği- timal vermediklerini belirttiler. Içışlerı Bakanlığı bütçesi de böyle- ce sinirli bir hava içinde bıtırılıp sı- radaki Milli Savunma bütçesinin mü- zâkerelerine başlandı. Pazartesi ve sah günleri Muhalefet milletvekille- rinin sıraladığı sualler, İçişleri Baka- nına sorulan suallerden daha az ter- letici değildi ama bunların cevaplan- dırılması sırasında herhangi bir hâ- dise çıkmadı. Bu satırların yazıldığı sırada B. M. M. Bütçe komisyonunda Dışişleri, bütçesinin — müzakereleri — başlamış bulunmaktadır. ve muhtemelen bu müzakereler e bakı- mından çışlerı Bakanlıgının bütçe- sinin müzakeresinden aşağı kalma- yacaktır. Zira, Kıbrıs meselesinin endişe verici bir safhaya girdiği şu günlerde. Dışişleri bütçesi vatan ve parti kurtaran aslanları karşı karşı- AKİS, 10 OCAK 1959 ya getirecektir. Parti kurtaran as- an, Kıbrıs meselesindeki gafları yü zünden herhalde hesap sormak ye- rine, hesap verecektir. Hükümet Bir tatsız yılbaşı 958'den 1959'a atlayıverdiğimiz sis- li yılbaşı gecesinde, Ankara Gar Gazinosu kulesindeki saat 10'u gös- terirken Ankara Hususi 07025 pla- kalı, açık yeşil boyalı, 4 kapılı, 8 si- lindirli, 1955 modeli bir Pontiac'ın sisler arasından ortaya çıkıp İstas- yondan aşağıya doğru süzülmesi, o- rada bulunan birkaç kişinin dikka- tını çekti. Zira bunlar otomobili ve çindekini tanımıyorlardı. Otomobilin YURTTA OLUP BİTENLER Bagdattan donen hesap Okm Bakanlıgını alâka. N den 1şlerden atçılık rışçılıga karşı hususi bir merak bes- lediği şuphesızdır Nitekım Ziraat Bakam sık sık Hipodromda görünür ve günün yarışlarım dikkatle takip eder. Bakanın bu merakı zamanla o kadar kuvvetlenmiştir ki, Nedim Ök- men sonunda üç güzel safkan arap tayından müteşekkil bir yarış eküri- si kurmuştur. Fakat büyük bir talih- sizlik eseri olarak, Karacabey Hara- sından celbedilen Nureddin Çavuş adındaki antrenörün bütün gayretine ve — Veteriner İşleri Umum Müdürü Nail Başçavuşoğlunun titiz ve yalan alâkasına rağmen bu taylar bazı id- man arızalarının hışmından yakala- rım kurtaramamışlar ve geçen mev- 1955 Modeli Pontiac "Otomobil uçar gider" içinde Ziraat Vekili Nedim Ökmen edim Ökmen. Jokey kulübünün Hipodromda verdiği meş- hur yılbaşı balosuna mı gidiyordu ? Asla... Açık yeşil Pontiac, Hipodruma gitmedı; sola döndü ve Çıftlıkyoluna girdi. Az sonra Orman Çiftliği Mer- kez Gazinosu önünde durdu, yolcu- sunu indirdi ve sabaha kadar orada kaldı. edim Ökmenin bir çok kabine arkadaşı gibi, Jokey — Kulübünün Hıpodromdakı şahane balosuna git- - Dr. k Gedi Ruştu Zorlu Tevfık İleri, dakoğlu, l—ladı Hüsman o gece Hipod- romdaydılar - sebepsiz değildi. Hâ- isenin, Ziraat Bakanı Nedim Ök- menin ıstıfasına kadar varabilecek, ehemmiyetli bir geçmişi vardı. sim piste çıkmak fırsatım bulama- mışlardır Bir yarış ahırı da tesis ettikten sonra Nedim Ökmenin atçılık ve ya- rışçılık - işlerindeki bilgisi' çok daha genişlemiş, -yarışçılarla teması art- mıştır. İhtimal bu temasların lir ne- ticesi olarak Ziraat bir teşebbüse koyulmuştur. Teşebbü- sün esası, yarışların idaresini Jokey Kulübü d almak ve Ziraat Bakan- lığına bağlı bir genel müdürlük kura- rak yarışların idaresini bu genel mü- dürlükle yurutmekten 1barett1r aslı aranırsa bu, Haki- 13 kolaylıkla müdafaa edilmez.