Ayhan Toker Başa iş açan soyadı Bir vehmin garabetleri asıl olurdu efendim? Milli Eği- tim Bakanlığına bağlı bir yurtta, talebeler — milletin ekseriyetinin re- yı ıle başa gelmiş bir iktidar aleyhi- hangi cesaretle nümayiş tertip edebılırlerdı" Hangi ihtirasların e- siri bazı menfi unsurlar, memleket- teki huzura kastetmışlerdı Maksat, mutlaka ve mutlaka bir ihtilâl hava- sı yaratmaktı! İstanbul Teknik Üniversite Tale- be Birliği, Başkanı — Attillâ Yalçını, evvelâ Teknik Üniversite Rektörü aradı, Parkasından — önce Vilâyete, sonra da Emniyet Müdürlüğüne çağ- rıldı. İstanbulun iddiasız valisi Et hem Yetkiner, önce yumuşak ve sa- kin — konuştu. onra Hıddetlendı Kendisinin de vaktiyle talebe birlik- lerinde — vazife — gördüğünü belirtti, "onun için bana — yutturamazsınız!" diye kükredi. Yalçın apışıp kaldı. Asılsız ne soylemıştı ki? Yet- iner "ben iyordu, bir ara büsbütün parladı Çehresindeki kulaklarından taşarak kırmızılık, katmerli ensesini de kaplad Öğ- renmesi gereken hususlar vardı Nü- mayişin elebaşıları kimlerdi? Tek- nik Üniversitelilerin siyasi — istika- metleri ne idi? Millet iradesine kar- şı gelen Muhalefet hangi vasıtalar- la tahriklerde buluşmuştu? Basın nasıl haberdar edilmişti? Atilla Yalçın, esasen verilecek bir cevap olmadığından bütün sual- leri karşılıksız bıraktı. Talebe Birli- ğinde, idare heyeti ile azalar ara- sında cereyan eden bir münakaşada, şikâyet vuku — bulmadığı — takdirde sorgu sual açmaya hiç kimsenin hak- kı yoktu. Yetkiner, fotoğrafçılardan AKİS, 20 EYLÜL 1958 temin edilen ve gazetelerde eden resimlerden bazı — nümayişçile- rin teşhis edilmiş olduğunu söyledi. Bunlardan birinin adı, Ayhan To- kerdi! Ayhan Toker... Sabık emniyet mum Müdürü bu ismi telâffuz eder- ken mühim bit ip ucu bulmuş bir dedektifin manidar tonu ve mimik- leri ile konuşuyordu. Hemen baklayı intişar agzından çıkardı: "Bu Ayhan Toke- Metin Tokerle ilgisi nedir * Eger akrabası ise, Ayhanı muhak- kak Metin Toker tahrik etmıştır' Atillâ Yalçın, Yetkiner Ayhan To- ker ve Metin Toker arasındaki müna- sebeti sorunca komedı karşısında gül memek için kendisini zor zaptetti. Bılahare de kendisinin merhum Hü- seyin Cahit Yalçının —oğlu olup ol- madığının neden sorulmadığına şaş- ti kaldı! Deve yapılan pire tilla Yalçın ile yaptığı mülakatı Amuteakıp sabık .Emniyet Umum Müdürü, Teknik Üniversite Hadise- sine damgayı bastı. Meşhur A. A. ya verdiği beyanatta Yetkiner şöy- le diyordu: "Teknik Üniversite hâ- dısesı, bazı siyasi maksatlarla ve gazete muhabirleri bilhassa — davet edilmek suretiyle, umumi efkâra bambaşka tarzda intikal ettirilmek istenmiştir." Teknik — üniversite kadarla da bitmedi. Milli Eğitim Bakanlığı — müfettişleri Gıımuşsu- yu Talebe Yurduna geldiler, öğren- cileri sorguya çekmeye yeltendiler. Talebe Bırlıgı hareketı şıddetle pro- testo etti. Talebe Birliği, hükmi şah- siyeti haiz bir teşekküldü ve müsta- kildi. Milli itim Bakanlığının bir hâdisesi bu iç meseleden dolayı Talebe ' Birliği hakkında tahkikat açmak yetkisi yoktu. Fakat buna rağmen, bazı ta- lebeler kapalı kapılar ardına alındı- lar, üzerlerine baskı icra edildi, bir takım mantık kapanları ile ağızla- rından 1lâf koparılmaya çalışıldı. Yapılanlarla yetinilnedi, gazetelere YURTTA OLUP BİTENLER tekzip göndermeleri, ve bazı kâğıtla- rın altlarım imzalamaları da istendi. Fakat ogrencılerın gösterdikleri mu- kavemet, tesanüt ve medeni cesa- retle yapılan mücadele karşısında müfettişler hiç bir şey elde edeme- den işi yarıda bırakıp gerisin geriye gittiler. Arkamızda bıraktığımız hafta- nın son gunlerınde cereyan eden bir hâdis sadeci ik Ünıversıte talebelerını degıl İktıdarı da huz suzluk İçinde bırakmıştı. Teknik Ü- niversite binalarında ve Gümüşsüyü talebe yurdunda kılıkları, hal ve ta- vırları ila bağıra çağıra "ben poli- ' diye haykır bir takım "me- raklı vatandaşlar dolaşıyorlar, ba- sı talebeler emniyet mudurlugune veya vilâyete davet edili Mil- lH Eğitim Bakanlığı mufettışlerı de harıl harıl ifade almaya çalışıyorlar- dı. Birçok öğrenci, başlarının belaya girmesinden çekinerek Teknik Üni- versiteye ugramıyordu Teknık Üni- versite ve Gümüşsüyü talebe yur- dunda cereyan eden fevkalâdeliklere muvazı olarak da, Emniyet Müdürlü- ğünün hasır kuvveti Taksim meyda- nında ve istiklâl caddesinde alesta devriye geziyor, süngülü —ordu bir- likleri - askeri potta Ve jandarma değil- "bizim burada olduğumuzu bi- lin ve görün" kabilinden yürüyüşler yapıyorlardı Esasen son bir aydan beri İstanbulda hemen hemen bütün Kaymakamlık binalarının civarında- ki müsait arazilerde G.M.C. li vi zırhlı arabalı ordu birlikleri muvak- kat çadırlı karargâhlar kurmuşlar- dı. İstanbullular sıkı yönetim günle- rinde dahi şehrin kilit noktalarında böylesine fazla vazifeli askerin do- laştığım gördüklerini hatırlamıyor- lardı Kısacası İktidarın bir ihtilâl psi- kozu içinde bulunması, basit bir o- layı büyütmüş, pireyi deve yapmış- tı. Teknik Üniversitedeki yemek hâdisesini çıkaranlar ihtilâlcilik- le itham ediliyor (gazetelerden) VAY NAMUSSUZ İHTİLAL ÇIKARACAK GALİBA!.. 19