YURTTA OLUP BİTENLER, ÜNİVERSİTELER omiser, elinde tuttuğu listedeki bir ismin üzerine parmağını ba- sarak' — Mesele anlaşılmıştır, dedi. Bu, ihtilâldir!" Listedeki isim "Ayhan Toker" di. Şimdi iş, bu "Ayhan Toker" in Me- bir si gayesiyle Teknik Üniversite Rek- törlüğünün fonundan başka, Milli Eğitimi Bakanlığı da yılda 168 bin liralık bir yardım yapar. Ne hayat pahalılıgının omuzları çokert- tiği ve gıda maddesi bulma imkân- larının daraldığı şu günlerde, bu ye- mekhanede yemek fiyatlarına yapılması zarureti hasıl Eskiden öğle yemekleri 125, akşam E. lara hesap vermeğe mecburdu. M u - hasebe defterlerini açtı, gelir ve gi- derleri gösterdi. Lokantanın işletil- meşinde Talebe Birliği kâr değil za- rar ediyordu. Nitekim so ma rağmen. 199 lira 10 kuruşluk bir açık vardı. Bunu önlemenin tek ça- resi. Milli Eğitim Bakanlığının yar- dımının münasip bir şekilde ayarlan- masıydı. Şimdiye kadar yapılan 1s- arlı müracaatlara bir cevap ? u ) yemekleri de 100 kuruşa verilmek- veril- tin Tokerle akraba olduğunu ispata teydi. Zamlı tarifed sonra, öğle — memişti. Şikâyetçiler, durumda -ya- kalıyordu. Akrabalık ispat, edildi mi, y akşam ekleri, sırasıyla 210. ni zamda- Talebe Birliğinin kaba- ihtilâlin su götürmez delili zabıtanın — 4, 160 kuruşa çıkmıştır. Böylece:bir — hatli bulunmadı na kanaat getire- eline geçmiş olacaktı, öyl dü- kalebenin aylık ek masrafı, kah- rek mütevekkil ayrıldılar. Ama bu- ş"mîlıî.'.'" (B taılî'ım taıe:’eıeri 'Sşe_ valtılar da asgari şekılde hesapla- radan çıkmca da âdet olduğu veç- ezük" diye aya _anıyor ar. iİsimle- — | CA 141 Jirayı bulmakta hiyle nükteli pankartlar — hazırladı- xnek bâkılıyori) h ği b "I; ker Ciddiye alınan şaka lar. Gruplar halinde pankartları Gü ll;itı“ :nun K, t'îım AŞANSICI . M ; müşsuyu .Talebe Yurdu binasında ve KA A A R A e et K albuki bir talebimin eline, taş — avylusunda dolaştırdılar. Sonra da bu midir? Nitekim komiser, meseleyı çatlasa 200 liradan fazla para artları — geti- âözmüş ' olmaı&m - nanın heme eyecanmı — İÇİNdE, antresinde bulunan fırladığı gibi Tek- ilan tahtasına as- nik — Üniversitenin A' IK l Am tılar. Zaten bu bir yolunu tuttu. gelenekti. Kantin- tık kaşlar, sert e- de satılan aZ dai.' tt(;_raf et! İti- evkalâde —günler — yaşadığımız anlaşılıyor Dr. mık — Gedikin — açık- zun içinden bir si- ra' eS W orum ta'ı- göz — emniy kuvvetleri, tâbirle, zerrece kül — yutmuyorlar. nek çıktığı zaman T .k Ca krâb T aksat — sezmek, için komıserlerm, artık — insanların — gözüne' bakmala- da, — talebeler bir e îirm'l a r,f' ğSı' rına — bile Jlüzum — kalmadı. Soyadlarına bakıyorlar ve — 'çakıyorlar", kartona "Tale Ş'“k e'glııt'lıîllı' he- Son hadise — Türkiyede ker — soyadını. taşıyan — bütün — insanların — tetik- Bırlıgı uyuyor mu- gnel d 1 ı?t'ı of at- te bulunmaları gerektiğini gösterdi.Aşağıda hem Dr. amık — Gedikin sun?" yaz- î)" ah" ; 'rğ l'e : komiserlerine, em de vatandaşlara — bir. - hizm olsun diye — Toker mışlar ve ilân tah- kE erîeyı Diyor soyadını Metin Tokerle alâkalı olanak — taşıyan — ve halen - hayatta — bu- tasına asmışlardı. l 'f h n?_îa' luna sekiz — kişinin — İsimlerini — neşrediyoruz. er — birinin — yanındaki Kartona bir de 1- he seT kay'ı'ı: My- parantez - içindeki rakam sın yaşıdır.. Bu listenin haricinde — kalıp çinde sinek — bulu- tiîı Tı;)kerrlemtek îî Toker — soyadını taşıyanların. Metin — Tokerle hiç — bir — ilişiği — yoktur — ve nan kocamal bir lâk?f_' soyadı ben- bu "bir tehlikeli tesadüf” ten başka şey değildir. lgnîzîezmişllşeî_âg l.seosl; Ür. Mamafih, ak- 1 — Ekrem Toker (66) defasında da kar- raba aranıyorsa 2 — Vicdan Toker (70) tonlarda. "Kırta- “Ayhan — Toker"in S — Macide Toker (65) siye yok, yatacak akrabaları yok de- 4 — Hüsniye Toker (52) yer yok, kalorili ğildir. Meselâ D. 5 — gdubın Toker (82) gıda yok. — verilen P. Meclis Grubu- 6 — Özden Toker (28) para 150 lira. Ne- nun başkan vekili Z— G_'İm_ı. Toker (21) tice: Randıman dü Baba Akşit, "Ay- 8 — Gülsün Toker (19 ay.) şük. Çehreler so- :'ml;ı Tgı:_er mK al'(- Bun rağmen. Dr.. Namık Gedikin — komiserleri tarafından — ele uk, Tâf-ı Ş, h szeıerasil ilıı İi indeolı-::_. geçtıklermde Meti, Tokerin — akrabası — olmadıklarını — ispat — edinceye luk, — oluk" denili- lâ ,b'rş b'tç eniği kada kendilerini, — kurulacağından — ehemmiyetle — bahsedilen — idam — seh- yordu, o gün öğ- bul ııı d ! üd yn İ '_ palarımda bulacaklarından endişe, eden Tokerlerden dolayı hiç — bir le yemeği de boy- bra Tuîu ka Ü e_ mesuliyet kabul edilmez ve — bunlara, — tehtikeli soyadlarını son — süratle, kot edılmıştıv Ha- min Tokai K değiştirmeleri bir - - ihtyat — tedbiri olarak tavsiye olun reket doğrudan versiteden — döndü, doğruya Talebe Şimdi, ihtilalin ye- . |- Birliğine mütevec- ni ip uçlarını aramak lâzım gele- . M cihti. Y_emek fıyatlz_u'ının a_rtışı kar- ekti geçmesine imkân yoktur. Burslu ta- şısında idare heyetine seçilen arka- Daha ziyade "Cibali Karakolu'* na veya "Zehir hafiyenin macerala- rı" na kışan bu sahneni az, çok ge- reyan etti. basit — bir çıktı. Teknik Üniversite hâdisesi adı verilen mesele son derece şişirilmiş- tir. Teknik Üniversitenin 4000 kişi- yi aşan mevcudunun büyük ekseri- yeti, Gümüşsüyü Talebe — Yurdunun Yemekhane, versitesi Talebe Birliği — tarafından sevk ve idare edilir. Yemekhanenin îîğreııcilere ucuza yemek verebilme- lebeler ise zaten topu topu 150 lira almaktadır. Yalnız yemeğe 141 lira ödeyecek bir talebe, sokakta yatsa, defter kitap almasa, traş olmasa bi- le gene bu parayla geçinemez. İşte talebelerden bazıları, zammın yapıl- sorumlu gördüler. Yemeklere yapılan zam geri alınmalıydı. Zaten, lokantanın hemen bitişiğindeki kan- tinde verilen bir sandviçte kıl çıksa, Talebe Birliği mesul tutulurdu. Ta- lebelerden 25 30 kişilik bir grup Talebe Birliği Başkanı Atillâ Yalçı- nın yanma çıktılar ve zammın esba bi mucibesini sordular. Atillâ Yalçın seçmenleri ile karşı karşıyaydı. On- daşları murakabe etmek hakkının kullanılması ve vazifesinin de ifa- sından başka bir şey değildi. Mak- sat ise, sadece ve sadece idare heye- tini, çalışmaya teşvikti. Haber gazetelerde, biraz da mü- balâğalı -şekilde — neşredilince kızılca Kübalı nümayişleri sırasında İstan- bul Üniversitesi Rektörlüğüne Em- niyet ve Birinci Şube — müdürleri e gelerek ispat eden Milli Eğitim Ba- kanı Celâl Yardımcı, İlk uçakla An- karadan İstanbula geldi ve mesele- ye dirayetle el koydu! AKİS, 20 EYLÜL 1958