s P O R Güreş Budapeşte şampiyonası eçen haftanın sonunda cuma günü Yeşilköy ava —Alanının bekleme salonundaki lâcivert elbise- ler giymiş ceketlerinin — sol yukarı mendil ceplerinin üzerinde ufak bi- rer ay-yıldız bulunan onaltı kişi son derece heyecanlı idiler. Gümrük mu- ayenelerı yapılmış, uçaga binmek i- in dahili hoparlörün ikazına rağ- men salondan ayrılmamışlardı Ay- rılamazlardı» zira için — Macar konsolosluguna gıden kafile başka- Seyfi Cenap Berksol, gorunurler— Uçak hareket etmek üzere idi. Onaltı kişilik kafîleyı teşkil e- denlerin hemen hepsinin, de renkleri soluk, yüzleri asık, hey anları he- sapsızdı Pistte yolcularını bekleyen KLM uçağı, beş dakika sonra kapı- larını kapatacak ve süzülerek Buda- peşteye dogru havalanacaktı. İşte tam bu sırada gelen bir tak- siden telâşla inen aşlıca bir zat, doğru pasaport kontrol Odasına uğ- radı ve bir dakika sonra salonun u- cunda göründü. Renkleri uçan, asa- biyetten dudaklarını kemiren grup- dakilerde bir sevinç çığlığı yükseldi. Bir anda Seyfi Cenap Berksoyun et- rafını aldılar, her kafadan bir ses çıkıyor, herkes ayrı ayrı sorular so- ruyordu. Bu soruları sonu çabuk alındı ve uçağa dogru yollanıldı. Fo- to muhabirleri de esasen onları bek- liyordu. Merdivene gülerek çıkanlar, geride bıraktıklarına el sallıyarak foto muhabirlerine poz verirken, ka- file başkanı da ayak üstü verdiği be- yanatta, iyi çalışıldığım — Budapeşte şampiyonasında iyi bir netice alına- cağını; umduğunu bildirdi. Saat 13,45 de KLM uçağı ile Bu- dapeşte' gitmek üzere Yeşilköy ha- va alanından havalanan greko romen mili güreş takımımız, bu şehirde 4-27 Temmuz tarihleri arasında yapılacak olan greko - romen dün- mpiyonasına katılacaktır. Ka- file, federasyon başkanı Seyfi Cenap Berksoyun — nezaretindedir. — Ayrıca bir idareci, bir mutamed, bir müşa- vir, bir antrenör, dört hakem ve do- güreşçiden kurulu — takımımız büyük bir Üümitle yola — çıkmıştır. Şampiyonanın iki favori takımı Tür- kiye ve Rusyadır. Şampiyonaya ka- tılan diğer milletler Doğu ve Batı Almanya, Yugoslavya, İngil- Danimarka, Avusturya, Ro- Çekoslavakya İsrail, İsviçre, Hollanda Mısır, Fınlandıya Maca- ristan, Belçıka Fransa ve Yunanis- tandır Şampiyonada sürpriz takım ola- rak görünen iki millet İsveç ve Fin- landiyanın alacağı neticelerin, iki fa- deyk Çok iyi hazırlan- dıkları haber verilen İsveç ve Finlan- 34 diyanın birer şampiyonluk ve bir ka ikincilik, üçüncülükle klasmana gir- meleri netice üzerinde bir rol oynı- yacaktır. Ayrıca neticeyi değiştirebi- lecek Macaristan ve Mısır takımla- rını da hesaba katmak icabeder. En az üç sıklette birinciliğin İsveç, Finlandiya, Macaristan ve Mısır a- rasında paylaşılması halinde üç bi- rincilik birden — kurtaracak takımın şansı artacaktır. Bu arada takımı- mız, eğer üç birincilik kurtarır, bun- ların yanısıra da ikincilik ve üçün- cülük olmak üzere dört sıklette da- ha klasmana girilecek — olursa şam- piyon olur ve beş yıl için konan hey- keli malımız olarak yurda getirebi- lir. 52 kiloda çok iyi hazırlandığı söylenen ve muhakkak bir — şampi- yonlukla yurda döneceğini söyliyecek kadar azimli Dursun Ali Erbaştan sonra, .57 kiloda Yaşar Yılmaz da tecrübesi ile dereceye girebilecek kıymette bir elemandır. Yalnız Ya- şarın henüz t forma girmediği söylenmektedir. 62 kiloda Müzahir Sille dikkatli güreşecek — olursa bir şampiyonlukla — dönebilir. 67 kiloda Rıza Doğanın ilk üç arasında yeri olacağı söylenebilir. 73 — kiloda tam formda olduğu bildirilen Kâzım Ay- vaz, bir aksilik olmazsa hakkı olan şampıyonluga ulaşabilir. 79 kiloda Mithat Bayrak da, tam formda olma- sına rağmen hastahgının bu yorucu şampiyonada ceye tesir etmelin- den endışe edılebılır 87 kiloda Neca- ti Morgülün bir üçüncülük ile dön- mesini normal karşılarken, Sofyanın Ali Beratlıgil ağlarım, hem giderim... Hem, acısını çıkarmak üzere hazırlanan a- ğır sıkletimiz Hamit Kaplanın elde edeceği neticenin şampiyonada takı- mımız lehine büyük rol oynıyacağını da kabul etmek icabeder. Şu satırla- rın yazıldığı sırada — Budapeştedeki şampiyona bütün hızı ile devam et- mektedir. Bakalım netice ne olacak ? Transfer Takas Uzun boylu kıvırcık saçları arka- ya doğru taralı, beyaz gömlekli genç, transfer mukavelesine imzası- nı atarken bütün gayretine rağmen gözyaşlarını zaptedemedi. Göz çukurlarından taşan damlalar- dan biri, 'bir yıl müddetle renklerini taşıyacagı Adalet kulübü ile imzala- dığı mukavelenin üzerine düşerken, gözünün önü dumanlandı. Biran dur- gunlaşan bu gencin sinema şeridi gi- bi gözünün önünden geçiveren ha- senelerce ter dökdüğü, mek verdiği Galata- sarayın formasıyle oynadığı maçlar yer alıyordu. Galatasarayın senelerdir hemen her yerinde, bekde, haf hattında, hücum hattında oynayan ve oyna- dığı oyunun hakkını yermek için doksan dakika didinen Ali Beratlı- gil, istemiyerek attığı bu imza ile sarı kırmızı renklerden kırmızı- beyaz renklerle transfer oluyordu. İstem yordu. Zira O, kulübünü, renklerını ve nihayet arkadaşlarını çok sevi- yor, onlardan ayrılmayı,asla aklın- dan geçirmiyordu. Fakat nedense kulübü onu Adalet sol açığı ile takas etmek istemişti. Buna sebep neydi? Hattızatında çok efendi ve spor ter- biyesi tam bir genç olarak çevre- sinde sevilen Ali Beratlıgilin, da herhangi bir hırçınlığına olunmamıştı. O, hiç bir maçta en ufak bir hırçınlık göstermez, spor ahlak Ve disiplinine - uymayan her- harekette bulunmaktan Bunun neticesi olarak da cunun en efendisi olarak takdir top- lardı. Ona reva görülen bu hareke- tin sebebini anlıyamamıştı. antrenörün çalışma — sırasında yap- tığı ikazı gecikme ile nazarı itibara almıştı." Hepsi bukadar Kulüp di- siplini ile bu hareketi kabılı telif bul- mayan idareciler, Aliye bunu bir di- siplin cezası olarak reva gördüler. i gönlü sızlıyarak attığı bu ımza ile Adalet saflarında alıyor, ona karşılık çok sevdiği ku- lübü de Adaletin genç solaçığı Me- teyi transfer ediyordu. — Mete belki yerinin adamı idi ama, bi ratlıgıl değildi ve olamazdı Ali gün sağbek, yarın- solbek, öbürgün ortahaf solh f ve nıhayet santrafor, sağiç soliç velhasıl heryerde oyna- yabilen komple bir futbolcu idi. Nasıl Beşiktaş, kalecisi Bülenti Kasımpaşaya sattıktan sonra döğün- müşse, Galatasaray da, iş işten geç- tikten sonra bu takastan pişman olacağa benzemektedir. AKİS, 26 TEMMUZ 1956.