8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

s. P O R Fuıbol Bir hafta batın son haftasını Martın il ünlerine tamamlarken hareketli göçen yedi spor gü heyecanım da hatıralarımıza eklıyord uk. Bu haf- ta, önce futbolda, daha sonra hemen bütün spor kollannda hayli alaka çe- kıcı musabakalarla doluydu. Bu heye- anların kıs muhasebesini yap- mak için futboldan başlamak ve İs- tanbul'liz şampiyonu ile bir Ege se- yahatine katılmak gerekiyordu. Ga- latasaray İzmir turnesine çıkmadan önce, basında intişar eden bazı ha- berler spor âleminin dıkkatını haklı olarak İzmire çekmişti. İki ay önce Altayıl Kaya Faik ve Gonen gibi yıl- dız futbol larının, Beşiktaşa gelen antrenör Remondiniden hemen sonra İstanbulda görünmeleri ve bu futbol- cuların İstanbul siyah beyazı ile kont- rat imzaladıkları haberi, ortalığı bir hayli karıştırmış hattâ Altay kulübü bu üç cusunu — cezalandırmak yoluna gıtmıştı Artık gün geçmıyor du ki İstanbul basınında Gön sız, Kayasız haberler çıkmasın. Meselenin ortaya atıldıgı gunlerde, her zamanki gibi en sessiz kulüp g alataaa- raydı. Ancak, Metının bılhassa Gö- nenle temas ederek bu futbolcuyu sa- rı kırmızı renklere baglamak için ça- lhştığı, Galatasaray reisisin de bu transferle ilgili olara zmire gitti- ği ortaya atılmca, gerek basın, ge- rekse umumi âr çabuk inan- ıslennde becerikli Gö- Transfer sahip Galatasaray İşlennı rültülerle yuru fakat a: ortaya atıldığı gunlerde, her zamanki kardıkları gürültü kadar iş gö- remiyen Fenerbahçe ve Beşiktaş ya- ya kalmışlardı. Galatasaray futbol ta. kimi İzmirde iki maç oynarken, ida- reciler Gönenle goruşmuşler, futbolu bırakacagı bilinen İsfendiyarın yeri , bu oyuncuyu seçmişlerdi. Ancak henuz işler tamamen hallolmamıştı. Gönen adı transfer ayında daha çok duyulacaktı. Galatasarayın üzerinde ısrarla durduğu bu futbolcu, hâdiseli geçen ve 0-3 Galatasaray lehinde bi- ten Altay maçında dağınık bir futbol oynarken, Altayın hakiki yıldızı, Sa- rı Kırı defansı müşkül durumla- ra sokuyordu. Bu gencin adı Kayay- dı Stilli futbolu ve şutar tarzı ile Al- tay forvedini yurutucusuydu Kaya, bütün ıddıalaı' en İzmir trans- fer pazarında en onde söylenmesi ge- reken adamdı. Şimdi gözler ona çev- rilmişti. mıştı Haftanın, İzmirde transfer dedi- koduları ile başlayan futbol heyeca- nı, önce İstanbul profesyonel ligin- de devam <«imiş, Beykoz, şaşılacak de- recede hatalı kurulmuş ve idari kriz- 34 ler ıçerısmde olduğu bilinen Adaleti 3-0 yenmişti. Ancak hafta içinde Kasımpaşayı rahatça 2-1 eleyen Ve- fanın dinamik Beyogluspor karşısında düştüğü 0-1 lik yenılgı hıç de hay- ret uyandırmıyordu. yerli ant- renör Sâmbri Kirazın başaı'ılı takımı Veya, ligin ikinci yarısında adeta ant- renörünün idaresinden çıkmış, hatalı tertıpler yuzunden üçüncülük yerin- aşağıya inivermişti. Bu atmos- ferde karşılaştığı Beyogluspor, sag- m defansı, enerjisi ve küme değiş- tırmemek hırsı ıle Vefanın muhak- kak galibiydi. Artık nabiiz. Kasımpa- şa Emniyet maçında atacak ve belki antrenör Laszlo Szekely de kümeden düşecekti. Ankara liginin iddialı — ekipleri Ankaragucu ve Güneşsporun ay m günde sürpriz mağlübiyetlere uğra- maları İstanbulda duyulduğu zaman, Kadıkoy, çok degışık bir heyecan İ- Antrenör Dick Sıra Ordu takımında ydi. As ovuncularını Ordu ta- kımına veren, Fenerbahçe ve Beşik- taş, elde kalanlarla — tertipledikleri birer takımla, hasılat karşılaşmasına girişmişler, ara sıra can sıkıntısın- dan alkışlanan bir maç tertiplemişler- di. çinde; Müsabakanın en büyük hususiyeti, uzun zamandır sakat bulunan Fener- bahçeli Ergunun ilk defa maç yap- masıydı. Ancak maçtan önce kapı ö- nünde çıkan bir münakaşada, araba- sının zarara uğradığım iddia , eden Lefter, Kuşdili Polis — Karakolunda ıfadeye davet edilmiş ve oyuna katı- lamamıştı. Fakat Leftersiz forvet dört gol atacak ve Nacih defansın yediği iki golle Mmaçı 4-2 alacaktı. Bu karşılaşmanın uzucu hadisesi Canın başından geçmişti. Ali İhsanla yap- tığı atak sırasında kaşından yarala- nan Can,,bu kaza ile, kulübü idare heyeti ile aralarındaki pars mesele- sinden fazla heyecan uyandırmıştı. Bütün ekipler hafta sonunda "bir şeyler" yaparken, ligin en çalışkan ta- kımı Adanayı ziyaret ediyordu, tstan- bulspor, Güneyde yaptığı maçlarında, "Goleador" İhsanın sayılarıyla bir çıft galibiyet kazanmıştı. İhsanın şimdiden ortaya atılan transfer de- dıkoduları çürütülüyordu. Kulübü bu ncuyu asla satmayacak ve İhsan da “uzatmalı" hükümler taşıyan kontratı sebebıyle İstanbul spordan ayrılamayac. Haftanın futbolla ilgili diğer takı. mı ne ligde, ne de hatırlardaydı. Bu, Ordu takımıydı. Ankara ve İstanbul Garnizonlarının iddialı maçlarıyla se- çimi yapılan Ordu takımını iki seya- hat bekliyordu. İstanbul ekibi Hol- landaya, takviyeli bir Ankara da Ira. ka gideceklerdi. ütü âlemim üzen bir hâdise olmuş, - cıların attığı göole itiraz eden milli sağhaf Mustafa oyundan ihraç edil- miş, diğer iki oyuncu ile birlikte ceza heyetıne verilmişti. Bu maçta çıkan üzücü hâdiseler, Ordu Spor Bü- rosunun dikkatini' çekecek kadar gü- rültülüydü. Meselenin bir an önce bel. ledilmesi gerekiyordu. Ordu takımı- mız ve Milli takım Mustafasız kala- bilirdi Bu hafta Voleybol da, ümitlerin fevkinden bir Fenerbahçe - Galatasa- ray mücadelesi doğurmuştu. Bu yıl Galatasaray karşısında yalnız Kız voleybolcularından galibiyet bekle- yen Fenerbahçeliler haftanın son gü- nü, Teknik üniversite Spor salonunu hınca hınç doldurmuşlar ve rakipleri- ne set vermeyen kız Voleybolcularım uzun uzun alkışlamışlardı. Fakat bu galibiyetin hırsları daha çok körükle- diği söylenmeliydi. — Fenerbahçeliler futbol Ve basketbolda neden kazana- madıklarım artık soruşturmağa baş- lamışlardı. Haftanın basketbol çekişmesi lider ve ıkıncıye ter döktürmüş, hâdiseli a Galatasaray Vefayı, Fe- nerbahçe Darüşşafakayı — güçlükle yenmişlerdi. Fakat Modasporun Ka- dıköyspor karşısındaki üzüntü veren kuvvetle muhtemeldi. 'kudretli ekibi Beyoğluspor, zayıf Tek.' nik Üniversitenin de altında kalmış- tı. Basketbolda, zamanında — tedbir şarttı ve Beyoğluspor belki bir yıl ikinci kümede kalacaktı. Mart, hareketli bir hafta ile baş- lamıştı. 'AKİS Çıktığı sırada, birin- ci futbol liginden düşecek ekip da belli olacaktı. Bu, erhalde Emni- yetti. Çünki hak haktı... AKİS, 8 MART 1958