8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

YURTTA OLUP BİTENLER Halim izah etti: - Bir ay kadar evvel.. Kararı be- nim ve avukatlarımın giyabında tef- him etmişler.." Halimin hali merak uyandırmıştı. Odada başlar sallan — Peki sen nereden haber aldın?" Kararı tebliğ etmışlerdı. Tebliga- tın birini cuma, diğeri cumartesi günü almıştı. Bunun üzerine kalkıp Ankaraya gelmişti. Daha gecikilirse, temyiz hakkı da kaybolacaktı Halim. ti: yan müstehzi ilâve e “— Ulusun da iki ay müddetle ka- panmasına karar vermişler". Ulus gazetesını idare edenler pek, zıyade şaşırdıla! Birader, gazete de yazmadı ki!." Adı Halim olan gene adam, acıya- rak baktı. Ulusun iki ay kapatılma cezası yediğini Ulusun mensupları, haberi gazeteler yazmadığı için öğ- renememişlerdi ! Bir karikatüristin serencamı Sarışın delikanlı, Ulusu! -Allah- lık Ulusun- eski karıkaturıstı Ha- lim Bııyukb uluttu. Halim — Büyük- bulut uç seneye yakın ir müd- det C. P. organında çalışmış, bugün hala aranılan güzel karikatür- ler çizmişti. Bu karikatürlerden üçü dolayısıyla hakkında dâva açılmıştı. Karikatürlerin ikisi, arka sayfada çı- kan haftalıklardı. Biri Panorama, di- ğerı Kervan adım taşıyordu. Üçün- cü ise, birinci sayfanın alt koşesınde- ki Hazine idi. Dâvanın açıldıgı gün- ler, -bundan sekiz ay kadar evvel- Ulus büyük alaka gostermıştı Zıra Halım Büyükbulutla l)eral)er mahke- gazetenin sahibi Ka- " Gülek ve yazı ışlerı müdürü İh- san Ada da çıkacaklardı. Sanıklara üç muhterem avukat tutulmuştu. Hattâ bunlardan biri, 'Prof.- Turhan Feyzioğluydu. İlk cel seye hep bera- ber gidilmiş, resimler sektirilmiş, ga- 14 "Allahlık Ulus'un klasik manşeti Patronun ismi için punto esirgenmiyor zeteye konulmuştu. Genel Sekreter bilmem kaçıncı defadır ki mahkeme- ye gidiyordu. Boru muydu bu? onra, köprülerin altından sular akıp gitmişti. Seçim zamanı gelmiş ve sanığı, ukatı -Halim Büyükbu- lut hariç, milletvekilliği avına çık- mışlardı. Güzel güzel nutuklar söy- lemişler, muvaffak olun Meclise gir- mişlerdi. Bu arada ise Hâlim Büyük- bulut, karikatürlerini yedibuçuk lira- ya satmaktan usandığı için olacak, kendisine yapılan daha iyi bir teklıf'ı kabul etmiş ve İstanbula .gitmişti. Ama, aklı elbetteki dâvalarındaydı. Bir kaç defa arkadaşsız ve müdatı- siz Ankara Toplu Basın Mahkeme- sinde Başkan Adil Güneşoğlunun kar- şısına çıkmış, suçlu olmadığını bizzat anlatmaya çalışmıştı. Ama İstanbula gittikten sonra elinde bu İmkân da kalmamıştı. O zaman gazeteye sık sık telefon etmiş, dâvadan haber sormuş, tu. Kendisine muntazaman "yakın- HEİL! Hîr partinin, neşir organla- 1 tarafından hususı ıtmay- la kutlanan bazı mühim gün- vardır. Meselâ Ulus, İnö- nü zaferlerinin veya Lozanın yıldönümünü hiç unutmaz. Za- fer, meşhur Dörtlü Takri verılışını daima yad eder. çen hafta da Yenıgun kendı "muk ddes gunkun , Or- tasına dehşetli bir resim otur- tulmuş dehşetli bir makaleyle tesid etti: Aydın Yalçının par- tiye giriş yıldönümü! İnönü zaferi, Lozan. Dörtlü Takrir ve Aydın Yalçının par- tiye girişi... Ayol, ona "aydın parti" degıl olsa olsa "Aydı- nın partisi" derler. dan alâkadar oluyoruz, hiç merak et- me, işin peşindeyiz" cevabı verilmiş- ti. Halim Büyükbulut da, Allahlık Ulusun bu alâkasından dolayı kalbi rahat, çizgilerini çizmekte devam et- işti. Soğuk duş S onra, geçen cuma günü bir tebli- gat almıştı. Tebligat Ankara Adli- yesinden geliyordu. Kervan ve Panaro ma adli karikatürlerinden dolayı bir sene iki ay hapse mahkum olmuştu. Halim Büyükbulut bu duşun tesirini nüZz gıderememıştı kı bir gün onra, cumartesi günü gene Ankara Adlıyesınden bir tebligat daha almış- Hazine mevzulu karikatüründen dolayı da bir sene hapis cezası veril- mişti. Ayrıca yirmiiki bin lira ödiye- cekti ve Ulus gazetesi ceman iki ay kapatılacaktı. Genç karikatürist bir yanlışlığa ihtimal verdi; Canım, U- us bir ay evvel mahküm olur da ha- beri bulunmaz mıydı? Yeniden tele- fona sarıldı. Hayır, hiç kimse böyle bir şey bilmiyordu. Halim Büyükbulut elindeki tebli- gatlara derin'derin baktı. Gazete ha- beri tekzip ettiğine göre kalbinin ra- hat olması lazımdı. Ama olmadı. Ga- zete dediği, nihayet Allahlık Ulustu. Dünyanın şüphesiz ki sekizinci hari- kası olan bu C. H. P. organı pek âlâ kendi mahkümiyetini daha duymamış olabilirdi. Tebligatta da, kararın "sanıkların ve avukatların giyabın- da açık celsede" tefhim olunduğu bil- dirilmiyor muydu? Zaten iki sanık mılletvekılı olduklarına göre, mute- ber gazete geriye kalan karikatürist parçasını harhalde unutmuştu. Bunun üzerine Halim Büyükbulut en emin yol olarak Ankaraya gelmeyi gordu Bu haftanın başında pazartesi günü, vasıta bulamadığından bir — otobüse sığışıp başkente vardı ve öğrendi ki.. Evet, öğrendi ki, bundan bir ay ka- dar evvel Ankara Toplu Basın Mah- AKİS, 8 MART 1958