Dwight D. Eisenhower Tatilsever yapılan konuşmaların binbir derdi o- lan Yakın - Doğunun bu son derdinin halledilmesine yardim edeceği umul- maktaydı. Amerika, söz dinlemezse Fransaya yapılan son 600 milyon dolarlık yar- keseceğini saklamıyordu. Gail- lard Hükümeti bu tehdit karşısında “"makül" davranmaya hazırdı. Ama generallerine bir türlü söz dinletemi- yordu. Fransada hâlen bir değil, bir sürü hükümet vardı. A.B.D Bitmiyen tatiller 70 miyon Amerikalının, bazı hayal sukutlarına rağmen sevgılısı olan Eisenhower geçen hafta, memleketin en çak tenkit edilen adamıydı.. Ike'ın kusuru, tatili çok sevmesiydi. Cum- hurbaşkanı, Şubat ayının mühim bir kısmını Maliye Bakanı Humprey'nin Georgia'daki malikânesinde istirahat etmekle geçirmişti. — Sevgili — Ike'ın golf veya avcılıkla geçen tatillerine alışılmıştı. Ama istirahatteki Ike, ev. velce Dulles'la telefonda hergün uzun uzun konuşmayı asla unutmazdı. Ba- kanlar Washington ve Ike'ın çiftliğj arasında mekik dokurlardı. Bu sefer Ike işleri iyice sermişe benziyordu. Sadece sabahları bir saat basın sek- reteriyle çalışıyordu. Hususi sekrete- rini ise nadiren görüyordu. Beyaz Sa- raya telefonlar azalmıştı. Cumhurbaş- kanının günleri yemek, içmek, uyku ve briçle geçiyordu; Halbuki doktor- lar Ike'ın son derece sıhhatli olduğu- nu söylüyorlardı. Çok şükür sık sık tutulduğu nezleden de kurtulmuştu. AKİS, 8 MART 1958 Amerıkalılar, Amerikanın ve — Hür Dünyanın akıbetini elinde tutan Ada- mın b evsımsız ve sebepsiz rehave- tini anlamıyorlardı Belkı sevgili Ike'- larını herşeye rağmen mazur göre- ceklerdi. Üç ciddi 'hastalık geçiren Cıımhurbaşkanının sık sık tatile git- mesine aldırmıyacaklardı. Ama Ame- rikadaki iktisadi gerıleme, endışe ve- rici bir safhaya girmişti. lar 1929 buhranının kâbusu ıçmde ya- şamaktaydılar, İşsiz sayası be yona yaklaşıyordu. Böyle bir anda Cumhurbaşkanı, Beyaz Sarayda vazi- fesi başında bulunmalıydı. Eisenhower'i beş senedir asla ten- kit etmeyen meşhur Time mecmuası bile bu sefer Cumhurbaşkanının mü- nekkitleri arasındaydı. Gaiplere ka- rışan sevgili Ike hakkında zâlim Ti- me şu cümleyi kullanıyordu: "Cum- hurbaşkanı iş başına geldiği tarihten"” beri onun aki en mühim ha- ber, hiç bir haberin olmayışıdır... Küba Kaçırılan Otomobil Yarışçısı Geçen hafta otomobil yarışlarım pek seven Küba halkı, dünyanın en meşhur yarışçısı Arjantinli Ma- nuel Fangio'yu goremedıklerı için. üzüntü içindeydiler. Fangio'yu kaç- maktan meneden, diktatör Batısta ya karşı amansız bir Mücadeleye girişen hür: ücahitti dünkü Üniversite talebesi Fidel Castro'ydu Kü hürriyet mücadelesini dünya halk ef- kârına duyurmak için istemiye iste- miye Fangio'yu kaçırmıştı. Dikta- tör Batistadan nefret eden Kubalılar, dıınya şampiyonunu seyretmelerine mâni olan Castro'yu kolayca affetti- ler. Zaten Fangio da 24 saat sonra serbest bırakılıyordu. Castro 1947den beri hurrıyet için dövüşüyordu. 1947 de D Cum- huriyetini hâlâ parmagında oynatan diktatör Trujillo'ya karşı dövüşmüş- tü. 1952 de Küba seçimlerinde aday- Ama sekiz senelik sürgünden dö- nen Batista seçimleri feshetmiş ve yeniden iktidara geçmişti. Castro 1953'de Santiago kışlasına hücum e- diyordu. Hücum netice vermedi ve genç hder Meksıkaya sıgmd Ora. da ıik bir ordu hazırladı. 1956 yılında emrinde 82 dam vardı. Şövalye Tuhlu Castro'nun tepeden tırnağa kadar silâhlı Ba- tista'ya karsı harekete geçmesi için bu kadarı kâfiydi. O Kasım- da Oriente eyaletıne geleceğim bil- diriyor ve halkı isyana davet ediyor- du. Orıente halkı hakikaten ayaklan- dı, a fırtına yüzünden Castro'nun 82 kışılık ordusımuıı 70 i uçakların mitralyöz ateşi altında can — verdi. Hurrıyete susayan genç lıder yılma- dı, mücadeleye devam etti. Bugü mınnacık ordudan geri kalan 12 kı- ye bin kişi daha katılmıştı. Dikta- tor Batısta, ele avuca sığmayan Cast- ro ve adamlarım bir türlü yakalıya- DÜNYADA OLUP BİTENLER mıyordu. Halkın sevgilisi eski üniver- site talebesinin cephesı gıttıkçe kuv- vetleniyordu. Diktatör son çâre ola- rak serbest seçimler yapacagım ilân etmişti. Tabu bu seçim hıkayesının cıddıyetıne bir kişi hariç kimse inan- ordu. Castro mücadeleye devam edecektı Bu tek kişi, Amerikanın Kü- ba elçisiydi. Şekerkamışı tarlalarına, ticaret ve sanayie Amerikalıların ha- kim olduğu Kül Amerikan elçi- si, Batista'nın dürüst seçimler yapa- cağını söylüyordu. New York Times bile hüsnüniyet sahıbı bu sefirin saf- dilliğini — ayıplamadan edemıyordu. Kubada belki pek yakında, rikan sefirinin hakikaten begenecegı ser- best seçımler yapılaca!l Ama bu- nun için daha evvel Batısta deyril- meliydi İngiltere Domates yağmuru Geçen hafta St. Andrew's Hall'un platformunda yer almış olan si- yah cübbeli, ak saçlı akademisyenler hayatlarının en muharebesini yaşadılar. O gün meşhur siyaset ada- mı R, A. Butler'e Glasgow Üniversi- tesi rektorlugu veriliyordu. — Güzide akademisyenler merasim için — plat- formda toplanmışlardı. Üniversitenin 2 bin talebesi merasimde — hazırdı. İngilterenin ciddi talebeleri, — sanki Brezilyada bir futbol maçına gidi- yorlarmış gibi tedarikli gelmişlerdi. Muhterem profesörler ve misafirler platformda yerlerini alır almaz, tale- beler hücum borusuna çaldılar Çü- rük domates, yumurta, un paketleri, tuvalet kagıtları yağdıran mitralyöz- İnsafsız ler çalışmaya başladı. mit- Yarışçı Fangio Asilerin oyunu 19