YURTTA OLUP BİTENLER Denizcilik 5 kuruşluk gazete e I zmitli Saim Aşkın 55 yaşında, ha- lim selim adamdı, Üç çocuğu vardı ve kırkıkı senelik gazeteciydi. Hafif kırlaşmış saçları biraz dökül- düğünden alnı açılmıştı. İnce yüzlü, tok sesliydi. Bizim Şehir adlı bir ga- zeteyi uç ortağıyla birlikte çıkarıyor- du. Saim Aşkının en büyük zevki, fırsat buldukça hanımı ve çocukla- rıyla birlikte İzmit Körfezi sahillerin- de kırlara çıkmaktı. Tabiata âşık- tı. İnsancıldı. Bir pazar günü 14 tem- muz 1957 de Saim Aşkın ailesi efra- dıyla birlikte İzmit iskelesinden köh- -e bir şehir hatları vapuruna, vaka binmiş, karşı tarafa, Gölcüğe geçerek kırlara çıkmış Akşam ü- zeri gene hep birlikte donmuşlerdı Fakat çürük çarık küçük bir tek- ne n Suvak istiab haddinin o ka- dar fevkınde yolcu almıştı ki hem gi- iş, hem de dönüşte gemi birkaç defa batma tehlikesi geçirmişti. Böylece maruz kaldıkları heyecan ve korku, Aşkın ailesinin pazar tatilini burnun- dan getirmeğe yetmiş ve artmıştı bi- e. Ertesi gün, Bizim Şehir gazetesi- nin 1484 numaralı telefonu sabah er- kenden çalmıştı. Telefona bizzat Sa- im Aşkın cevap vermiş ve karşısın- da, mesleği berberlik olan samimi bir arkadaşını bulmuştu. Berber arkadaşı aim Aşkına, sabah Karamürselden İzmite gelmek için bindiği Suvak va- purunun izdiham dolayısıyla atlattığı bir tehlikeyi bozuk bir haleti ruhiye içinde anlatmıştı. İzmit — Körfezinde çalışan Nuh devrinden kalma şehır hatları vapurundan şikâyet eden, sâ- dece berber değildi. Butun İzmitliler büyük bir tehlikenin kendilerini bek- lemekte olduğunun farkındaydılar. Fa kat memlekette, dert anlatmak o kadar zor hale gelmişti ki.. Sanki bütün resmi makamlar talep, ve ikazları Marko Paşaya havale et- mekte yarış halindeydiler. Durum, e- sas işi mürettiplik olan Saim Aşkı— nı kalemi eline almağa tahrik etmiş- ti. Tutmuş. Bizim Şehir gazetesine siyah çerçeve içinde, manşet olarak iri puntolarla şunu dizmişti: "Muh- temel bir facianın şahidiyiz: istiab haddi 600 kişi olan, Körfezde işleyen vapurlara 1000- 2000 kişi doldurulu- yor! Maazallah' bir facia vukuunda mesulü, yolculara bilet veren mi, kaptan mı, yoksa Denizcilik Bankası mı olacaktır? Bir mesul aramıyor, tedbir bekliyoruz!" 16 Temmuz 1957 salı günkü, 1579 sayılı Bizim Şehir gazetesınde bu yazı çaktıktan tam 7 ay 13 gün son- ra İzmitlilerin korktukları başlarına geldi Körfezde sefer yapmakta olan küçük, köhne sküdar vapuru için- deki yolcularla birlikte geçen hafta- nın sonunda cumartesi günü battı. 4 41x29 ebadındaki ve fiatı sadece 5 kuruş olan Bizim Şehir gazetesi teh- l'ke çanını çok önceden çalmıştı a- kulak veren çıkmamıştı. Üstelik, 1579 sayılı nüshadan bir adet, makamında, başlığı kırmızı kalemle işaretlenerek Denizcilik Bankası U- mum Müdürlüğüne gönderilmişti. Ecel teknesi ün takvimler 1 Mart 1958 cumar- tesiyi, saatler 12.35'i gösteriyor- du. Yalı, mam sokak No. 27 deki Bizim Şehır matbaasının takriben bir buçuk kilometre güney batısında, batmasından ziyade şimdiye — kadar batmaması hayret uyandıran, 81 sene- lik Üsküdar vapuru, saatte 70 kilo- metre hızla esen bir lodos fırtınası- nın hırçınlaştırdığı İzmit körfezinde ceviz kabuğu gibi sallanıyor, — azgın dalgalarla mücadele ediyordu, Hâdi- O s rada Üsküdarın hareketine on dakika kalmıştı. Günlerden cumartesi olduğundan saat 12 de mektepler ka- panmış iskelede ender rastlanan ka- kalabalık peydalanmıştı. Vapur ta- mamen dolmuştu. Ayakta — duracak yer dahi kalmamıştı, İzmit orta oku- lu, lisesi, Erdek sanat okulu, kız ens- titüsü talebelerinden 12 millik İzmit körfezinde oturanlar yuvalarının sı- cak havasına biran evvel kavuşmak için Üsküdara koşulmuşlardı. O a- rada bır tayfa Mehmet Aşçıya ses- lenmiş, Kalkacak mıyız kaptan Hava bozuyor da.." demi Mehmet Aşçının kaptan koşkunden verdıgı ce- vap katiydi. Elbet kalkılacaktı. Böy- le bir havada Üsküdar İzmit iskele- sinde kalırsa, muhakkak batardı) E- cel teknesi, normal hareket saati olan 12.30 dan yedı dakika evvel hareket Bizim Şehir'in meşhur nüshası Doğru söyleyeni... seden tam yarım saat evvel, 12.05 de bir P. T. T. müvezzii İzmit iskelesine gelerek liman reisi Kenan Özerin o- dasına girmişti. Karamürselle yaptık- ları bir telefon muhaveresinden bah- sediyordu. Karamürselde fırtına baş- lamıştı. Rüzgâr, İzmit istikametine doğru süratini arttırıyordu. Kenan Ö- zer derhal, İzmit iskelesine — bağlı duran Usküdar vapuru kaptanına ve açıkta demirli bulunan Kars motö- rüne odacı Sabri Kılıçla haber yolla- seyir mıştı. Mavnalara da si etmemele- ri ve aşıkta demirlemeleri direkti- fini verdirtmişti. Usküdar — kaptanı Mehmet Aşçıya kalkmaması, demir almaması tavsiye edilmişti. Odacıyla haber göndermek usulü elbette ipti- daiydi ama 1958"in 1 Martında "Gö- rülmemiş Kalkınma" hamlesi içinde- ki Türkiyenin İzmit umanında işler böyle tedvir olunuyordu. hapsederler! etmişti. O kadar ki,. zamanında is- keleye gelenler bir taraftan terlerim silerken yandan vapuru kaçır- dıkları' ıçın hıddetle homurdanmışlar- dı. Semanın zaten bozuk olan Trengi daha da koyulaşmıştı. Aradan ,onbeş dakika kadar geçmişti ki Usküdar. Klor fabrikasının karşısına gelmiş- . Bu esnada rüzgâr - süratini artır- mış dalgalar irileşmişti. Ecel tekne- sindeki heyecan ve korku da had saf— hasına erişmişti. 52 yaşındakı beli MehmetAşçı durumun fecaatini kavramıştı. Nitekim yolculara, can kurtaran yeleklerinin takılmasını em- rettirmişti. Bu, bir panıge sebep ol- muş, ıçerdekılerın kısmı âzami güver- teye fırlamıştı. Böylece havalelenen Usküdarın muvazenesi bozulmuştu. Mehmet Aşçı beşyüzz metre kadar kı- zaktaki sahile baştankara yapmak i- AKİS, 8 MART 1958