Basketbol Ümitsiz şampiyonlar Hafta içinde Sofyada haslayan 1957 Basketbol Basketbol Milli takımı, şampiyona- dan önce bir Avrupa turnesi yapacak, bilhassa turnuvanın oynanacağı Sof- yada Bulgar milli ekibi ile hazırlık maçları yaparak sahaya alışgeaktı. Sert tenkidlere rağmen organize edi- len bu turistik turnenin neticeleri hayli endişe vericiydi. Takım, şampi- yonaya ıddia ile hazırlanan Bıulgaris- tanla yaptığı iki maçı farklı kaybet- miş, Avrupa Basketbol klâsmanında “hiç” den ileri gidemiyen A vusturya müsabakalarını çok kötü oyunlarla güc kazanmıştı. Türk Basketbolünün Avrupa klâsmanında iyvi bir yer ala- cağını iddia etmek safdillikti. Bu- nunhnla befaber, basketbolde iştirak ettiğimiz bircok şampiyonalar, turnu- valar ve enternasyonal karşılaşma- lardan bir fayda temin edemediğimiz aşikârdı. İddia bunun tam aksiydi. BütUn turnuvaların bize birşeyler ge- Fakat bu "bir- neticeydi. Bir yıl durup dinlenmeden Avrupa Basketbol Şampiyonasına ha- zırlanan yirmi millet arasında, turne- teri hadise dolu basketçi ve idarecile- rimizle “final” lâfı etmek gilliinçtül. Nitekim, takımımız Sofya şampiyo- kalmıstı. Bu, on senedir bildiğimiz hikâye idi. Ha- zırlıklar kifayetsizdi, ciddi değildi. Basketbolcular, en zor sporlardan bi- rinin hudutlarını fersah fersah aşan AKİö, &8 BAZİRAN 1457 küy / &- 4 n d N h Basketbolcularımız kampta. Sayı yeme idmam... bir disiplinsizlik içindeydi. “Teknik noksanlık çok” denilemez, “Teknik yok"” denebilirdi. Türk basketbhol mek- tebi henliz teessliis etmemişti. Teşkilât şahsi çekişmelerle meşgulken, aene- er ilerliyor, fark artıyor, mağlübi- yetler çoğulıyordu. Türkiyede basket- bol sporuna olan merak hergün faz- lalaşıyor, fakat hedeftsiz ve kalitesiz çalışmalar, bu alâkayı fayda temin e- decek ollara sokamıyordu. 'Türk basketbulunda Özenilen şekil “Ame- Ka Galatasaray - Altay maçından görünüş Hakemi baş yere arumayınız rikan tarz” idi. Fakat bu stilin in- celikleri, tatbiki için lâzım gelen şart- ların tetkiki ve mevdana getirilmesi, bazan tahsisatsızlık, bazan elemansız- leık yüzünden mümkün olmuyordu. A- merika, basketbolda dığer miltetlere nazaran çok ilerdeydi. FaRat Avru- pa da bu işe ciddi olarak el atmış programlı, büyük ve teknik plânlarla, ilk okullardan Üniversitelere kadar çalışma kademeleri vücuda getirmiş- ti. Türk basketbolü, elbette, cok ipti- dai idi. En modern şekillere yuükar- dan başlanıyor, gerisi düşÜnülmüyor- du. Böyle basketbol olmazdı. Netice- ler meydandaydı. Bır oyuncunun se- nesıni, saatlerine inerek programli- yan 'üleriler” in yanında sahada ve masada çok “geri” idık. Ceşitli” şam- piyonalara iştırak eımek az fayda sağlardı. Mesele, mpiyonalara ciddi Ümitlerle katılabılmek için ya- pılması lâzım gelen ilk calışınaları yapabilmekti. Hakemler Hoca'nın ettikleri G eçen hafta, İtalyada maç idare et dare elmem için teklifler yapıldı.” eminin, çirkin terg- nelerle çınlayan sahalarımızdan çıkş> rak futbolun bır ilim olarak kabul #- dildiği memleketlerde maç idare gp— ..