TİYATRO sahne gerisinde, mütevazi oynayan- ları kucakladı, tebrik etti. Sevinci, heyecanı gözlerindeydi. Temsiller Ka- dıköy Kordon Otelinde uzunca bir müddet devam etti. Sonra Ankaraya gidildi. Ankarada Kavaklıdere Tenis Kortunda “Yalancı” birkaç kere tek- rar edildi. “Yalancı” da rol alanlardan Ayperi Akalan, Erol Gü aydın, Tun- lokalinde devamlı bir tiyatro faaliye- tine karar vermişti. Rejisör Haldun olsun" dedi. Cep Tiyatrosu çeşitli zor- luklar yenildikten sonra nihayet a- cıldı. Meydana içiçe iki odacıktan bir sahne, bir de elli kişilik salon çıkmış- tı. Mavi yastıklı tahta iskemleler, £er oda, bu “fuayyecik” hasırlar, kti- clik kahveci sandalyeleri, bakır vazo- lar, resimler, heykeller ile süslenmiş- i. p Tiyatrosu'nun bir vestiyeri, bir büfesi bile vardı. Burada günün her saatinde calışılıyordu. İlk devre- e, ennessee Williıms’m Dernek Başkanı Ozan ngur'un “Bir Ka- ınin - Portresi” adı ile dilimize çe- virmiş olduğu “The Portrait of a Ma- donna”" ve rnek Üyelerinden bliyük bir dikkatle Sevim Özman ta- rafından hazırlanmıştı. Bu arada ge- Jen sanat sever seyircilerin, arka s0- kakta karanlık bir apartmanın dar merdivenlerini tırmandıktan sonra kendilerini bütlin aydınlığı ile karşıla- yan salonun dekoratörü Duygu Sa- Kıroğlu da dikkatini çekiyordu. Ta- mamen Zit iki tiyatro eseri bir arada büyük bir muvaffakiyetle sahneye konulmuştu. Zerrin Arpad, A bulak ilk büyük oyunlarımı başarı ile oynadılar. Dikkati çekenler arasında İlhan İskender de vardı. Haldun Dor- men keşfettiği her kabiliyeti en mü- kemmel şekilde işliyor, seyircinin kar- Sahne'den ayrıldı. O vaz ilk profesyo- nel denemesine girişti. İçine Fikret Hakan, Ayfer Feray, Muallâ FPrrat, -— Haldum Dormen Allah, yardımcısı olsun!. Sadettin Erbil gibi profesyonelleri de alan bir kadro i lip King'in di- limize Leylâ Erduran tarafından “Ka- miş “See They Run” ını sahne- ye koydu, piyeste kendi de rol aldı a çana” hem em de Ankırada büyük alâka uyandırdı. Hal n bu denemesinde miül- nekkıdlerm bazı hücumlarına uğradı. Kendisini tek bir Jjanr'ın adamı olarak vasıflandırıyorlardı. Haldun Dormen niye seçe seçe bir fars seçmişti ? Dor- men bu teşebbüse, binlerle değil, u- fak bir sermaye ile girişmişti ve ar- kasındaki milyonlara değil, ortaya koyacağı eserin getireceği paraya da- yanıyordu. Her şeyden evvel gişeyi düşünmesi lâzımdı. Esas tiyatrosun- da da her sınıf halkın tutacağı eser- ler sahneye koyacak, bunların yanı sı- ra da bir tiyatro mektebi ve sanat ti- yatrosu devam ettirecekti. Dormen bu profesyonel denemeyi takiheden kış askerlik hizmetine başladı. Cep Tiyat- mamıştı. Gogol'un vlenme” ve Noel Coward'ın “Kırmızı Biberler'ini sahneye koy- du. Coward'ın mütercimi Murat KÂA- mil hakikaten kuvvetli bir espnye sa- DEMET hipti. Bu sefer Dormen, Nil Yalter a- dında kabiliyetli bir genç kız lanse ediyordu. Cep Tiyatrosu Tiyatro Festi i çok alkış top- hitrion” ve “Kaygısız”ı sahneye koy- du. Cep Tiyatrosu ile bir Avrupa Turnesi düşünüyordu. Bunun için Karaca Tiyatrosunda profesyonel bir harekete karar verdi. Geliri bu sey- yahate harcanacaktı. tiyatro sever gençlere, tiyatronun is- tikbali için bir imkân vermek gayesi ile yapıyordu. Karaca, sahnesini esir- gedi. Dormen, Cahit Irgat gibi değerli Dormenin gittikçe büyüyen şöhretin- den korkanlar ona karşı en büyük kozlarını kullanıyorlar, sahnesizliğin- den istifadeye kalkışıyorlardı. “Da- ha bir tiyatrosu yok” diyorlardı. Dor- men'i Küçük Sahne istedi, Devlet Ti- yatrosu israrla davet etti, İzmir Böl- ge Tiyatrosunun Baş Rejisörlüğtünü teklif etti., Ankarada açılmağa çalı- şan Beşinci Tiyatro, kurtarıcı olarak Haldun Dormene el uzattı. Haldun Dormen bu tiyatroların kendine bah- Sahne hâlâ karışıklıklar — içindeydi. En gözde elemanları Bölge Tiyatrola- rı girdabına kapılmış, Ankaraya sü- rüklenmişti. Eser seçamiyor, rejisör bir oyun çı- mıyacaklarını göstermek istemlşler- di, gördüler. Küçük sıhnenin hangi ele kala- cağı günün dedikodusuydu. Nihayet hak yerini buldu, sahne lâyık olan bi- rinin eline geçmişti. Haldun Dormen'- in düşündüğü ideri tiyatro binası bu değildi. Sahne fazla küçük, fazla kıt men sanatkârların istirahati- ne, oyun devamınca, perde araların- da kendilerlne mahsüs sakin giyinip aları olmasına çeşitli se- beplerden dolayı ehemmiyet verirdi. Dormen için Küçük Sahne ilk adımdı O burayı da en iyi şekle so- kup kullanacaktı Dormen önümüz- deki & Leylâ Erduranın tercil- mesi olan "Sirln Teyze” ve “Krali ve Asiler” ile başlıyacaktı. Dormen büylk bir mücadeleye girişi- yordu. Birtakım kabiliyetler bulup Çi karmıştı: Esin Eden, Yılmaz Gruda. Zerrin Arp İskender, Nil Yalter Mihri diğerleri... Profesyonel değerlerden Lâle Oraloğlu, Nedret Güvenç, Fik- ret Hakan, Cahit Irgat gibi daima o- men, tiyatrosunun yanında bir de ti- yatro mektebi kuruyordu. Dormen Türk Tiyatrosuna birçok şeyler vade- diyordu, $ : AKİS, 29 HAZİRAN 198t Te At c e$ DA G *