Kral Hüseyin Irak Paşa istirahatte! u haftanın başında Pazartesi gü- nü Yeşilköy hava alanına konan bir uçaktan orta boylu, şişman ve a- sık yüzlü bir yolcu indi. cu Bağ- dattan geliyordu ve karşılayıcııannm arasında Başbakanlık Müsteşarı Ah- met Salih Korur ile Vali Prof. Gökay'- ın da bulunması Bağdattan geleniyol- gösteriyordu! Ama yıcılar Bağdatlı yolcuyu nerdeyse ta- nıyamıyacaklardı. tan inen ası yüzlü adamla İrakın güler yilzlü dev- let adamı Nuri Sait Paşa arasında dağlar kadar fark vardı, Ama bu karşılamada yadırgıyan sadece karşılayıcılar değildi. Nuri Sa- it Paşanın gözleri de Türkiyeye her gelişinde kendisini hava nlamnda kar- K ticeleri de vardı! Halbukı Başbakan res o sırada Ankarada, kendısi için çok ehemmiyetli bır meseley Bölükbaşının teşril masuniyetinin ref'i ile meşgul bulunuyordu Nuri Sait Paşa, Yeşilköy hava a- sohbet ettikten sonra, geldi ha aşık bir yüzle uçağa bindi ve Lon- draya doğru havalandı. Anlaşıldığına göre Bağdatta Sir Nuri'nin başba- anlıktan uzaklaştırılmasından sonra memlekette kalması da uygun görül- müyordu. Sabık başbakan hükümet Kral Faysal Kul sıkışmayınca, Hızır yetişmez değişikliğinden umulan faydalar elde edilinceye kadar Bağdattan uzaklaş- tırılıyor. İngiltere ve Fransada gön- lünü avutması tavsiyesiyle uçağa bin- diriliyordu İki kral arasında Nuri Sait uçağa atlayıp İstanbuldan ayrılırken Bağda da iki genç kral arasında yapılan görüşmeler eriyor ve bir resmi tebliğ neşredi- liyordu Ürdünün genc kralı Hüseyin bir- kaç günden beri Bağdatta bulunuyor ve kendisi gibi hem genç, hem de Ha- şimi hanedanına mensun Favsal II ile memleketinin durumu hakkında görilş değiş-tokuşunda bulunuyordu. ablust'yi ve Nâsırcıları biraz ce- garet ve mehuretiyle daha çok da Al- tıncı Amerikan Filosunun müdahale- siyle bertaraf etmeye muvaffak olan Kral Hüseyin çok ciddi meselelerle karşı karşıyaydı. Bunların başında da şüphesiz tamtakır Ürdün hazinesi ge- liyordu. Hamiyetli komşu Suud, kese- nin ağzını açmıştı ama, hazine gene de doymak bilmiyordu! Hüseyin, ak- rabası Faysaldan T7 milyon sterlinlik bir iktisadi yardım istemeve gelmişti. Resmi tebliğde “iktisadi yardım hususunda tam bir anlaşmaya varıl- dığı” itina ile ifade ediliyordu. Demek Hilsevin Bağdattan Ammana elleri boş dönmtlyordu. Â. B. D. Demagojinin zaferi Sıınford Üniversitesi prnı'eqörlerin- den William K. Sherwood (yaş: 41) . , o sabah Pacific Grove'deki lâboraty- arına gitmek Üzere evden çıkarkem, karısına, “kendimi öldüreceğim” de- mişti. Mrs. Sherwood birkaç gün ön- ce aldığı bir mektuptan dolayı kocası- Sherwood muhitlind! adamdı ve herşey onu hayata miştı. Me lJekdaşları “parıak" bir araştırıcı olarak temâ&- yüz etmekte gecikmeyen Sherwood, bir müddettenberi de, Stanford Üni- versitesinde, kanser Üzerinde araştır- m ş ve bu araştırmalar €i dört çocuğunun bir tarafa bırakılsa bile bu lere pağladığı büyük üÜmitler onu sa- bahleyin evinden çıkarken karısına söylediği cinsten bir delilik yapmak- tan alıkoymaya yeterdi. Profesör Sherwood'un birkaç gün önce aldığı ve canım son derece sıkan mektuba gelince, bu mektup Ameri- kan Temsilciler Meclisinde kurulan meşhur Amerikan aleyhtarı faaliyet- leri tahkik komitesinden yollanmıştı. Bu komite, bilindiği gibi, geçenleıde ölen senatör McCarthy tarafında»n A- devlet memurlarına, ordu ileri gelen- erine, aydınlara akla hayale gelmiye- cek suçlar yüklemekten kaçınmamış, geçtiği yolları, “mahvedilmiş hayat- lar ve henliz gelişmekte olan çalışma - ların harabeleri” ile doldurmuş bir ko- miteydi ve kurucusunun ölümünden sonra da aynı yolda yürüyerek etrafa dehşet saçmakta devam ediyordu. MecCarthy'nin ölümünden bu yana, ilk kurbanı Kanadanın Kahire Büyük- elçisi M. Norman olmuştu. Bilindiği gibi, komite önünde açıklanan sözde — çen aylarda rışmış, buna pek üÜzülen Bilyükelçi kendini Kahiredeki Kanada eıcmglnın kaçınan Amerlkalı meşhur piyes ya- zarı Arthu iller -Mr. 0e- in altı aya ma.hkumlyeti gelmis ve bun- dan sonra da. felâket ibresi zavallı Sherwood'un Üzerine çevrilmişti. Komite, ilim adamını, dinlediği şa- mtlerden bırînın 1938 ıenelennde top- nıp komünzm mevzuu e lh dı Ax!s, 29 ıuz!ıuıv 1951 .