DÜNYADA OLUP BİTENLER. Mao Tse - Toung Sen de mi... rın ilelebet devam edeceği mânasına ek azsız, sınıfsız bir kitle halini ala- tı. Mao Tse-Toung'un bu söyledikleri, hiç şüphe yok ki, Moskova'nın çaldık- larından çok farklı bir havaydı. Sov- yet idarecileri, üstadları Marx'ın gö- rılığı bulunmadığını ileri sürüyorla.r- dı, Sovyet idarecilerine göre, kom nist bir rejimde sınıf ve menfaat ay- idarecilerinin —ıbyledıklen arasındaki fark yalnız bu noktaya inhisar etmi- 80 doktriner meseleleri kitleye kabul et- tirmek için zor kullanmanın bir işe yaramıyacağını sbvlüyordu Çin Dev- let Başkanına g Marks'çı yapılımazdı cak ikna yoluyla bir görüşe iltihak et- tirilir, meselelerin aslı ancak serbest tartışma sonunda ortaya çıkabilirdi. Kitleleri ikna etmek ise aydınlara düşen bir vazifeydi. Gerci bu aydın- lardan bazısı Marksçı görüşe inanmı- yor olabilirdi ama bunlar da kanun- ların kendilerine çizdiği çerceve için- de görüşlerini ortaya koyabilirler, ge- ne aynı cerçeve içinde kalmak sartiy- le konuşup yazabilirlerdi. — Proleter Çin Cumhuriyetinin, rejimini geliştir- mek için, demokratik usullerden fay- dalanmaya ihtiyacı vardı. Raporunun yavmlanmasına tekad- düm eden günlerde yaptığı bazı ha- reketler Mao Tse-Toun?'un sözlerin- de samimti olduğunu g'ogtenyordu. Meselâ geçen yıl içinde bazı sınırlara riavyet etmek şartiyle çesitli fikirlerin ifade edilmesi serbest bırakılmış, bu ayın başlarında da bundan iki sene önce rejim alevhinde komplo kur- makla suclandırılıp hapsedilen yazar Hufeng tahliye edilmişti. Bu hareket- ler ve sözler Çinde yeni ve Jliberal Markscı anlayısın doğmak Üzere ol- duğunu gösteren belirtilerdi. Acaba bu liberal Markscı anlayış Çinde de masına kadar gitmeden başarıya ula- sabılecek miydi? Zira komünizmle i- dare edilen memleketlerde dizginlerin bıraz gevşetilmesi hemen rejime kar- esi başarıya nist devletler de ayın denemeye giriş- mek cesaretini kendilerinde hulabile- cekler miydı? Bu sualleri cevaplandı- rabilmek iıçin her şeyden önce hadiye- lerin gelişmesini beklemek gerekiyor- du. TALEBE VELİLERİNE AHMET ARSLANÖZ DERSHANESİ cret, en zayıf talebeye da- hi dersi öğretmek, sevdirmek ve sınıfını geçmesi şartiyle a- nır. Ayrıca hariçten belge ve bi- loma almaları şartiyle yetişti- hmet Arslanüöz, en güç mevzuları dahi en Zayıf tale- belerin zihnine rahat bir şekil- de nakşederek onlarda zevkle çalışma ve okuma arzularını u- yandırmaktadır met Ar—xlanoz çocıığımu- Ahmet Ağabeyi sevecek ve 1sI- nacaklardır. Sayın Veliler, çocuğunuzun istikbaline iyi istikametler ver- meniz ve onların zevkle tahsil- lerine devam etmelerini sağla- mak için bir defa Ahmet Ars- lanöz ile görüşünüz. İlk dersler ücretsizdir. Not: radan geleceklere yurt ve pan—ııynn temin edilir. Adres: Ahmet Arslandı Ders- hanesi, nkara — Yenişehir, Meşrutiyet Caddesi No. 1 Tel: 27943. aaşfü TİYATRO Karaca Tiyatrosu Açık havada temsil n haftanın sonunda, Pazar ge- cesi Gençlik Parkının kapıların- dan giren halkın büyük bir kısımı a- kın akın burada yeni açılmış bulu- nan Açıkhava Tiyatrosuna doğru yü- rüyordu. Kiminin elinde yemek pa- ketleri, fındık, fıstık, kiminin kuca- gında kundaklı çocuklar vardı.. Hep- si de Ankaranın sıcak bir yaz gece- sini açık bir gökyüzü altında yemeli icmeli tiyatro seyrederek geçirecekle- i için memnun görünüyorlardı. Üste- lık sı—yıedeceklen tiyatro da Kara Tiyatrosuydu, ava layısiyle temsillerini bir beri Üçüncü Tiyatronun ğSğahnesinde vermek zorunda kalan Muanmer Ka-' raca nıihayet o gece açık havada bir kere daha kendisine öteden berı bil- yük bir sevgi göstermis bulunan An- karalı seyircilerinin karşısına çıkmış bulunuyordu. Ankaralı seyırciyi teml- sil başlamadan önce asıl şaşırtan An- karanın göbeğinde, şimdiye kadar mevcudiyetinden habersiz olduklatı 1000 * 1500 kişilik bir acıkhava ti- yatrosunun bulunmasıydı. Tiyatro an- fiteatr şeklinde inşa edilmişti. Sahne- yi her taraftan kolayca görmek mümkündü. Burada ilk temsil geca- sinin numara karışıklıkları, yer bul- ma güçlükleri gibi malüm keşmekeşi bir yana, her şey Ankaralılara uzun zamandır hasretini duydukları bir a- çıkhava tiyatrosuna kavuşmanın 86- vincini veriyordu. Hakikatte Gençlik Parkındaki açıkhava tiyatrosu, akuş- tik bakımından, açıkhava temsiljâri için hıc elverişli değildi. Sahneye yer- mikrofon konuşu- duyurmağa yetiyor, fakat tabiatiyle mikrofonlardan çıkan sesler daimi bir cızırtı, yükselip al- çalmalar içerisinde aksediyordu. Şiip- hesiz, bir sahne ve bir yarım daire şeklindeki anfiden ibaret olan tiyat- ro tam mânaşsiyle mükemmel ve ka- Ankaralılara rahat rahat siğgarasını tüttürerek tiyatrosunu seyretmek im- kânını vermişti. Milli İhtikâr AŞ. Karaca evvelki yıl aldı- ğı bir kararla tivatrosundan bal- dır bacak oyunlarını çıkarıp temsille- rine komedi içerisinde daha ciddi bir yön, aha bir sanat varlığı ge- tirmek istemişti. Karaca böyle bir kâ- rar almakta yerden göğe kadar hak- hydı. Uzuün yıllar sahne hayatı ken- disine inkâr edilmez terrilbeler, ken- msenemiyecek bir “iş &- damlığı” kazandırmıştı. n mev- sim İstanbuldakj tiyatrosunda Muse- nidis'in sahneye'*koyduğu “Cam Kı- rıkları” “ciddiyetin” aşırılığa- vardı- AKİS,£9 HAZİRAN 1957 — ?