Muammer Karaca, seyircileri arasında Hak edilen alkış rılıp oyunun tam bir melodram hava- g1 içerisinde temsilinden ötürü u- âmmer Karacanın nükteli, hicivli, de- kolte oyunlarına alışıp geniş kahka- halarla etrafı çınlatan seyircisini ya- dırgatmış, hattâ Karaca Tiyatrosuna ciddi bir sanat havasının yerleşmesi- ni en halisane temennilerle karşıla- yan bir takırfi seyircisini hayal kırık- lığına uğratmıştı. Ama bu demek de- ğildi ki Muammer Karaca alışılagel- 'miş oyun tarzı dışında başarısızdır, alışılmış oyun tarzı içinde de sanat kaygusundan uzaktır Şimdi hrl- mizde temsil edilmekte bulunan "“Mil- N! İhtikâr Anonim Şirketi” Karacanın bütün inkârlarına rağmen, Ankaralı seyirciyi onun beklediği kadar gül- dürmüş olsa da, itiraf etmediği kadar da sanat kaygusuyla ortaya çıkarıl- ıil bir mevsi- : “Perdemizi yl- nat endişesinden uzak, sırf dirşinas seyircilerimizi güldürmek a- maciyle acıyoruz ele sanat ilgisi var mı, yo u diye en ufak bir mü- Jâhazaya yer verildiği takdirde ren- cide oluruz” der. O böyle der ama “Millt İhtikâr Anonim Şirketi” gibi aslının astarının ne olduğu belirsiz bir vodvilde dahi inkâr edilen bir sa- nat kaygusunun işaretleri görünür Milif İhtikâr Anomm Şirketi Umum Müdürü aslında lâzdır, lâz şivesiyle konuşur. Bakarsınız mahallt bir dil enine boyuna didiklenmiş, — mahallt bir tip, cehaleti, kadına düşkünlüğü, gösterişli halleri, umum müdür ol- maktan doğan böbürlenmeleri, ken- dini umum mliüldürlüğe yakıştırama- maktan ilerj gelen kompleksleri ile enine bovuna incelenmiş ve öyle kar- şınıza çıkmıştır. Yine bakarsınız ay- nı oyunda karşınıza bir Gülriz Sürur? çıkar, Sahnede çıplak dansöz Nes- Tini temsil etmektedir. Karacanın boy le birini karşınıza çıkarmaktan kasti AKİS,29 HAZİRAN 1957 kendine göre halkın biraz da göz zev- kini okşamak içindir. Gerçekte ise Nesrin seyirciye sadece güzel bacak, açık saçık omuzlar seyretmekten da- ha çok oyun kabiliyeti, kusursuz dik- siyonu, gerekli nüÜanslarıyla hitab eder. Yine aynı oyunda temizlik me- raklısı, basit, kendi halinde, çirkin mi çirkin bir kadın, Belediye Şube MÜU- dür Muavini, Ahlâk ve Cemiyeti aza- sının karısı rolünde karşımızda kusur suz bir kompozisyon olarak durur. Ruhsar'ın şahsında da seyirci ağla- an komediyi bulmuştur. Kısacası “Milll Ihtlkâ.r A. $Ş.” de aracanın bütün oyunları gibi bütün de- hem koltenğıne çoğu da o anda akla geli- ermiş nüktelerine rağmen sanat yö- nünden küçümsenemiyecek işaretler- le doludur. Oyunda paopiller olmanın sırrıyla tiyatro oynamanın sırrı o kadar içiçe girmiştir ki artık ne sah- neden yükselen külfürler, ne de y yazmayı ve okumayı bilmediği için bir mektubu bin mlüşktülle söken U- mum Müdür'ün “İşte biz umum mü- dürlüğü böyle alnımızın teriyle ka- zandık” gibi halkı kahkahaya boğan sahneler, zevki de, tiyatro anlayışı da birbirinden fersah fersa.h fa klhı se- yircide hemen ri yara- tır. Netice takdlrdir alkıştır Bsevgi- dir. Biz burada, Karaca Tiyatrosunun şimdi Açık Hava Tiyatrosunda temsil etmekte olduğu oyunu hikâye etmek istemiyoruz. Karaca Tiyatrosunun hi- kâyeye gelir tarafı olmadığını oyunu seyredenler çok iyi anlıyacaklar ve hem halkın zevkine hizmet etmenin, m de sanat r.. © v © B ğ - e. Şo DU Z a g O - B 5 3 l O' ceklerdır Sadece şunu söyliyelim ki yarın milli bir Türk yatrosundan bahsedilecekse, vodvilleri içinde ge- rek şahısları, gerekse cemiyetimizi çeşitli yönlerden hicveden, tenkidle- rini ve tahlillerini en kalabalık halk ——— TİYATRO topluluklanmı güldüre guldüre ıüy- Muammer Karı halini onun piyeslerini tetkikle orta- ya koyacak, tiyatro tarihlerimiz onun tiyatrosunu ve tiyatro anlayışını Türk Tiyatrosunun Üstünde ısrarla durul- mağa değer bir ekolü olarak kabul edeceklerdir. nüne kadar gelmiş bir haşarı mahalle çocuğunu, oyunu birden kesip oradan sert bir sözle uzaklaştırsın ve sanki hiçbirşey olmamış gibi bulunduğunu göstermesi bakımından dikkate şayandır. Dormen Tiyatrosu Yeni meydan T şıklar söndü, ortada minicik bir dâ- İ ire aydınlandı. Bu daire içinde Tür- kiyede ilk “meydan tiyatrosu” oynan- dı. Eser Moliğre'in “Gülünç Kibarlar”ı idi. Aktörler Tiyatro Derneği adı al- tında birleşmiş Galatasaray Lisesi ve erikan Kız ve Erkek Kolejleri ta- lebeleri idi. Aralarında birkar Üniver- siteli de vardı. İçlerinde profesyonel sanatkârlar ayarında oyun çıkartan bir Erol Günaydın, bir Ufuk Esin, bir Altın Terim Erkuş mevcuttu. Sınırlı imkânlar içinde, bu büyük ç Ssa- nat hareketini kim yaratabilmişti? Haldun Dormen. Haldun Dormen A rikadan yeni dönmüştü. Gençti, 1 dealistti, büyük aktör, değil, büyük ti kim istediğini bilerek, seçmesi ica- bedenleri seçerek ilerledi. Haldun Dormen, Tiyatro Derneğinin rejisör- lüğünü vaptığı sıralarda, bir yandan da Küçük Sahnede aktör kadrosunda çeşitli piyeslerde rol alıyordu. “Cina- t Var” daki ölcülü oyunu ile haklı bir başarı kazanmıştı. Yaz geldi. Kü- çük Sahne tatildi, mektepler de kapan- mıştı, Haldu n Dormen dinlenmeyi de- gil, çalışmayı tercih etti. Kadıköy Kordon Otelmd i er sevgiye, zusuna dayanan bir disiplin.. Kimse provalara beş dakika olsun geç kal- mıyordu Geç kalanlar her beş daki- ka için kumbaraya yirmi beş kuru atıyorlardı Goldoni'nin “Yalancı” sı- na hazırlanıyorlardı. Eser gene mey- dan tiyatrosu şeklinde oynanacaktı. İlk gece geldi çattı. İşıklar söndü. Bu aha sefer or büyük bir daire aydınlandı. çckin bir davetli kit- lesi, halka, halinde selâma çıkan o- yuncuları alkışladı. Haldun Dormen