YURTTA OLUP BİTENLER ne hale geld niz!" Bu mü ahede, ters taraftan, geçen haftanın sonunda bir defa daha hak kazanıyordu. Adnan Menderesin Dış İşleri Müşaviri herkes olabilirdi. A- ma Nihad Erim! Demokratlar, haki- katen pes dediler. O Niha: rim ki maazallah Zafer koleksıyonlarını ka- rıştırmaya kalkışacakların mutlaka dudakları uçuklardı. Işbırlıgının ilânı Erıme 100 bin lira ceza takdir etti- m eden bir işbirliği- eniyete vurulmasından iba- i. Bu işbirliği, lüzumundan fazla garip tarafları bulunduğundan, şim- diye kadar resmen — açıklanmamıştı. e rıs meselesi mü em- mel bır fırsattı. Bu bir "memleket işi" Mümtaz Faik Fenik Yerler değişti, üstadım! degıl miydi; böyle ıslerde herkes her- kesin yardımını istem! erkes her- kese yardım etmez mıydı ?, Bir defa bu kabul ettirildıkten sonra Nihai rimin durumu aylaşıyordu. Se- nelerce "İktıdardan vazife kabul et- ' diye direnmiş, ümitlerini Mu- halefete bağlamıştı. 1954 se ç lerı n n ak bindeki havadan ürker dince uhalefet tarafından da beklıyecek bir şeyi kalmamıştı. Halbı enç ustadın ıçınde ateşler gürül gurul yanıyordu. Küçük öç al- malardan pek ho: sevimli nan Menderesin kolları ise kendısıne yahat imkanları, tılmak vazıfelerı, umumi hay: gırmenın yolları boylece ufukta belı ordu. Ed ond Rostand'm Cy- rano' suna ıç çekme en buseye bir adım vardır" deduttıgı gibi mü- 8 İstanbul Havası geçen hafta, Istanbul 1 pek andıran bir "tatbi- kat" ıle karşılaştı. Yılbaşında Be- lediye al avagazına zam yaptıgını ılan ettı dört gün sonra bu zamları Başbak n Ad- nan Tes tar fından verilen emirle kaldırıldıgmı bildirdi. İşin daha vardı: Zanıla aşlarımız - tarafındı karşılanmadıgı müşahede edılmış- ay canına! Ne müşahede kud- retı .. Ne müşahede kudreti ve ne tahayyul yoksulluğu.. Zira zamla- n İyi karşılanmayacagını anla- k için, doğrusu günlük bir tecrübeye de hiç lüzum yoktu. Tat- bıkat baştan aşağı bir laubalılık Ör- I stanbul Ti şehri değil, vahasıdır. vvelâ, bir zam niçin yapılır ? A- lâkalı ıdare ısı tetkık etmıştır, he- Suudı Arabıstanın bir , e hi olduğu hakikatini öteki tarafa koymuştur. Bu idare- nin, İstanbul halkının zamana ma- ruz kalmaktan hoşlanacağını sa- nacak kadar safdil olmadıgı göz önünde tutulursa, şu neticeye va- rılır: Eğer işin iyi yapılması ıçın zam elzemse, zamsız iş görülemi- r ilir. Bu- na Başbakan niçin karışsın? Baş- bakan hesap mütehassısı mıdır? Ama bir Başbakanın ne zaman ka- rışmak hakkı bulunur: Hesapla or- ikan açığı hükümet kasa- tedbr den bahsedildiğini, duymadık zam bir zaruretin neticesi degılse, amine hizmetini zamsız şavirlikten memuriyete de bir adım vardı. Kıbrıs işi memleket işiydi de Türkiyeyi orada veya burada temsil memleket işi değil miydi, Mecliste D.P. etiketi altında çalışmak gâvu- ra mı hizmetti, nihayet Bakanlık sa- dece "Kırmızı plâka sefası" mıydı? ada İktidara yakın çevreler. müstehzi bir edayla "Cok Partili Dış Politika"nın başladıgını ilân ed lar "Ne be genmıyorsunuz yah ye eglenıyol Ama, başlayan "Çok Partili Dış polıtıka değıldı. Devam eden “"İdeal Arkadaşları Dış Politikası" idi. Anlaşılan Mende- res meselâ Inonuye, mese elâ Karaos- manoğluya, me Dış Politika hakkında malümat vere- Gülen iki adam ma Ankarada asıl gülen iki adam olmalıydı. 1950 ile 1954 arasında da görmek İmkânı ,varsa, alakalı- lar sadece "Bu İstanbul halkı memleketimizin ıçınde lunduğu görülmemi ma sayesınde refah içinde se, ço e dü- şünerek fıyatları arttırmışlarsa Başbakanın müdahalesi son de- rece Kendisi ancak i Ama o takdir- de de kulaklar Ur haber bekli- r: Bu münasebetsiz zam kararı- nı verenler hakkında ne gibi bir tedbir alınmıştır? Bunlar, vazife- Tİ şında mı akılmışlardır, yoksa istifaya mecbur mu tutul- muşlardır? Zıra, görülmemiş Kal- nma var diye zamma zaruret yokken zam yapılmışsa bu görül- memiş bir skandaldır Istanbul hal- selerin eli- ne nasıl bırakılabılır ? Allah her za- Adnan Menderes gibi bir Başbakan nasip mez ki.. Ya, -pek muhtemel oldu- ğu veçhile- meselâ 1958 seçımle- rinde onu kaybediverirsek Hal- buki zam karaı'ını alanlar hakkın- da bir tedbire sül edildiğini duymadık. — Üstadların kendilikle- rinden istifaları da, tabit bekleni lir şey değildir. Geriye bir üçüncü ihtimal kalı- yor. Istanbulluya kayıp eşegın dort gün arattıktan sonra buldur- onu sevindirecek Ve bunu te- min eden İstanbul mılletvekılı Ad- nan Menderese prestı_ı saglıyacak- tır. Halk "Gördün mü enderesi, bir emırle zammı kaldırıverdi" - © ye teş phe yok. Ancak, bu İstanbul beledıyesının onun çok sı- fatlı Başkanının prestiji ne olu- yor dersiniz? bir ara partilerarası münasebet iyiliğe yüz tutmuştu. Başbakan Adnan Men- deres 'bir basın toplantısı tertıplemış, toplantıya Ulusun siyasi müdürü ve yazarı olarak Nihad Erimi de çağır- Profesor, teklifi reddetmişti. . de akla gelen rim git arti Mec- deresle asla karşı karş gelmeyi kabul etmezdi, edemezdi, etmiyecek- i büyük min Soysalla karşılaşmış ve sormuş- tu: ” Emin, nasıl konuştum?" Emin Soysal cevap vermişti: AKİS, 12 OCAK 1957