12 Ocak 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

12 Ocak 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MONROE'DAN TRUMAN'A, TRUMAN'DAN EİSENHOWER Monroe arifesinde Başkan Adams, Alaskaya yerleşen Ruslara Amerıka Kıt'asının Amerikalılara ait olduğunu, bu kıt'a üzerinde Ruslara yer bulunmadığını söylü- yordu Ş 1956 sonunda Başkan Eisenhower Amerika kıt'sındân 10 bin kilometre ötede bulunan Orta Doğunun Ruslâ- rın eline düşmesine müsâade edil- miyeceğini bildiriyordu. tmeleri sevenler iki hâdise arasındaki tek farkın. Birleşik Dev— ğu undan 134 sene evvel, B doktrininin ibaret olduğunu iddia edeceklerdir. Evvelce Amerika kıt'asına Ameri- kalılardan başkası göz dıkemez de— niyordu. Bugün Ruslar şimdiye k dar ele geçirdikleri memleketler— den gayri, bir tek karış toprak üze- rinde bile hak iddia edemez denil- Benzetme doğru olabilir. Fakat Monroe doktrininden Eisenhower doktrınıne geçiş fiâtının, dünyac alı ödendiği gozden kaçırıl— mamalıdır Uzun müddet Amerika kıt'ası dışındaki meselelere aldırış etmeyen Birleşik Devletlerin Hit- lere sı dışında kalacağı düşüncesini tel- kin ederek İkinci Dünya Harbine gi- rişmek cesaretini rdiği mamalıdır. Gene uzun seneler dün- ya meselelerinin dışında kalmanın neticesi olarak, 1945'den sonra A- merikanın Rus tehdidinin mahiyeti- ni anlamadığım, Rus niyetlerini çok fazla iyimserlikle mütalâa ettıgını hatırdan çıkarmamalıdır. ümün- den birkaç saat — evvel Roosevelt Churchille gönderdiği — mektupta "Stalin kolay kolay meram anlama- yan bir adamdır, fakat sabredelim, utlaka bır anlaşma yolu bulaca- ğız" diyor. Roosevelt in sadık şakirdleri Tru- man ve Byrnes iki sene, sabırla bu anlaşma yolunu aradılar ruman 1947 de Türkiye ve —Yunanistana yardıma karar verdiği zaman Rus- larla anlaşmak ümidini kaybetmişti. Bu, Atlantik Paktına doğru bir a- dımdı. Batı Avrupa Ruslara yasak bölge ilân — edilmişti. Artık Amerika iki taraflı veya mahalli paktlarla ko- münist ilerlemesine bir hat çiz- me siyasetine devam edecekti. Bu bakımdan Orta Doğuda atacak- ları i ir adımın Truman doktrininin bir devamı sayılab lir. Dünya böylece iki nüfuz sahasına bölünmüş oluyordu. Ruslar Maca- rıstan da istediklerini yapabilirler- di rika seyirci kalacaktı. Her [kı taraf nüfuz bölgeleri dışında si- l1 bir müdâhalede bulunmadık- ça, sıcak harbe donmeden soğuk harbe devam etmek mümkün ola- AKİS, 12 OCAK 1957 ir asırdan beri dünyanın ufal- dığı kabul edilirse ve dünyanın ufaldığının geç varılması dolayısıyla pahalıya mal olan ha- talar işlendiği unutulursa Monroe, Truman ve Eisenhower doktrınlen aynı ga ifade etmektedir: Bir bölgeyi dışarıya karşı müdafâa et- mek.. Geçen asırda Amerikan kıta- sını, şimdi ise Rus bloku dışında ka- lan bütün dünya memleketleri te- cavüzden korumak gayesi üç dokt- rinin müşterek noktasıdır. Maamafih bu gayeye varmak için üç doktrinin takip ettiği metod- lar farklıdır. Monroe doktrini ga- yet basitti. Amerika kıt'ası dışında dünyanın ne hali varsa görsün de- niyordu. Avrupa devletlerinin Ame- rika kıtasını — müstemlekelestirme- ğ eşebbüs memeleri, Birleşik Devletleri gayesini nasıl tahakkuk ettireceğini araştırmak — zahmetin- den kurtarmıştı. Truman doktrini iktisadi ve as- keri sahada Komünist Bloku dışın- da kalan memleketleri kuvvetlen- lendirmeğe — koyulmuştu. — Askeri paktlar imzalanmasına, Rusyamn bir kordonla çevrilmesine ehe yet veriliyordu. Eisenhowerin Dış İşleri Bakanı Dulles, Bandung Kon- feransına kadar aynı paktsever si- yaseti devam ettirdi. nötralist Amerikası, paktlar dışın- da kalmak isteyen, Hindistan gibi memleketleri komünist taraftarlı- ğıyla itham edecek kadar Monroe doktrinini unutmuştu. Maamafih Bandung Konferansından — sonra, Birleşik Devletler birdenbire eski günleri hatırladı. Eisenhower, bir vakitler nötralistlerin şampiyonu o- lan Amerikanın bitaraf memleket- lerin hislerini çok iyi anladığını söylüyordu. Eisenhower ve ul- les takip ettikleri metodların doğ- ruluğundan birdenbire şüpheye düşmüşlerdi. Bu memleketleri yanın eline düşmekten kurtarmak için aktlar ımzası belki de iyi Geçen asrın ten fethedebilirlerdi. dat Paktı Türkiyeden Pakistana ka- dar uzayan bir hat çizmesine rağ- men, Orta doğuya komünist nü- bu memleketlerin etmeğe, oralarda milliyetçi hisle- ri desteklemeğe sevk etti. Esasen Ruslar da Batıya karşı aynı milli- yetçi hisleri kullanmaya yorlar mıydı? "Rekabet memleketlerin taâhhüd mekten kaçınmaları, anlayışla kar- şılanacaktı. Yeter ki bu memleket- ler komünistlerin eline düşmesin. i silâhlandırma gayretleri ikinci plâna atılmıştı. altına gir- Fakat Amerikanın güler yüzüne, 'E Doğan AVCIOĞLU müsamahası ve cömertçe saçtıgı dolarlarına ragmen bitaraf m ketlerde komünist veya komunıst taraftarı hükümetler iş başına ge- lirse Amerika ne yapacaktır? Ne Truman doktrini, ne de Eisenho- wer doktrini bu noktayı cevaplan- dırmamaktadır. Yarin herşeye Tağmen Sutiyede komünist bir hükümet işbaşına ge- lirse silâha başvurulacaktır, yoksa mukadderata boyun mu eği- lecektir? Diplomasiyi iki bloku bir- birine karşı oynamak sanan Nasır'- ın ifratlarına, Rusyanın boynuna korkusuyla ilelebet süküt- mukabele edilecektir? Aynı mülâhaza dünyânın Ööteki bölgeleri için de doğrudur. Diğer bir deyişle Trumâri doktrini gibi Eısenhower doktrini, de esas itibariyle bir karakter taşımaktadır lemesine — "hayır" demek, karşı koyacagım söylemek h ten komünizmin gelişmesini durdu- rabilecek midir? Doktrinin tek müs- bet noktası olan mutad dolar yar- mı, maddi menfaatleri takdırde gelirlerini olarak kaybet- mekle gösteren bu memleketler ü- zerinde beklenen tesiri yapacak mı- dır? Ruslara "dur" demek zaruridir, fakat kâfi değildir. Baş vurulan me- todlar isteneni tahakkuk ettirmeğe muhtemelen kifayet — etmiyecektir. Günümüzün şartları muvacehesinde modası geçmiş bir milliyetçiliğe sa- rılan memleketlere yeni bir fkır bir ideoloji vermek ekecekti ünist düşmanlığı gibi müs— temlekecılık duşmanlıgı da sadece fi bir fikirdir. Bir şeye kötü de- mek, yerine iyisini koymak mânâsı- na gelmemektedir. Batı siyasi re- jimlerinin zevahirdeki tatbiki bu memleketlerde — beklenen vermemiştir. Kral Faruk zamanın- da Mısır serbest seçimlerin cereyan ettiği çok partili bir demokrasiydi... Amerika bu memleketlere asrın gerçeklerine uygun bir ideal getir- mek zorunda kalacaktır Günün re- alitelerinin yal nladıgı XVITI. asır Batı sosyetesi için doğ- ru idealleri bugünün genç devlet- lerimi ir — tebessümle karşıladıkları hoşumuza gitsin git- mesin, bir vakıadır Komünist filokunun karşısında Amerika bütün maddi avantajları- na ve iyi niyetlerine Trağmen müs- bet bir ideoloji ile çıkamam Bu durumda erika "Sulh içinde rekabet" yarışını, mutlaka kazanaca- ından emin olamıyacaktır. Kısa vâ- dede Eisenhower doktrini yerinde bir teşebbüstür. Fakat uzun vâdede Amerika herşeyden evvel dünyâ ö- nüne yeni bir ideolojiyle çıktıgı tak- dirde istikbalden tamamiyle emin olabilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: