12 Ocak 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

12 Ocak 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Kalkınmanın delillerinden bir çimento fabrikası Plânı olan sadece fabrikadır memleketi sıkıntıya düşürmemiş olan bir hükümet için son derece kolay- dır. Dışardaki itibarımızı, meselâ kümetin herhangi bir kararı kadar sarsmağa hiçbir muhalifin gücü yet- mez. Hatırlanacağı gibi bundan çok uzun olmayan nce şöyle bir durum ortaya çıkmıştı İthalât- çılarımız dış memleketlere mal sipa- riş edıyorlaı', mallar memleketimize ge arın parası Tür ankası bu paraları ala- i. Ama hep bilinen sebeblerle b ı mede bırakılı- yordu. İthalâtçının parası bankada bağlı kalıyor. Dışardaki ihracatçı, malının bedelını alamadığı için sızla- ordu. Bir taahhüdün ifa edilmeme- ö sarsarsa, buna propagandaların önlenmesi 1çin sus- turma tedbirleri alınıp tatbik edildi- ği, Miltâ Korunma Kanunu şiddetlen- dirilip konulduğu halde ber yerd men her zaman ken— dini gosteren madde yoklukları "va- kıası bunun tersini açıkça ispat et- Muhalefete bu hücumdan sonra Başbakan Menderes sözlerine devam tl. "Şimdi, iktisadi kalkınma program- ları üzerinde kısaca izahatta buluna- yım. İktisadi kalkınma hareketleri, bir yatırım teşebbüsleri seklinde te- celli eder. Bu yatırımların kaynakla- nelerdir? Evvelâ t bütçesi... saniyen iktisadi devlet teşekkülleri... ondan sonra belediyeler ve — hususi 'idareler.. İşte Tesmi ve yarı res- 22 mı mahiyette olan — yatırımların kaynakları bunlardır. Meselâ, bu bulan bir büt tçe- mız var. Bunun mühîm bir kısmı envestismanlara tahsis olunmuştur. Demek oluyor ki, devletin bır yıl ıçın— de, bütçesi ile yapacağı çok aşan yatırım faaliyetleri, larla ifadesini < bulan Ve bir icraat programı mahiyetinde olan butçesın— de yazılı bulunmaktadır. Filha butçe bir programdır. Bu bir sene— lik bir program gibi görünür. Fakat hakikatta bunun esasları ve kökleri geçmiş sene bütçelerinde yer alır. Meselâ herhangi bir yılın bütçesiyle derpiş edilen işler, bütçe yılını aşa- rak daha ileriki senelere de sirayet eden bir mahiyet alır. Şu halde bir senelik devlet butçesının koklerı ken- disinden — evvelki — devlet — bütçele- rine ve yine bir senelik devlet butçe— sinin tesirleri, bir program olar. gelecek senelere de şamildir. Büyük Millet Meclisi, bütçedeki envestisman programları ve butun iktisadi kalkın- a gayret ve teşebbüsleri esash tetkıklerını yapar. ne olmuştur, bu yıl içinde neler ya- pılacaktır Ve bunun muteakıp yıllara sırayetı ne şekilde devam edecektir, unları gozden geçirir, aleni müzakerelerle devlet envestis- og ramlarını devlet bütçelerinde bulm mek mümkündür Bunlar yalnız tahsisat ve rakam olarak değil, aynı ayandıkları icaplar prensipler bakımından da tam ifade- lerini bulur. İktisadi devlet teşekkül- lerine gelince, tıpkı devlet bütçeleri gibi senelik iş hacimleri aşan ve senelik yatırım mühim yekünlara baliğ o şekküller de kendi tekmk heyetlerı ve bu teşkilâtın vücuda getirdiği ri ayrı programlar dairesinde tanzim olunur. Nihayet bu teşekküllerin bir umumi heyeti vardır ki bir yıl önce- milyarları faaliyetleri ki hesapları, gelecek senelere şamil tasavvur ve programları bu heyet tarafından tetkik Envestis- man yapan müesseseler arasında be- lediyeler ve hususi idareler de vardır. Bunlar kendi usullerı dairesinde en- vestisman ya yarı resmi devlet teşebbuslerınm dışında hususi teşebbüs kalır. Hususi sektörü, vatandaşların girişecekleri teşebbüs- leri önceden bir programın tahditleri ve — mecburiyetleri ıçıne almak ne dereceye kadar ümkündür, bunu takdirinize arzederım Hususı teşeb- büsün programlanması bahsinde ol- da bulunabilir. Bugunku tatbikat da bundan ibarettir" Butçeyı bır 1ktısadı plan olarak an- Gerçi m kıtaplarında bütçenin bir program ol- duğu, bir memleketin durumu hak- kında bütçeye bakarak hükümlere varılabileceği yazılıdır. Fakat bugü- ne kadar bütçe okutan hiçbir malıye— cinin aklına bü e a gerektir. İktisadi devlet teşekkul lerinin kendi faaliyetleri ile ilgili in- celemelerde bulunmaları, o faaliyetler için plân hazırlamaları da iktisatta kullanılmakta olan plân, plânlama sözlerinin şümulü dışında kalır. Bu noktada geçmişte söylenmiş bir sö- -- hatırlamamak İmkânsızdır. Bir za- manlar gene ktidarının plânsız İktisadi çalışmaları tenkit edildiğin- de ıktıdar ileri gelenlerinden biri sor- muştu: "Bizim hangi fabrikamızın plânı yoktur?" Kısaca ifade edilmek istenirse Başbakanın plân anlayışı yükardakinden farklı — değildir. Halbuki iktisadi plânlama denildiği zaman daha başka birşey anlatılmak istenmektedir. Bir memleketin ikti- i bakımdan ulaşmak istediği he- Refah sevıyesının yük- , halkın daha i yaşaması, devlet hizmetlerinin daha iyi görül- mesi, askeri gücün rttırılması ıçın gayret sarf edilebilir. Şu var, ki bu hedeflerden birine, irkaçına veya hepsine ulaşmak için gereken imkân- lar her zaman bulunamaz. İmkânla- rın az oluşu onları en iyi şekılde kul- lanmak zaruretini dogurur Plân ha- zırlanmasının ilk s budur. Önce hedef veya hedefler tesbit edilir. Son- ra eldeki imkânlar ölçülür, çeşıllı yollar Aarasında bir' seçim yan plân fikrinde bir de zamanlama un— suru vardır. Hangi işin hangi tarih- te yapılacağı tahminlere göre tesbit edilir. Hususi sektörün plânla ilgisi AKİS, 12 OCAK 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: