DÜNYADA OLUP BİTENLER hareket etmişti, bu hareket bütün sosyalıst memleketler tarafından tas- vip edilmeliydi! laı hem de bir Amerikan e, bu tezi müdafaa hâdiselerinde Rus- Tİ 1 çalıştığı bilinen Kızıl Çin Başbakanı, anlaşılan Mos- kovaya hareket etmezden az önce, meyi Chou En-lai de Rusyanın başına gelmesinden korkuyordu. arti Merkez Komitesinin teklenen toplantısının arifesinde Moskovaya gelişi, peyk- lerden bir liberal siyaset takibine ta- ı'aftar olanların islerini kolaylaştıra- tı. İmparatorluk elden gitmeme şartıyla peyklerdeki liberalleşmeye o gibi, koyu Stalincilerin Maamafih aylardır lan sayıları 1 milyonu bulan Ceza- yirli Fransızlar, yılanın başını kü- ü ezmek lafını düstur edinmiş- rdi. Bu hesaba göre, Cezayir mese- lesinin tek hal şekli 8 milyon Arabın ortadan kaldırılmasıydı. Cezayiri bir yıldan beri silâh zo- ruyla sükünete kavuşturmak iddia- sından bir türlü vazgeçmeyen sosya- lıst Mollet hükümeti, 500 bin askeri- ne rağmen ihtilalcilerin mukavemetı— ni kırmaya — muvaffak — olamamıştı. Aynı denemeyi Macarıstanda Ruslar da yapmıştı: Bir milletin azmini si- lahla kırmak mümkün değildi. Kuv- işi halledeceğine büsbütün zor- laştırıyo rdu. Birleşmiş Milletlerde ezayiri meselesi önümüzdeki gün- lerde Birleşmiş Milletler günde- minde yer alacaktı. Fransa bu defa, Cezayirde yerlilere hücum eden Fransızlar ahşet yarışı müsaade edılebılırdı Fakat bu müm- müydü? kün Cezayir Yılanın başı eçen haftanın başında Cezayir Belediye Başkanları Federas O- nu Başkam Amedee Froger'in-yaş 74— bir Cezayirli tedhişçi tarafından öl- dürülmesi, Cezayirli Fransızların bar- barlıkla 1tham ettikleri yerli halktan vahşi olmadıklarını gösterdi. Nü yışçıleı' önlerine çıkan yerliyi olduruyorlardı Cezayirli — Arapları korumak vazifesi Fransız askerleri ve polis kuvvetlerine düştü. Bir Ara- bi öldürmek üzereyken akalanan bir Cezayirli Fransızca bu işi niçin yaptıgını soran subay şu cevâbı al- : "Bunlar T yarının tedhişçileridir. Biz şimdiden bunları" Öldürmezsek, yarın onlar bizi öldüreceklerdir." Anlaşı— 18 meselenin Birleşmiş Milletlerde ko- nuşulmasına itiraz etmiyeceğini söy- lüyordu. — Cezayirli — milliyetçiler hiç değilse seslerini — işittirmek fırsatını bulacaklar, Fransa da dosyasını mü- dafaa edecekti. Fakat Fransa mağ- lubiyetinden emin olmalı ki, son da- kikada fikrini değiştirdi, eski tezine döndü. ezayir bir iç meseleydi, sadece Fransayı ilgilendirirdi. Cezayirin Fransız olarak kalması- na herkesten fazla taraftar bulunan Mendes-France gibi devlet adamları, takip edilen siyasetin Fransaya Ce- zayiri kaybettireceğini, — nafile yere tekrarlayıp duruyorlardı. Bolivya Harika başkan 956'nın son günlerinde — Bolivya'- nın Lapaz şehrınde büyük bir kar— gaşalık hüküm sürüyordu. Grev ya- n büyük bir işçi kalabalığı ısyan halindeydi. Polisin göz yaşı boml ları, ihtilalcileri yatıştırmaya kafı gelmemişti. emleket neredeyse grev cilerin eline düşmek üzereydi. Lapaz ayaklanmasının en hararetli bir a- nında, babacan tavırlı bir adamın et- rafındakılerın mümanaatın birdenbire kalabalıgın dığı görüldü esinin bütü gucuyle lhtılalcılere giriştikleri ha- reketten vazgeçmelerini söyledi. çiler Cumhurbaşkanı Hernan Siles Zuazo'yu tanımakta üçlük çekme- diler. Başkanın cesareti ışçılerın çok hoşuna gıtmıştı en vazgeç- tiler ve "Yaşas Başkan!" diye bağı- rarak fabrikalarına döndüler. Halbuki, İşçileri kızdıran, Cumhur- başkanının aşırı enflâsyona bir son vermek için rikalı mütehassısla- hazırlatılan bıı' plânı t e ko oyması olmuştu. Plân iren işçi na muha- sendika- mukabele ediyordu. grevi tehdidinin işçiler ufak bir tesiri olmamıştı. Cumhur- başkanının yeme yiyip — yememesi kimsenin umurunda değildi. Şövalye ruhlu Bolivyalılar, ancak şövalyece hareketlere karşı hassastılar. Bu se- beple coşmuş enin ortasına tek başına atılmaktan çekinmeyen Cumhurbaşkanının cesareti karşısın- da hissiz kalamazlardı. Başkan Zu- azo, hiç değilse bir müddet daha ra- hatça Bolıyyayı enflâsyondan kur- tarmaya çalışabilecekti. Fransa Mona Lisa'ya suikast eçen hafta, Pariste meşhur Lo- izesini gezen bir turist, Mona Lisa'nın önünde durdu ve binden çıkardığı bir taşı, tarihi tab- loya fırlattı. Bereket aş dünyanın en esrarengız gülüşüne sah ip kadının yüzüne gelmedi; sadece dirseğinden hafifçe yaraladı. Müze hademelerinin derhal yaka- lamaya muvaffak oldukları suikastçı - 42 yaşında bir Bolivyalı - , ilâhi Ja> conde'a niçin el kaldırdıgım bir tür- lü izah edemiyor, "Cebimde bir taş vardı, tabloyu seyrederken birdenbi- re aklıma taşı fırlatmak fikri geldi, sonra, malüm" diyorı a Lisa'nın Louvre'daki ilk macerası değildi. 1 milyon dolar kıy— metındekı bu tabloyu birkaç sene ön- e'a sevdalı olduğunu" söy- leyen biri çalmaya kalkışm ıştı. Gü- zel Mona Lisa, bu badireyi de ikinci- si gibi ucuz atlatmıştı. Fakat Jacondea en buyuk haka- landır. Bu ressam ilâhi Jaconde'a bı- yık takmıştı AKİS, 12 0CAK 1957