YURTTA OLUP BİTENLER 48.300 lira gelirli bina Tepeden naya senede 48.300 lira kira ödene- ceğini, halbuki eski binaya üç sene- de 40.000 Ura ödenmiş olduğunu gös- terdi. Senede 48.300 J1ira getirecek bir han!. Bu, "kemmel bir gelir membaıydı. Ancak işin ortaya çık- ması bu gelirin Işçı Sigortaları Ku- rumundan teminine mani teşkil etti. Umum Müdürlük elindeki selahiyeti kullanmak zorunda — kaldı. Şu anda bahis mevzuu mukavele bozulmuş bulunmaktadır. Şimdi, sabık Devlet Bakam Dr. Mükerrem Sarol binasına yeni bir kiracı arama mevkiindedir. — Zira 48.300 lira kira getirecek olan han İstanbulda eski Tanin'in yerine yap- tırılan, alttında Türk — Sesi matbaası bulunan ve Dr. Mükerrem Sarol'a ait olan binadır. Evet, hayat hakikaten pahalılaşı- yor!. B. M.M. - Özyörük düellosu hafta çarşamba — sabahı, ispat hakkını görüşecek olan Adalet komisyonu odasına ilk gelen Halil Özyörük oldu. İlk sözü o almıştı. Bir evvelki celsede Kasını Küfrevi ken- disine hücum etmiş, üstelik eski Tem yiz başkanının işin başında ispat hakkına taraftar bulunduğunu, hat- ta Ispatçılar a el altından yardım vaad ettiğini bildirmişti. Halil Özyö- rük ithamlara bu celsede cevap ve- recekti. Adalet komisyonuna — girip oturmasından bir kaç dakika sonra kapı açıldı. İçeriye giren Kasım Küf- revinin ta kendisiydi. İki rakip bir- birlerini karşılıklı süzdüler ve * bek- lediler. 8 Küfrevi Bu bakıyor Celse açıldıgında sabık — Adalet bakanı söze, daki ithamları redle başladı Kasım Küfrevi ile bu mevzuda görüşmemişti. Ağrı millet- vekili külliyen yaralıyordu Bu, ken- di içinde de T yara olmuştu Halbukı her zaman ıspat hakkının a- leyhindeydi. Sadece kendisi değil, Temyiz mahkemesi de böyle bir hak- ka taraftar değildi. Vaktiyle bir ba- kan hakkındaki isnatların ispatını kabul eden bir hükmü bozmuştu. Ke- nan öner - Hasan Ali davasında ay- nı meseleyle karşılaşılınca da Tem- yiz bilinen tevhidi — içtihad kararını almıştı. Halil Özyörüğe göre ispat hakkının türlü mahzurları vardı. Bir b mahkemesinde, muha- keme edilebilirdi? Ya, iki karar ara- sında fark olursa? Sonra, bir haka- retin ispatı ceza davası içinde ikinci bir davaya sebebiyet verebilirdi. Ni- lcııayet bazı taarruzlar vuku bulabilir» i Halil Özyörüğü ikinci bir sürpriz bekliyordu. Arkasından — hemen ko- nuşacak olan Kasım Küfrevi idi. Ka- sım Küfrevi dedi ki: iyorlar ki bakana isnatta bulunan adam Asliye mahkemesinde isnadını ispat edip beraat ederse, ar- kadan aynı bakan aynı suçtan Yüce Divanda beraat ederse ne olacak? Ben, aksini sorayım: ya isnatta bu- lundugu iddia edilen adam ispat hak- kının bulunmaması yüzünden Asliye mahkemesinde mahküm olur, fakat sonradan aynı suçtan dolayı Yüce Divan da bakanı mahküm ederse ne olacak? Birinci hal için Özyörük ko- lay kolay misal veremez. Ama ikin- cisinin misali pek aktüeldir. Geçen devrede Ferit Melen Mecliste Hasan Polatkanı bacanağı Yakup Soyugen için ticari faaliyeti dolayısıyla itham etmişti. Biz o zaman dinlemedik, sı- ra kapaklarına vurduk, Ferit Meleni gider de mahküm olursa, ne olacak? Düşününüz ki Ferit Melen milletve- kili değil de, gazetecı bulunsaydı hapse gırecekt asım Küfrevinin torbasındaki oklar bundan ibaret değildi. Halil Özyörüğün yaz aylarında ispat hak- kının meşhur aleyhtarı Dr. Sarolün peşine takılıp diyar diyar — dolaştığı ve ispat hakkı mevzuunda — hukuka sığmayan sözler sarfettiği unutul- mamıştı. Agrı mılletvekılı meşhur kararın Tem n nasıl çıkarıldığı- nı da delıllerı Ve şahitleriyle anlattı. O zamanki zabıtlardan parçalar o- kudu. Eski Adalet bakam hayretler içindeydi. "— Bunları nereden buldunuz?" diye sordu. Kasım Küfrevi cevap verdi: "— Nereden buldumsa buldum." Bu hareketli düellodan sonra İh- san Aktürel de ispat hakkının lehin de bulundu. Görülüyordu ki Halil Özyörükten başka hemen herkes bu hakkın lüzumuna kanidir. Doğrusu istenilirse Halil Özyörük de aleyhte vaziyetini Sarolla beraber yaptığı se- yahatlerde almıştı. Hatta o zamanki Adalet komisyonu başkanı, Halil Öz- yörük seyahatinin arefesinde — ko- misyon başkanlığı vazıfesını başka türlü anlıyordu. Nitekim, bir anket talebine karşı bu sayfalarda klişesi- ni bulacağınız mektuplarla — cevap veriyordu. O kadar hassastı ki tasarı komisyona geldiği zaman bile "ih- Kasım Küfrevi Bir hiciv denemesi yaptı AKİS, 4 ŞUBAT 1956