4 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

4 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜNİVERSİTE organı Zafer büyük başlıklarla teb- liği sütunlarına geçiriyor ve "yerinde bir karar" diyordu. Bir kaç gün sonra iktidarın ya- nılmaz organı Zafer'in rotasında bir değişiklik olmuştu. Bu Üniversite pro- fesörleri, bu Üniversite — senatoları da kim oluyordu ne istiyorlardı? On- ların vazifesi b Onlar, ni- çin ve neden memleketin gelecegı ile ilgili büyük meselelere dair fikirlerini söylüyorlardı. Hayır, diyordu Zafer UÜniversiteler günlük politika ile uğ- raşmamalı, muhtariyet — maskesinin altında muhalefetin oyununa gelerek, onların fikirlerini talebeye,halka aşı- lamak için çalışmamalıdır. Üniversi- telerin vazifesi İlim yapmaktı. Onla- ra geniş yetki, onlara geniş muhta- riyet ilim yapmak için verilmişti. Fakat, hâdise kapanacağına, kül- lenecegıne daha da alevleniyor, ikti- dar organının Üniversitelere aşırı de- nilecek bir ifade tarzı ile, hattâ ha- karet edercesine kullan dıgı lisana, İstanbul ve Ankara'dan kesin ve sert cevabi sesler yükseliyordu. Tabiidir ki, profesörlerin söyledikleri bu söz- ler, bitaraf gazetelerle muhalefet ga- zetelerinde geniş yer alıyordu. Bu hâl iktidarın sinirini daha çok geriyor ve liderler bir kaç yatıştırıcı sözle hâdi- seyi Ortbas edeceklerine yangına kö- rükle gidiyorlar, okun yaydan fırla- masına yol açıyorlardı. Mesele grupta Bir —salı günü, Demokrat Partinin gızlı grup toplantılarından birinde vaki sual üzerine Baş n Adnan Menderes söz alıyordu Başbakanın bugüne kadar - 1950 den bu yana - Üniversite hakkında duşunduklerı herkesin malümu idi. Bu def: tariyet" mevzuunda goruşunu ne şe- kilde müdafaa edecekti, herkes bunu merak ediyordu. Başbakan Menderes, Süleyman Çağlar MesTeki gayret milletvekillerinin bazılarından yana çıkmıştı. Üniversite iktidarın istedi- ğinden başka şeyler istiyordu. Üni- versite, hatta Meclis'i murakabe et- mek ıstıyordu kendisinde herkesi, her şeyi murakabe etmek yetkisini bula— biliyordu. Başbakan birden Üniversi- telerin muhtariyetleri mevzuundaki sözlerinde bir Uslup değişikliği yaptı. Gazeteler de ona şu sözleri yakıştır- dılar: Istersek Üniversitelerin canı- na ot tıkarı Fakat Üniversitenin 1950 den bu yana bir kaç celselik toplantılar ile çıkarılan kanunlardan canı yanmıştı, bizardı. "Çanına ot tıkayacağız" sö- zü geniş bir aksülamel uyandırdı, İs- tanbul Universitesi profesörlerinden bazıları hemen Başbakana cevap ver- diler: "O çana çıkarılan kanunlarla çoktan ot tıkanmıştır Cana ot tıkamak, geniş bir pole- mik mevzuu olmuştu. Zafer bu arada Üniversitelere şiddetle hücum etmek- ten kendini alıkoyamıyordu. Canına ot tıkamak Başbakana — atfedilen sözler - son- radan bizzat Menderes'in tekzip etmesıner rağmen - her yerde tek- rarlanıyordu. Hakikat halde, tabir Başbakanın o kendine has stiline ve konuşma tarzına uygundu. Menderes durup durup, bir büyük meselede bu türlü sözler bulur, söyler ve günlerce bu sözlerin uzerınde durulurdu. Fa- kat bütçe komisyonunun faaliyetleri evam ediyordu, her iki tarafın ağır ithamlarda bulunduğu sıralarda, komisyon milli eğitim bütçesini müza- kere etmeğe hazırlanıyordu. Gözler komisyonun faaliyetine — çevrilmişti. Bu sırada hiç bir meselede yanılmaz Zafer birden bataryalarını durduru- yordu. Komisyon Milli Eğitim bütçe- sini konuşacağı gün Zafer derin bir sükuta bulunuyordu. Tabye değişmiş- ti, iktidar hem içerde, hem dı şarıd iki meydan muharebesini kabul e mekten adetâ kaçınıyordu. Komisyonun Milli Eğitim Bütçesi— ni müzakereye başlamasından önce bir başka hâdise daha olmuş, iktida- rın son atımlarını Üniversite muhta- riyeti üzerine boşaltmasına yol aç- mıştı. Üniversiteliler, halâ kendilerini i- limden başka mevzularla da uğraşabi- lir hissediyor olmalılar ki - ne cüret - iktidarın kanaatleri hilâfına Siyasal Bilgiler Fakültesinde bir münazara yapıyorlar, talebeler hocalarına bil- hassa Üniversite muhtariyeti üzerin- de sualler soruyorlardı. Talebelerin suallerini cevaplandıran profesörler- Ahmet Şükrü Esmer, Yavuz Abadan, Turhan Fevzioğlu, doçentler ise Ay- dın Yalçın, Muammer Aksoy, Yaşar Karayalçın idi. İlim adamları talebelerin sorula- ar meden ibaretti, — profesör bugün Turkıye de ilmin ışığı altında Ekrem Anıt Dosyalar konuşuyor memleketinin meselelerini tetkik e- dip, fikrini söyleyemez hale getirilmiş- ti. Bakanın bir emri ile işten el çek- tirilebilir, bakanın bir emri ile ders- lerine giremeyebilirdi. Oyleyse muh- tariyet nerede ve nedenidi? Tabiidir ki, iktidar organı birden yaygarayı bastı. Hiç meseleler bu ka- ar açık ortaya konulur mu idi? Ü- niversite muhtariyeti bu mu demekti? Esasen talebeler ile konuşan bu pro- fesörler, ama hepsi C.H.P. nin adam- ları, adayları idiler. Demek ki, ikti- darın koyduğu teşhis tamamen yerin- e ve doğru idi. Muhalefet Üniversi- teyi bir "maşa" gibi — kullanıyordu. Koparılan muhtariyet yaygarası memleketi baştan aşağı mamur hale getirmek istiyen D.P. iktidarını za- yıflatmaktan başka bir şey değildi. Başka bir taktik olamazdı. Bunun tedbirlerini almak, muhalefetin aleti haline gelen Üniversitede — temizlik yapmak lazım, geliyordu Aslına bakılırsa, C.H.P. ye bağlı oldukları söylenen altı ilim adamımız Üniversite muhiti isinde çalışmaları- na particilik karıştırmamışlardı. Ad- ları partıcılıge karıştırılanlardan genç doçentler ise, bir partiye girmiş değillerdi. Bütçe — komisyonu Bütçe komısyonunda Milli Eğitim çinde başlanıldı. Toplantıya Bakan Ahmet Özel Üniversite rektörleri ıle birlikte gelmişti. Muhalefet partileri ile müstakil milletvekillerinin meseleyi enine bo- yuna deşmek ve iktidardan Üniversi- te muhtariyeti üzerinde kati teminat almak niyetinde oldukları anlaşılıyor- du. İlk konuşmayı Muhlis Ete yaptı. AKİS 4 ŞUBAT 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: