KADIN Marie - Chantal Herkesin aklında ma herkesin malümu olan bir şey varsa Marie-Chantal'in Patıste en züppe muhitte yaşadığı im! OÖ, oda adedi az ve koşelerı çok, merdivenli, harikulade bir apartman katında oturmaktadır. Babası zen- gin bir taşralıdır, annesinin ise Böy- le bir kaç maden ocağı vardır. Ken- disine benziyen bir çok sevgili arka- daşları ile sık sık telefonda konuşur, onları karşılarken kahkahalar atar, arkalarından Bir kocası da vardır. Fevkalâde nazik,' kibar ve iyi bir adam olduğu için onun gözle görünmiyecek kadar ufak ve ince olduğu tahmin edilmek- tedir. İşi? Şimdilik boştadır, daha doğrusu kayınpederinin işlerini ve kayınvalidesinin maden ocaklarını i- dare edebilmek üzere staj yapmakta- Marie-Chantal zengin olmadığını tekrar etmekten sevk duyar. Zengin- lerm zenginlik ölçüsü tabii bambaş- kadır. Meselâ Marie-Chantal evine davet ettiği misafirlere, ekseri, 1o| yumurta veya hap kadar sandviçler ikram eder. Tabii skoç viskisi meb- zulen mevcuttur, içerler ve danse- derler. Tabii radyo ile değil! Radyo bayağı bir şeydir. Marie-Chantal'ın radyosu yoktur. Marie-Chantal Jlop yumurtaları yemek için Fath'ın bir elbisesini giy- miştir. Vakıa bu elbise kira ile alın- mıştır ama gene de arkadaşlarının gözlerini kamaştırmıştır. Çocukları dadı ve mürebbiye bü- yütür tabii.. Marie-Chantal yalnız saman zaman onlara nasihatler ve- rir İşin tuhafı Marie- Chantal her mevzuda, nasihat ederken gayet ma- kuldür. Hattâ selâhiyetlidir dıyebı— lirsiniz. Hesap bilmez, fakat en zor kumar oyunlarında mahirane toplam- lar yapar. İlk mektepte bile sınıfta kaldığı halde, bir senede bülbül gibi Ingılızce 'konuşmasını .öğrenmiştir. Çünkü insan, bu asırda İngilizce öğ- renmedeıı yaşı amaz. Otomobil de â(ullanır.. Hattâ sıkışırsa, yürüyebilir e.. n mahirane yaptıgı şey ar- kadaşlannı çatlatma En nefret ettıgı msanlar da: züp- peler ve snop'lar Marie- Chantal mevsim başında, a- kar u bulunmayan bir mem- lekette bır yazlık ev sata almış, ku- yu kazdırmış Arkadaşlarına telefon ediyor. e Başıma gelen felâketi bilse- niz, su yok diye kuyu açtırdık, pet- rol çıktı! e Marie-Chantal her zaman gittiği meşhur lokantadan çıkarken, garsona sokulur: — Çantamı, unutmuşum, bana elli lira ödünç verebilir misinle, der. Garson acele ile, parayı çıkarır: — Buyuran hanımefendi. — Sizde kalsın. Bahşişinizdir. Marie-Chantal çok sevdıgı karde- şini kaybetmiştir. Onu son bir defa görmek için baş ucuna gıder ve birden yanındakilere: Görüyor musunuz, der, tik'leri kalmayınca, o ne kadar guzelleşmış' Marie-Chantal çok heyecanlıdır. Arkadaşına telefonu açar: Öyle bir macera yaşadım ki anla tamam, bir yere gidecektim. Baktım hislin Cadillac'ı annem almış, babam ise sabahtan Jaguar ile gitmişti. Austin de kocamda.. Ben metroya bindim! e Marie-Chantal — üç gundur aç oldu- gunu söyliyen dilenciye e Bu kadar rejim zararlıdır dos- tum der, kendinizi zorlayıp bir şeyler yemeğe gayret etmelisiniz! e Marie-Chantal'in — hikâyeleri ciltle- re sığmıyacak kadar çoğalmak- tadır. Bütün bu hikâyeleri uyduranların hıncı, şuphesız ki taşralı generalin kızı üstünde toplanmıyor.. Hakiki Marie-Chantal o değildir. Hakiki Marie- Chantal vaktiyle bütün cemiyetlerde sık sık görülen hattâ hoş karşılanan boş kafalı, ba- sit fakat güzel, biblo tipi kadındır. u kadın, bugünkü hayat şartla- rına ıntıbak edemiyecek kadar aptal ve o nisbette de tehlikelidir. Uyduru- lan şarkıların, hikâyelerin hedef ise yeryüzündeki bütün Müarie-Chantal'- 1955 senesi Havvası Amerikada, iki gece, üst üste ğazaya girerek elbi- se çalan hırsızı yakalarlar, hâ- kim Hâkim merakla sorar: — Pek iyi dostum. İki gece üst üste aynı mağazaya gir- mekteki maksadın ne ıdı bize izah edebilir misin? Bir fikri sabitin mı var? Mahkü durur, gi lümser ve çok safiyane, şu söz- leri söyler: Ooğrusunu isterseniz. Ka- rım o mağazada bir elbise gör- mıış Çok beğenmiş; "erkeksen e yapar yapar, alır bana getırırsın dedi. Gece yola çık- m. Beni, camda bekliyordu. Elbiseyi görünce: — Sersem di- ye haykırdı, bu demode şeyi ne payım Aynı kumaş ama mo- del bamba a. O gece neşesiz geçti. Ertesı sabah hanımla mağazaya gıttım elbıseyı bana gösterdi. Ben de, ikinci bir de- neme yaptım. Karun modaya düşkündür, hâkim bey, her ma- ğazadan giyinmez! Hırsız ne olmuş bilen yok, fakat hırsızın karısı 1955 sene- si Havvası ilân edilmiş! leri gülünç etmek onları barındırma- maktır. Etrafımızda ne %—ok ve ne çok Ma- rie-Chantaller var Diğer bir şekli Herkesin, dilinde AKİS, 27 AĞUSTOS 1955