DÜNYADA OLUP BİTENLER Kuzey Afrika Fas ve Sultanı "Rabat'taki muhteşem bir konağın en aydınlık ve ferah odasındaki Çalışma masasının başına geçen or- ta boylu zeki bakışlı, enerjik adam o günkü uçak postasından çıkan Fransız gazetelerini eline aldığı sa- man gözlerine inanamadı. Gazetele- rin hemen hepsi, buyuk başlıklar al- tında, bu enerjik adamın o kadar i- yi niyet ve titizlikle hazırladığı bir projeden bahsediyorlar ve bu projeyi de, onu da yerden yere vurmak İçin yarışıyorlardı. Oysa adamcağız bir kaç kişi istisna edilecek olursa, düşündüklerinden kimseyi haberdar etmiş ve bele, gazetecilere tek bir ke- line bile bahsetmış değildi. Bu iyi nıyetlı adam —Fransanın Fastaki yeni umumi valisi Grandval idi. Gazeteler prOJesını vatana hiya- net sayıyorlardı. ise, bunun saye- sinde, Fransayı Fas meselesinde düş- tüğü çıkmazdan kurtaracağına emin- i. Grandval, Fransanın Fasta kay- bettıgı itibarını iade edebilmek için, en önce, taht meselesine bir hal ça- resi bulunması gerektiğini kavramış- tı. Fakat bu, sanıldığı kadar kolay değildi. Bulunacak hal çaresinin Fas- lıları memnun etmesi kadar Fransa- nın şerefine bir halel getirmemesi de lâzımdı- Taht meselesi... Grandval'i bu kadar meşgul eden taht meselesi neydi?Nasıl ve ne- den doğmuştu? Bu sualleri cevaplan- dırmak için Fasın yakın tarihine kı- saca göz atmak gerekir. Daha önce de İzah ettiğimiz gibi General Grandval Şaşıran adam (AKİS sayı 65), 1912 anlaşması ile Fransanın himayesi altına giren Fas, ikinci Cihan Savağının nihayete er- mesinden sonra, tıpkı diğer Kuzey Afrika memleketleri gibi, istiklâlini istemeye — başlamıştı. — Sömürgecilik hareketlerinin yavaş yavaş durulma- ya yüz tuttuğu bu devirde, Faslılar, Fransız boyunduruğuna daha fazla tahammül edemezlerdi. Fakat insan hak ve hürriyetlerinin müdafaasında şampiyonluğu kimseye — bırakmayan Fransızlar, sıra bir milletin kendi kendisini idare etmesine gelince, bü- tün hak ve hukuku unutuyorlar, baş- ları daha da dara gelince, Fasta bir milletin bulunmadığını 'iddia ederek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar- dı. Bu iddianın ne derece doğru oldu- ğu herkesçe bilinmektedir. Fakat, körün değneğine sarıldığı gibi Fran- sa da bu formüle sarılmıştı ve Seza- rın hakkını Sezara vermektense, gün geçtikçe daha da kuvvetlenen milli- yetçilik cereyanlarını — bastırmak için zora başvurmayı tercih ediyordu. Fasta alman şiddet tedbirleri arasın- da, Fas Sultanı Muhammed bin Yu- sufun da tahttan uzaklaştırılması vardı. Başlangıçta Fransızlara mü- samahakâr davranmış olan Sultan sonraları yüz çevirmeğe — başlayınca, bagımsızlık cereyanlarını destekledi- ği ve bu cereyanın önderliğini yapan Istıklal Partisi ile işbirliği ettiği id - diasiyle, 20 Ağustos 1953 te zorla tahttan ındırılmış ve yerine Muham- med bi rafa getirilmişti. Bu ted- bırı ahrken Fransa, Merakeş valisi El Glavi' den büyük te eşvik ve yardım görmüştür. El Glavi Fas istiklâline kavuşacak otursa kurulacak demok- ratik idarenin valiler saltanatına son vermesinden korkuyordu. Bu bakım- dan Fransızlarla işbirliği yapmaktan kaçınmamıştı. ransızlar da aslen Berberi olan bu Paşayı Araplar kar- şısında bir muvazene unsuru olarak kullanmaktan ancak fayda umabilir- lerdi. Esasen öteden berı Fransızlar Fasta tutunabilmek Araplar rla Berberiler arasındakı ıkılıgı korukle— mişlerdir. Ancak, ister. Arap olsun, — ister Berberi, hiç bir Faslı Muhammed bin Yusufun tahttan indirilmesini hoş karşılamamıştı. Bin Yusuf memleke- tinde çok sevilen bir kimseydi. Sonra Faslılar onun şahsında istiklâl hare- ketlerinin timsalini görüyorlardı. Bu tedbir Fransayı bir taht meselesiyle karşı karşıya bırakıyordu. — Faslılar yeni Sultam tanımadıkları gibi eski- sini istemekte ısrar ediyorlardı. Sul- tanın tahttan uzaklaştırılması ile sö- mürgecilik emellerini kolayca ger- çekleştirebileceğini zanneden Fransa bundan böyle Fas'ın istiklal davasiy- le beraber bir de taht davasına gö- ğüs germek zorunda kalıyordu. Saltanın Madagaskar'a sürülme- sinden sonra nisbi bir sükünete ka- vuşan Fasta durum, Tunusa bağım- Fas Sultanı Oyuna gelmiyor sızlık veren Fransız-Tunus andlaş-. masının Fransız Milli Meclisinde it- tifaka yakın bir çoğunlukla tasdik e- dilmesi üzerine yeniden karışmıştır. Fas meselesine bir hâl tarzı bulmakla görevlendirilen yeni Um Vali Grandval, burayı, selefinden teslim almak üzere Fasa geldiği zaman, tahmin ettiğinden de bü bir ka- rışıklık içinde bulmuştu. Fransızların milli bayramı olan 14 Temmuz günü çıkan ve o gündenberi de zaman za- man tekrarlanan gürültüler Faslıla- ra niyetinin ciddi olduğunu göster- mekteydi. Faslılar şımdı istiklâlleriy- le birlikte, hattâ on önce, eski Sultanlarının geri Verılmesini istiyor- lardı. Taht meselesi bir hal tarzına bağlanmadan Fransız-Fas münase- betlerinin içine düştüğü çıkmazdan kurtulması beklenemezdi. Grandval'in Hakikaten gören ve değerlendir- mesini bilen yeni umumi valinin ilk işi bu taht meselesini ele almak ol- du. Grandval, ilk olarak, halkın nab- zını yoklamak üzere bir tetkik ge- zisine çıktı. Gördükleri ve işittikleri Faslıların yeni Sultanı istemedikleri intibarını uyandırıyordu. Halk bu da- vaya candan sarılmıştı. Ağustos 1953 ten beri, muhtelif vesilelerle, yeni Sultan aleyhinde gösteriler yapmışlar ve bin Arafaya iki de suikast tertip etmişlerdi. Bin Arafa bu suikastlar- en güçlükle kurtulabilmişti. Grandval, ikinci olarak, Bin Ara- AKİS, 27 AĞUSTOS 1955 projesi...