Müttefiklerin — düşünceleri Amerika, Matsu ve Ouenioy'lar için harbe girip girmiyeceğini açıkla- mamış, meseleyi muallakta bırakma- yı teı'cıh etmıştı Hattâ Uzak Dogu Formoza'ya — uğrayıp Mareşal Çan-Kay-Şek ile — görülen Dışişleri Bakanı Dulles bizzat Milli- yetçi Çin liderine bile Amerikanın kararını söylememişti. Doğrusu is- tenilirse bunun sebebi henüz ciddi bir kararın mevcut olmamasıydı. İki küçük adanın, Formozanın istilâsı i- çin Kızıllar tarafından kullanılacağı- na kimsenin zerrece şüphesi yoktu. Ama Amerika rmoza ile Pesca dore adaları bahsınde Mıllıyetçı Çı— ne sarih garanti vermişti tecavüz vâki olduğu takdirde Ame— rikanın silâhlı kuvvetleri müdahale edecekti. Kızıllar buna rağmen For- mozaya saldırabilirler miydi? Yani, Üçüncü Dünya harbinin çıkacagım bile bile... ra Amerikanın bu rantısını Müttefikleri de tasvip edi- yorlar Fakat aynı müttefikler otekı iki küçük ikanın ha mesini 1stemıyor1ardı. Ingıltere bun- ların başında geliyordu. Bilhassa Sir Anthony Eden, Matsu ve Ouemoy hakkında da bir garantiye şiddetle mu halifti. Müttefiklerin yanında Uzak Doğunun tarafsız memleketleri de Amerikayı desteklemiyordu. sempatılerının, - e - Kızıl u yanın bu bölgesindeki milletlerin sempatisine fazlasiyle muhtaçtı. Bir- leşik Devletler yalnız kalmışlardı aşkan Eisenhower hem hem de dıştan tazyik edılıyordu Mıllıyet— çi Çinin terki bahis mevzuu değildi. Formoza hakkındaki garantiye sesi- ni çıkaranlar yalnız komünistlerdi. rum, iki küçük ada için baş- kaydı. Yeni bir politika denemesi İşte New York Times'in makalesi bu sırada çıktığı için geniş akisler uyandırdı merika, — anlaşıldığına göre, yeni bir polıtıka deneyecekti. u ve Ouemoy'lar Kızıllara bıra- erikanın müttefikle- oza mevzuundaki garan- tiye iştirak etmeleri lâzımdı. Sadece tasvip kâfi değildi. — Milliyetçi Çin, Amerıkanın muttefıklerı tarafından anti edilmeliydi. — Mütecaviz bılmelıydı ki Formoza ve Pescadore'- tecavüz ettiği takdirde karşı- sında sadece Birleşik Devletlerin de- ğ hür dünyanın silâhlı kuv- vetlerını bulacakt Amerıkanın müttefikle- rınden bazıları - meselâ İngiltere - Kızıl Çin'i resmen tanımış ve onunla münasebet kurmuştur. Acaba buna ragmen Mıllıyetçı Çin adalarının ga- rantisine iştira edecekler midir Hele Güney Doğu Asyanın "tarafsız" blokunun bu Amerikayı takip etmesi kolay olmıyacaktır. Buna mu- kabil ancak Amerikanın Matsu ve AKİS, 18 NİSAN 1955 Çuemoy adalarının Çini atom bombasına tutmıyacagı da kuvvetli bir ihtimaldir. u ihtimal bile batılı devletleı'ı memnun etme- ye kâfi gelm Şimdi hemen herkes 15 Nisam beklemektedir. Kızıl Çinin bu tered- düt devresinden istifade ederek iki küçük adayı alması mümkün olduğu gibi, muttefıklerın arasındaki ihtilâfı vam ettirmek için beklemesi de akla yakın gelmektedir. Amiral Car- ney'in ortaya attığı tarihin Bandung Konferansı ile hemen hemen — aynı müdafaası için . tarihe rastlamış bulunması da mera- kı arttırmaktadır derdi Bundan bir kaç ay evvel bir buçuk metre boyunda gözlüklü, yaşlı Hatoyamanın Amiral Carney Hadise yaratan adam bir adam Japonyayı bir Chrysler tomobil içinde şehir şehir dolaşıyor ve Japonlara, kendisine rey verdik- leri takdirde memleketlerine eski kudretini iade edeceğini vaad ediyor- ldu, Japonlar bir buçuk metre boyundaki Hatoyamayı yeni- iktidara getirdiler. Ama Hato- yama Japonyaya eski kudretini ver- menin pek o kadar kolay bir iş ol- madığını daha o sözleri — söylerken pek âlâ biliyo Nitekim kuçuk Japon başbakanı her şeyden evvel Rusya ile münase- betlerini normale sokmak kararın- biteli çok seneler ol- a Rusya ile Japonya, hu- kuken hâlâ harp halindeydiler. Rus- ya, eski düşmanı ile Amerikanın ve DÜNYADA OLUP BİTENLER öteki müttefiklerin imzaladıkları San Francisco andlaşmasını kabul etme- miş ve bu hal 1955 e kadar böylece sürüp gitmişti. Seçimlerin arefesinde Rusya Yo- şidaya nazaran aha az Ameri- ka taraftarı olan Hatoyamanın ka- zanma şansını arttırmak için Japon- ile olan münasebetini düzeltmek arzusunu açıklamıştı. Bunu temin i- in de müzakereye hazırdı. Fakat müzakere nerede olacaktı? Rusya i- ki yer gösteriyordu: o veya Moskova. Doğrusu istenilirse Rus - Japon müzakeratı için ilk akla ge- len yerler de bunlardan başkası de- ğildi. urnaz Hatoyama düşündü. Rusyanın bir kuzu olduğuna inanmı- anevranın gayesinin Ja- ponyayı Amerikadan ayırmak oldu- pek âlâ biliyı ordu Amerıkadan ayrıldıktan sonra .l a komünizm için daha kolay yutulabilir bir lokma haline gelecekti. Halbuki bır buçuk metre boyundaki adam ğu arasındaki gergınlıkten ıstıfade edip Japonyaya eski kudretini iade azmindeydi. Taraflardan birine ka- pılandığı takdirde bunun gerçekleşe- miyeceğinden emindi. Ancak dikkat- ene Japonyaya fayda verebilirdi. Rusyaya, — müzakere yeri olarak New York'u teklif etti. New ork'u bir Amerikan şehri olarak Birleşmiş Milletler Teşkilâtı- nın merkezi olarak teklif edıyordu ama Hatoyama nasıl Rusyanın ni- yetlerim anlıyorsa, Tokyo, ya Moskova diyordu. Amerikanın sert cevabı Bu sırada Amerika Dışişleri Foster - Bakanının Washingt sert bir tavırla reddediyordu. Bakanı kabul edemiyecekti. Tokyoda heyecan uyandırdı ka neden endişe etmişti ? Yoksa böyle- ce, Japonya üzerinde tazyik mi yapa- Ba- tavsiye etti. Dulles'la görüşmesi ka- labilirdi. Bunun hemen akabinde de Rusyaya bir ceva Moskova veya Tokyoyu, randevu mahalli ola- lebilirdi. Müzakereler meselâ Ce- nevrede başlayabilirdi. bir şey düşünülebilirdi. Geçen haftanın sonunda bu karar Mosko- vaya bildirildi. Hatoyama, — kuvvet müvazenesine devam edecek ve bır yerden tazyik — geldiğinde geldiği tarafa değil, öteki y soku- lacaktı. Zira başbakan biliyordu ki Japonya nasıl Amerikaya ve Rusy: ya muhtaçsa, aynı şekılde onlar da Japonyaya muhtaçtırlar Fakat Hatoyama hemen hemen aynı zamanda Amerikaya da bir as- keri heyet gönderiyordu. Bu heyet, 19