den biri, batı ışbırlıgı, öteki tarafsız- lıktır. Tabii Komünist Çin adına ça- lışmalara katılacak olan Çu-En-Lai tarafsızhgı bile az görecek ve Guney komünist blokla iş- birliği yapmasını istiyecektir. Ama u fikrin fazla tarafta bulamıyaca— ğı aşikârdır. Ası cadele tar: afsızlarla, anlar arasında cereyan edecektır kı hunda ürkiye- rol düşeceğinden şuphe yoktur. Konferansta Türkiye- yi Dışişlerini tedvıre memur Devlet bakam ve Başbakan Yardımcısı F; tin Rüştü orlu nun başkanlıgında bir heyet temsil edecektir. Fatin ü Zorlu evvelâ Parise, NATO top- lantısına katılmaya gıtmıştır, oradan Endonezyaya geçecektir. Buna mu- kabil heyet azasından Orhan Eralp toplantı tarihinden dört, beş gün ev- vel Bandung'ta olacak ve kulis fa- aliyetine başlıyacaktır. Fakat kulis faalıyetı şimdiden en hararetli saf- hasına girmiştir bile. Bu faaliyetin baş aktörü Cemal Abdülnasır'dır. Mısır başbakanı, kıymetli yardım- cısı Selah Salemle beraber evvelâ Hindistanın başkentı Yeni Delhiye gelmiş, orada ru ile görüşmüş, müteakiben Pakıstanın başkenti Kar raşiye geçerek ikinci defa dünya evi- ne giren Başbakan Muhammed Ali ve Devlet Başkanı Gulam Muhamme- dın iştirakiyle toplantılar tekrar Yeni ve Selal alem Hindistan Başbaka- nının uçağiyle Birmanyanın başken- ti Rangoona gelmiştir. Rangoon'a Çin temsilcisi Çu-En- Lai de gelmiştir. Mısır ve Hindistan idarecileri orada Çu-En-Lai ile te- r ve Bandunga öyle gi- deceklerdir. - Cemal Abdülnasırın Bandungta büyük bir rol oynamak niyetinde bulunduğu anlaşılmakta— dır. Mısır boylece, arap memleketle- ri nezdinde son hadiseler sırasında kırılan prestıjını tamir etmek arzu- sundadır. Hakikaten Bandung kon- feransında Cemal Abdülnasır birinci sınıf bir şahsiyet olarak belirir ve bilhassa Türk temsilcisini ezebilirse Mısırın bundan Orta Do g uda istifa- de edeceğine şüphe y oktu Başkanlık meselesı feransın nlık — meselesi hemen hemen halledılmıştır Zira herkes toplantının tabii başka ola- edir. unun yanında telif komisyon başkan- lıkları bulunmaktadır. Fatin Rüştü Zorlunun onlardan birine seçilmesi çok iyi olacaktır. Fakat bu gibi baş- kanlıklar hem konferanslarda de- ğil, konferanslardan evvel vuku bu- lan müzakerelerde, temaslarda tayın olunur. O bakımdan şayanı temenni olan cıhet bizim fazla geç kalmış ol- mamamızdır. Eğer Cemal Abdülna- sır bir komısyon başkanlığına getı- rilir de Fatin üştü Zorlu getiril- mezse konferansta prestijimiz zarar görecektir. Ce! dülnasırın "ta- rafsız" blokun reylerinden faydala- nacağına şüphe yoktur. Buna muka- bil Batı taraftarları da Türk temsil- cisini desteklemelidirler. oplantıda merak — uyandıracak başka bır nokta Orta Dogu devletle- Japonyada bahar bayramı Eski kudretin peşinde AKİS, 16 NİSAN 1955 DÜNYADA OLUP BİTENLER rinln nasıl bir yol tutacaklarıdır Bil- assa Lübnan ve Üri gibi henüz kararlarını kesın surett ç mış olan mleketler temsılcılerının tavırları alaka çekecektir. dan başka Kızıllar da Çu-En-Lai'in etrafında bırleşeceklerdr Bunları Nehru grurul e dereceye kadar ışbırlıgı yapacakları merak etmeğe değ Her halde Bandung konferansı Batı ile Komünizmin yeni bir mey- inde bulunan bir takım dev- letlerın de onların ışını kolaylaştıra- cağı şuphesızdır. Geri konferansın sonunda öyle ' sansasyonel" kararla- ra intizar etmek abestir. Belki alı- k kararların tatbik kabiliyetleri bile olmıyacaktır. akat, toplantı, çok kuvvetli bir muvazene unsuru 0- milletlerinin - veya devletlerinin - sıyası temayü- mü gösterecektir ki o bakımdan hayatı bir ehemmiyeti haizdir. Avrupa Namus belâsı Geçen — haftanın sonunda Moskova- neşredılen bir tebliğ, daha a © a B ”n Z © 5 194 1944 andlaşmalarını Hükümet bunun için Meclise müra- caat etmişti Dıplomatlar hadise karşısında o- muz silktiler Rusyanın manevras diplomatlardan zıyade batı me ketlerının umumi efkârını hedef tu- Sovyetler daha bundan aylarca evvel eğer Londra ve Paris andlaş- maları batı arlamentoları tarafın- dan tasdik olunursa ngiltere ve gi Fransayla mevcut ittifaklarını fes- hedeceklerini bildirmişler, — böylec bir şantaja girişmişlerdi. Gayeleri umumt efkâr Üzerinde tazyik yap- mak ve andlaşmaların tasdikini önle- mektı Batı parlamentoları şimdi ka- arlarım vermişlerdir. Gerçi andlaş- maların tatbikine henüz girişilme- ceğini Kremimin idarecileri pek âlâ bilmektedirler. Şımd kendilerine, et- akt: şka şey İngıltere ve Fransayla bun- dan başka şey değildir. Fakat bu, mevcut durum üzerinde bir degışıklık yapacak mıdır? Hayır' Zira ittifaklar zaten bir dostluk te- min edememiş, bilhassa 1947 den iti- baren Doğu ile mütemadiyen genişlemiş ve bugünkü şeklini almıştı. İttfaklar çoktan u- 17