DÜNYADA OLUP BİTENLER İngiltere Churchill tekrar sahnede S eksen yaşını aşmış olan bir adam, yarım daire şeklindeki Avam Ka- marasında oturduğu yerden kalktı ve bir söz söyledi. Aynı akşam, dünyanın bütün radyoları o sözden bahsediyor, siyasi çevrelerde onun yorumları ya- ılıyor. Hariciye — vekâletlerinde o mevzuda tebliğler hazırlanıyordu. am Sir Winston Churchill idi. İhti- yar başvekil, hemen bütün hayatı bo- yunca olduğu — gibi dünyayı bir defa daha kendisile — meşgul etmişti. Sir Winston, Stalinin ölümünü — müteakip Rus başvekılı Malenkof ile bir mülakat düşündüğünü, hattâ bunun için hare- kete de geçtiğini, fakat bir yandan kendi rahatsızlığı, — diğer taraftan Al- manyanın sılahlandırılması meselesinin doğurduğu ihtilaf yüzünden bunda muvaffak olamadığım açıklamıştı. giltere başvekilinin açıkladığı başka bir nokta daha vardı: İngiltere Hidro- jen bombası imalatında bulunacak ve Batı, bir tecavüze maruz kaldığında atom silahları ile mukabele edecekti. Bu sözlerin, bir heyecan yoktu Avam kamarası o celsesinde hü- kümetin savunma hakkında yayınla- dığı Beyaz Kitabı müzakere ediyordu. yeryüzünde büyük uyandırmamasına imkân İşçi — partisinin bilhassa sol cenahı, Be- van'ın idaresinde şiddetli hücumlarda bulunuyordu. Tenkid edilen nokta şuydu: Hukumet Hidrojen bombasının savunmada husule getirdiği degışıkhk— ten haberdar görünmüyordu. Hâlâ klâsik denilen sılahlarla ugraşıyor plânlarım ona göre yapıyordu. Bu ise hem para, hem de zaman kaybı ma- nasına gelıyordu. Bundan başka Sir Winston Churchill'in kabinesi — sulh yolunda gayret sarfetmiyordu. — Rusya ile mutlaka müzakereye girişilmeli, bunun imkânları ciddi şekilde araştı- rılmalıydı. İşte, İngiltere başvekilinin gürültü uyandıran açıklaması bu tenkidler üzerine yapılmıştı. Millt hak nedir? [ngıltere Batı bloku içinde daima iti- dal taraftarı olmu merikanın bazı aşırı temayüllerini muvaffakıyetle önleyebilmiştir. Ancak bunun bir tes- lim olma mânasına gelmedı i de aşi- kardır. İngiltere, iki taraftan iki şey istemektedir: Batılı devletler kendi gö- rüşlerini öteki devletlere zorla kabul ettirmeye çalışmasınlar - Rusya, diğer memleketlerde komünist idareler kur- mak sevdasından vaz dr: hükümeti bu iki şart yerine getirildiği takdirde Batılıların ve Komünistlerin aynı dünyada "birbirlerinin haklarına riayet ederek" — yaşamalarının — kabil olacağına inanmaktadır. Bunu temin için de oturup konuşmak lâzımdır. İşin burasında Amerika — Hariciye vekili John Foster Dulles'ıin geçenlerde söy- lediği bir nutku hatırlamak iyi olur. AKİS, 12 MART 1955 Sir Winston Churchill Gene dünya onunla meşgul Dulles da, Rusya komünizmi dünyanın geri kalan milletlerine zorla kabul et- tirmeye çalışmaktan vaz geçtiği tak- dırde Rusyanın milli arzu ve hakları- n göz önünde tutularak bir anlaşma- ya varılabılecegını hatırlatmıştı Acaba İngilizler alılar Rusyanın milli arzu Ve haklarından ne anlıyor- lar? Acaba bu arzu ve haklar başka, fakat daha küçük milletlerin arzu ve hakları ile tezat teşkil ediyorsa "be- raber yaşamak" için batıklar Rusyaya böyle tavizler verecekler midir? Attlee, Churchill ve Dulles "rusların hakları, milli menfaatleri" derken neyi kastet- tıklerını açıklasalardı Türkiye elbette aha memnun olurdu. Zira meselâ Aneurin Bevan Evvel mi, sonra mı? Boğazlar, Rusyanın daimi arzusu de- ğil midir? Hükümetimizin, Rusya ile anlaşma hakkında batılı derlet adam- larının son zamanlarda sık sık sarfet- tikleri sözler karşısında kendilerinden gerekli teminatı almış olduğunu ümid etmek isteriz. Bu, bizim için son derece mühim bir meseledir. Görüşme ne zaman? Sir Winston Churchill'in sozlerı Amerikada ve İngilterede esas barile aynı şekilde karşılanmıştır Rus— larla oturup müzakere etmek lâzımdır.' ma evvelâ, şu Almanyanın silah- landırılması meselesi halledilsin, Pa- ris andlaşmaları tasdik edilsin ve yü- rürlüğe girsin. Ondan sonra Kremlinin sakinleriyle uyuşmak kabil olabilir. Zira böyle bir konferansın toplanması Rusların fiilen Almanyanın sılahlan— dırılmasını kabul ettikleri mânâsını t şıyacaktır ve hu sus batılılar son derece muhım Rusyadan 1stenılen iyi niyetini bır takım dolambaçlı yoll veya afa laflarla değil hareketlerle göstermesi- ir. Paris andlaşmalarının tasdiki, iyi niyetin mevcut olup olmadıgım belli edecektir. Zira Rusyanın şimdiye kadar — yaptığı bütün manevralar bu andlaşmaların tasdikini önlemek gaye- sini güdüyordu ve bir takım propa- ganda gayretinin ifadesiydi. Ortada bu mesele kalmayınca Rusya yumuşak yüz göstermekte devam edecek ve ko- münizmi dünyanın geri kalan millet- lerine zorla kabul ettirmekten vaz ge- çec dir ıçın cek mi: Bevanın fikri B evan ve arkadaşları, — yani İngiliz muhalefet partisinin aşırı kanadı Rusya ile derhal müzakereye girişil- mesi tezini- müdafaa etmektedirler. Bunların kanaatince Rusya, Almanya- nın silahlandırılmaması için Batılılarla müzakereye girişebilir ve ancak o şart- la komünizmin papalığını yapmaktan vaz geçebilir. Yani iki taraf pazarlık ederler ve yapacakları fedakârlıklar üzerinde mutabık kalırlar. Rusya der ki: eğer Almanya silâhlanmazsa, ben de bugünkü politikamı degıştırırım O zaman, batılıların da, rusların da tek lif edecekleri bir nokta bulunur. Yok— sa, Almanya silâhlandırıldıktan sonra Rusya niçin fedakârlık yapsın? Dulles ve Churchill'in de bu ma- görünen fikri bir bakıma haklı buldukları söyledikleri son sözlerden anlaşılmaktadır. FFakat Batılılar bir pazarlıkta Almanyanın silahlandırıl- maşım ortaya koymak niyetinde değil- lerdir. Almanyanın — silahlandırılması peşinen kabul edilmek lâzımdır. Batı- lılar onu fada edemezler. Zaten bu si- lâhlanma da Rusyaya tecavüz edebil- mek için olmamakta: O halde Paris andlaşmalarımn tas- dıkınden sonra Büyükler arasında bir konferans toplandığı takdirde Batınlar Rusyaya, dünyada komünist devlet kurma teşebbüs ve gayretlerinden vaz geçmeleri mukabilinde ne teklif ede- 15 ' '