T İ Y A Perdenin arkası Alkol sahneyi tehdit ediyor O gün prova, sabahki gibi saat 11 de başlıyacaktı. Sahneye kon- üzere repertuvara alınm mış olan provası idi. Vazifelilerin hemen hepsi, vaktinden önce gelmiş, bir yandan kahve içiyor, öte taraftan prova saatine kadar hoşbeş ediyorlar- dı. Eserde baş rolü temsil edecek olan aktör henüz gelmemişti. Saat 11 oldu, 12 oldu, 13 oldu, prova saati sona erdi fakat baş rolü oynıyacak olan aktör hâlâ meydanda yokt kşam temsilden bir saat e sanatkârların sah- O akşam saat sekizde, vazifelilerin he- men hepsi gelmiş, makyaj odalarında bir yandan lıazırlık yapıyor, bir yan- dan da şur: radan kon r- lardı. Temsıl edılmekte uşuyo olan eserin baş rolünü oynayan aktör de mey- danda yoktur. Saat sekizbuçuk oldu, saat sekiz kırkbeş oldu, birinci ikinci ara rin ktörü körkütük sarhoş bir halde içe- riye girdi. saat tam dokuzda açıldı fakat o akşamki temsilde eserin baş olünü emekdar suflör, oynadı Tıyat- ro örü — kovulmuşt B fevkalâde, müs- koymak zorunda kalmıştı vaya gelmemesi, üstelik baş rolünü oynadığı bir eserin temsiline perdenin açılmasına beş dakika kala fitil gibi sarhoş olarak gelmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Bir akşam evvel, rce hayranı tarafından alkışlarla ayrıldığı sahneden, herhangi bir ya muamelesinden farksız olarak Şt Gerçi sarhoşluğu yüzünden Bey- oğlunun en işlek tiyatrosundan kovul- muştu, ama, bu hal o aktörün sanat kıymetmı eksiltmemişti ki... İstiklâl caddesinin Tünel kın Mua bir yerind m an yeni bir tiyatro yapılmıştı. Önü- müzdeki günlerde fa te geçmek üzere, h bir hazırlığa girişmiş, İlk eserinin provalarına başla ı Rakip tiyatrolardan birinin, hem de o aktöre verilerek, ertesi sabah saat 11 de provada buluşulması kararlaştırıldı. AKİS, 6 MART 1955 T R O Sergideki afiş Mutlaka birinci olur Ertesi sabah, Tünel civarındaki yeni tiyatronun tertemiz, salonunda bütün vazifeliler toplanmış, saatin 11 olmasını bekliyor ve müstakbel tiyat- ro hareketlerinden bahsediyorlardı. Saat 11 oldu, 12 oldu, 13 oldu, prova saati sona erdı fakat iki gün önce, Beyoğlunun başlıca tıyatrolarından birinden kovulan, bir gün önce bu yeni tiyatro ile anlaşma yapıp, en mü- ir diğer sanatkârlarla birlikte saat 11 d provada nması ktör meydanda yoktu. O saatlerde, Galata- aray'dı içek pasajına uğrayanlar tanınmış, beğenilmiş ve ilmiş ol kıymetli aktörü, provaya gelirken bir uğradığı meyha- nenin tezgâhına mıhlanmış olarak gör- düler. Ve kıymetli aktör; yeni işine de başlamadan kovuldu.. Bu ha bu aktorun durumu neyi göstermektedir? Şüphe yok ki bu her şeyden önce, herhangi bir şahsın alkole karşı irade zaafiyetinin örneğidir. Ancak halen tiyatrolarımızda bu duruma — namzet olan bir çok kıymetli sanatkar var. o sebeple biz, herhangi natkârın eğil, sahııemızı tehdit etmek isti- ahlak üzerindeki tah- yoruz. Alkolün ripkâr tesirini göz önünden uzaklaş- tırmamak lazımdır. Sahne sanatkârı isini inandırma- bir ideale tiyatro Seyirci olmazsa, sahne sanatkârı da olamaz. Binaena- leyh, hürmet borçlu olduğu seyircile- r muhtel bir da ortaya koymakta olduğunu düşün- melidir. Seyircisine karşı kette h sanatkarı, istersi olsun, sah ed ve mahkum saygısızca hare- görmeyen bir sahne e, bir tiyatro dehası ko vulmaya müstehak an atkarı tanıyanlar, — takdir edenler, alkışlayanlar bu akibetine üzülürler belki; fakat unutulmamalı- dır ki, sarhoş bir halde sahneye çıkan sa olsun, ona acınmamalı Beynelmilel hareketler Tiyatro Afişleri D evlet tıyatrosu dergıs nin son sa- açılmıştır. Bu sergilerde Türk tiyatro- larına ait afişler de teşhir edilmiştir." Resmi tetkik ederseniz, muhtelif devletlere ait, çeşitli tiyatroların zevkle yaptırdıkları afişlerden örnek- ler görürsünüz. Bu arada, bizim Dev- let tiyatromuzun, İstanbulda fetih yıl- dönümünde temsil ettiği Fatih piyesi için yaptırdığı renkli kompozısyon ile Kü ne'nin bu mevsim başında sahneye koyduğu Hamlet faciası için neşrettiği cazip afiş ağ başında, tiyatronun yıllık repertuvar dıye ılan ettıg fakat hiçbir sene tat! mediğ temsil programını bildiren, yeşıl zeminli afiş de yer almış bulunuyor. Devlet tiyatrosunun, reklâm ve propaganda mevzuunun ehemmiyetini anlamamış görünmekteki inadım kur- mak için biraz yorulmak icabettiğini birkaç fırsatta belirtmiştik. Bilhassa mesi madığını da hatırlatmıştık. Bunlara rağmen, Devlet tiyatrosu bu sene sa- ce Gi destanı için reklâ tekniğini gözeten bir afiş neşretmiş, doğru dürüst astıramamıştır. unlar için, gene ısrarla sistemden — kurtulama- alıştığı basit mıştır. 29