DÜNYADA OLUP BİTENLER. Birleşmiş Milletlerde bır sılahsız— lanma Komitesi vardı. e Mayıs ve Haziranda gene Londrada toplan- mış, fakat hiç bir netice elde edeme- işti. Fransızlar ve İngilizler müşte- rek bir teklifte bulunmuşlar, — fakat Ruslar bunu kabul etmemişlerdi. Batı- lıların teklifleri Üüç noktada — hülâsa edilebilirdi: Kurulacak muvazene tam ve samimi olmalıydı. Meselâ atom si- lâhlarını yasak edip diğer askeri kuv- vetlere dokunmamanın faydası yoktu. Hattâ bu askeri kuvetlerin bugünkü miktarları üzerinden bir nisbet daire- sinde indirme yapmak da maksadı ger- çekleştirmez, sadece Rusyaya yarardı. Zira bugün batılılar atom silâhları ba- kımından kuvvetliydiler. Diğer nok- talarda üstünlük Ruslardaydı. İkincisi, silahsızlanmayı kontrol edecek teşkılat silahsızlanmadan önce kurulmalıydı. Üçüncüsü, silâhsızlanma birden değil, parça parça yapılmalı ve bu yapılırken taraflardan hiç birisinin zarar görme- sine, muvazenenin bozulmasına mü- saade olunmamalıydı. Rusların mukabil teklifleri, o za- manlar vüzuhtan mahrum bir takım tekliflerden ibaretti. Nitekim konfe- rans başarısızlığa uğrayarak dağılmış- tı. Ama Eylül ayında Ruslar, Birleşmiş Milletlerde, birden batılıların teklifle- rini muzakerelere esas olarak almaya hazır bulunduklarını bildirmişler, böy- lece yeni bir barış taarruzuna geçmiş- lerdi. Batılılar kabul ettiler. nun salonlarındaki beş adam bunun üzerine toplanmışlardı. Rusların maksadı ne imiş Fakat toplantıların başında, hattâ toplantılardan evvel Rusların haki- ki maksadı ortaya çıktı: komünistler Lancaster House'u yeni bir propagan- da kürsüsü olarak kullanmak istiyor- lardı. Zira bu defa yaptıkları teklif şu idi: Atom silahları tahrip edilsin, diğer kuvvetler bugünkü seviyelerinde kal- sın. Sadece kuvvetler değil, silahlanma için sarfedilecek paraların miktarı da aynı vaziyette donsun. Bunun mânası açıktı: Almanya silahlanmasın! Batılılar buna elbette ki müsaade edemezlerdi. Nitekim etmediler ve müzakereler yeniden çıkmaza girdi. Uzak Doğu Yeni bir baraj F ormoza ile Çin arasındaki denizde ve civar adalarda top sesleri yük- selirken Siyamın merkezi Bangkok'ta sekiz devlet bir karar alıyorlardı: Gü- ney Doğu Asyada komünizme muka- vemet edilecekti. Bu sekiz devlet, Uzak Doğunun NATO'su sayılabilecek SEA- TO'nun azalan olan Amerika, İngilte- re, Fransa, Avustralya, Yenı Zelanda Sıyam Pakıstan ve Filipin Siyam hükümeti toplantı boyunca iki tehlikeye karşı son derece sıkı ted- birler almıştı. Bu iki tehlikeden biri komünistlerdi. Toplantıya 200 delege katıldığına göre bu iki yüz kişinin ha- yatları suikastçılara - karşı korunma- lıydı. Üstelik kuzey hududu emniyet 22 Formozadaki gönüllü kadın Lakabı: altına alınmalıydı, zira oraya komü- nistler 20 bin kişilik "Hür Siyam" kuvvetlerı yığmışlardı. Bunların her an hücum edip memleketi işgal etme- leri pek ala beklenilebilirdi. Hükümet elindeki bütün — polis kuvvetleriyle otelleri ve resmi binaları emniyet altı- na almış, hududu beklemek için de gönüllü toplamıştı. Örfi idare de ilân edilmiş bulunuyordu. İkinci tehlike sineklerdi. Bunlara karşı da korkunç bir mücadele açılmış, pek çok kimse hükümet tarafından D.D.T. ile teçhiz edilmişti. Bunlar so- kaklarda bile kolonya sıkar gibi D.D.T. sıkıyorlardı. Zira, sinekler de izaç ba- kımından komünistlerden aşağı kalmı- yorlardı na rağmen toplantılar sükünet içinde geçmiş ve devletler aralarında görüş birliğine varmışlardı. Bu karar- ardan mühimi — Hindiçininin sistem içine alınmasıydı. Amerika Vietnam, Laos ve Kamboçya orduları- nın teçhizine ve kuvvetlenmesine yar- dım edecek, onlara destek olacaktı. Hakikaten — delegelerden bir çoğu, Bangkoktan Saygona geçtiler. Bunla- rın içinde Dulles da vardı. Amerikan hariciye — vekilinin bu ziyareti vesilesiyle Fransadan da siya- set adamları ve askerler Saygona gel- mişti. Güney Doğu Asyada kızıllara karşı yeni bir baraj kuruluyordu. akikaten bu eski fransız müs- temlekelerinde komünistler boyuna terâkki kaydediyor, bilhassa Kızıl Çin propagandacıları besliyordu. Halk pek çok şeyden şikâyetçi olduğundan gay- riımemnunluğunun ifadesini sola kay- mak telâkki ediyordu. Amerika şimdi sadece üç devletın askeri kuvvetlerine yardım —etm zamanda memleketlerın kalkınmasına da çalışa- Çifte silahlı! İngilizlerin gayretleri B u sırada İngiltere hariciye vekili Sir Anthony Eden ile arkadaşları ise Singapurda bir toplantıya katılı- yorlardı. Toplantıda Uzak Doğudaki İngiltere elçileri ile askeri şahıslar ha- zır bulunuyordu. Singapurda mühim kararlar alınmış olmasa bile İngiltere- nin bu bölgedeki durumunun etraflı şekilde gozden geçirildiği anlaşılmak- tadır, İngiltere. Amerikanın Uza O- gudakı polıtıkasını büyük bir tehalükle desteklememektedir. Meselâ ondra hükümeti Kızıl Çin ile münasebetlerin yeniden gözden geçirilmesine şiddetle taraftardır. Zira İngiltere 1925 yılları cıvarınd gene komünist ayüllü görünen Çan-Kay-Şek rejimine karşı muvaffakıyetle devam ettırdıgı politi- kasını unutmamıştır ve bunun Mao'ya karşı da kullanılabileceği kanaatınde— dir. O zamanlar İngiltere, Çan-Kay- Şeke karşı yumuşak davranmış, en sonda kendisini kapitalistler arasına sokmuştu. Formozada durum A ynı günler zarfında Formozada bir ateş kes'in nasıl temin edileceği hususunda muhtelif tezler çarpışıyor- du. Bir konferansın toplanması teklifi mevcuttu. Fakat bu teklifin gerçekleş- mesine mani olan bir şey de vardı: Kızıl Çin, Milliyetçi Çin ile aynı ma- sanın başına oturmak istemiyordu. Acaba Rusya, Pekin hükümetini ikna edebilir, onun üzerindeki nüfuzunu kullanabilir miydi? ranti sayılamazdı Doğu- daki dış politika bakımından sıkı bir işbirliğinin mevcudiyeti hiç kimsenin gözünden kaçmıyordu. AKİS, 5 MART 1955