AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuası Denizciler Caddesi Yeni Matbaa * Ankara P. K. 582 — Tel: 18992 Fiatı: 60 Kuruş * İmtiyaz Sahibi: Metin TOKER Yazı İşlerini fiilen idare eden: Cüneyt ARCAYÜREK Ressam: İzzet ÇETİN * Karikatür: TURHAN Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — ZÜHTÜ ÖVEN Klişe: Cemal YEN AR * Abone Şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 6lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24lira İlân Şartları: 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı Yer: Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Sadık Aldoğan Hürriyet tatlı Kendi aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları G ünler, hattâ haftalar var ki bir korkunun içinde yaşıyoruz. Hele Türkiye Büyük Millet Meclisinin azalan bunu tâ yüreklerinde hisse- diyorlar. Bir hatip söz alıyor, bütün kalpler oynuyor. Bir vekil cevap veriyor, herkes heyecana kapılıyor. Sanki elimizde çok kıymetli, üstelik son derece narin bir vazo tutuyoruz ve bunun her an düşüp kırılmasın- dan endişe ediyoruz. Bu vazo, partilerarası münase- betlerdir. oO r ki başvekile bile De- mokrat Partili mebuslar: — Aman havayı bozma!" diye bağırıyorlar. Bu, hem onların normal müna- sebetleri ne kadar arzuladıklarını hem de bir yalnış hareket netıcesı bunun bozulmasından, hayal olup kaybolmasından nasıl korktuklarını gösterir. Son hafta içindeki gazete başlıktan bile bu çifte hissin delil- leridir. "CHP hatibi sert bir tenkit yap- tığı halde iyi hava adı." "Ba aşve ekil sert cevaplar verdi, fakat iyi havayı bozmadı" "I'VIeclıste iyi hava dün de bozul- Mebusunun, gazetecısının, va- tandaşının yüreği ağzında yaşadığı bir rejim her şey olabilir, fakat her halde normal bir demokrasi olamaz. * Y anyana duran biri beyaz, öteki kırmızı iki top düşününüz. Kır- mızı, beyazın solandadır. Üzerine bir şal örtüyorsunuz, kaldırıyorsu- nuz, bakıyorsunuz kırmızı beyazın sağma geçmiştir. Beyaz hiç kımıl- dam: tır. Ne fayda? Artık o, kır- mızının solundadır. Siyasi hayatımızda, böyle bir şal Oyunu cereyan etti. Müfritler vardı, mutediller vardı. Bir sabah kalktık ki, kırmızı top sağa geçmiş. O zaman mutediller, yerlerinden kı- amadıkları halde — müfrit bale geldiler. Teminat istiyorlar, rejimin ana temellerinin konmasını bekli- yorlar, bunu temin için bır edep dairesinde, avrupat ölçülerle müca- dele ediyorlardı. Buna mukabil kır- mızı top, memlekette korkunç bir hava estirmek için yapmadığını bı- rakmıyordu. Bu yüzden sebep oldu- ğu zararın haddi hesabı yoktu. Fa- kat yerini değiştirince, o saldırdığı idarın kulu kölesi olunca beyaz topun sahiplerine: — Yahu, teminat diye ne ısrar edip duı'uyorsunuz" Bozmayın şu güzel havayı.. Müfritler, siz de!." denmeye başlandı. Hattâ Cumhuriyet gazetesi, baş- vekilin İzmir nutkundan sonra "te- minatta ısrar eden müfrit zümreden başka herkes sevindi" tarzında baş- hk kullanıyordu. Hem de o başlığın biraz altında bizzat Nadir Nadi te- minatta ısrar ettiği halde.. H epimiz insanız. Bakarsınız bir gün bir muhalefet hatibi veya bir vekil, hattâ başvekil şurada veya burada bir ağır laf ediverir. Haydi, ıyı havaya paydos! Şimdi İngiltereyi göstermek modası başladı. Başvekil ingilizlerin yazılı kanun- ları bulunmadığını söylüyor, Nihat Erim ingiliz demokrasisinin muvaf- fakiyetini şekil nezaketine bağlıyor. Bırakınız ki her milletin kendi- ne göre ihtiyaçları vardır, bırakınız ki sosyal hadiseler başka kıstaslar ister ama Allah rızası için şu tek suale cevap verilsin: bir basın dava- sının gizli görülmesini ingiliz de- mokrasisinin hafızası alır mı? Teminatı, bizim demokrasinin hafızası da almasm diye istiyoruz. Bir sürçü lisan bir demokrasinin akibetine hakim olamaz. yanın her tarafında münasebetsizler veya ihtiras kurbanları vardır. Eğer İn- gilterede meselâ Nihat Erimin o be- ğenilmeyen muhalefeti gibi muhale- fet yapanların bulunmadığı zanne- diliyorsa yanılınıyor. Ama orada bulunmayan "İcabında, hürriyet- lerin üzerine şal örtmek icap eder diyen iktidar liderleridir. Nih Erimin bundan yedi, sekiz sene ev- vel sarfettiği o söze öylesine haklı şekilde hücum edip sonunda zafer kazanan Adnan Menderesin şimdi "hürriyetleri isteyenler onu evvelâ hak etmelidirler" diyerek aynı nok- tada profesorle buluşması bizi ha- kikaten Humyetlerin, sulistimal edili- yorlar diye onlenmesını AKIS' tasvip etmesine imkân yoktur. Eğer demokrasiyi hakıkaten ıstıyorsak bunu hıç birimiz tasvip edemeyiz. Her şeyin suliistimali bahis mevzuu- dur. Çok yersek midemiz bozulur diye bize açlık rejimi tatbık olu- lere dokunmaksızın onların suiisti- mallerini önlerler. Saygılarımızla.. AKIS