DÜNYADA OLUP BİTENLER Amerıkan menfaatını gozluyordu O günden bu Tokyoda Tesmi bir rus temsılcılıgı mevcut değildir. Sadece Dominitsky adında bir zatın başkanlı- ğında yarı resmi bir heyet bulunmak- tadır. İşte bu Dominitsky haftalarca uğraştıktan sonra, çok mühim bir ha- ber vermek üzere Hatoyama'yı göre- bilmiş ve ona Moskova hükümetinin, Japonya ile normal münasebet kurmak arzusunu bildirmişti. Bunun için bir toplantı lâzımdı. Japonya, toplantı yeri olarak New- York'u teklif etmişti. Birleşmiş Mil- letler de orada idi. Fakat doğrusu is- tenilirse, Rusyanın bunu kabul etmesi hiç beklenilmiyordu. Hakikaten Domi- nitsky, mukabeleten Moskova Tokyonun ismini ileri sürmüştü. Hatoyamanın — şaşkınlığı bundan ileri geliyordu. Rusya, New - York'ta bu- luşmayı şimdi kabul etmişti. En kuv- vetli ihtimal görüşmelerin Birleşmiş Milletlerdeki Rus delegesi ile Japon- yanın Amerika elçisi arasında cereyan etmesidir. Bu suretle Uzak Doğuda Rusya yeni bir barış taarruzuna girişmiştir. Bunun, Kızıl Çin tarafından Milliyetçi Çine karşı geçilen harp taarruzu ile aynı zamana rastlaması elbette ki te- sadüf eseri değildir. Japonya ile Kızıl Çin arasında ticari münasebat tesisi için de yeni görüşmeler bugünlerde başlayacaktır Her şey gosterıyor ki Moskova Komünizmi Uzak Doğud. ' yaymak vazifesini Çine vermiştir ve bu vazifeyi azami derecede kolaylaş- tırmak için elinden gelen hiç bir yar- dımı esirgememektedir. Kızıl fin de kendisine verilen bu vazifeyi bazen şantajla, bazen zorla yerine getirmek- tedir. Fakat memleketin iç durumu zayıf olduğundan daha ziyade — baş vurulan metod şantajdır. Amerikanın ve Dulles'ın bunu anladığı seziliyor. Fransa Hükümetsiz memleket P arisin meşhur La Concorde mey- danına bakan Crillon otelinin bâr rında, bir amerikalı gazeteci iki viski bardağı arasında : — Nafile, dedı bu sefer Fransanın kaderi P'lerde d Pinay, Pf'lımlın ve Pineau kabineyi kurmaya — muvaffal olamamışlar ve heybetli reisicumhur -cüssesi itibarile- Coty, Eylsees sarayında uykusuz ge- çırdıgı bir geceden sonra iki hafta ev- vel devrilen Mendes - France kabine- sinin Dışişleri vekili Edgar Faure'a yeni hükümeti kurmasını teklif etmiş- ti. Şimdi sıra F'lerde idi, zira buhran surup gidiyordu. Hakıkaıen, hâlâ sür- tedir. Dirayetli küçük başvekil Mendes - France'ın istifasından beri, yanı şu anda üç haftadır, Fransada mes'ul bir hükümet mevcut degıldır Pinay, Pflimlin ve Pineau muvaf- fak olamadılarsa, bunun sebebi isimle- rinin harfi ile başlaması değildir. Sebep Fransız Milli Meclisinin hiç bir fikir etrafında birleşemevecek bir şe- kilde kurulu olmasıdır. Bu Meclisten, ciddi bir ekseriyet çıkmamaktadır. 26 Antoine Pinay Muvaffak olamadı Fransada hüküm süren kargaşalığı ıfade için kullanılan bir cümle vardır: "Her millet şu kadar nüfustan müte- şekkildir, Fransa ise 43 milyon nüfusa bölünmüştür." Hakikaten memlekette her kafadan bir ses çıktığı gibi Mec- liste de her gurup başka bir terane tutmuştur. Hattâ her gurup, her him meselede ayrı bir fikre sahıptir ve bu fikirleri mutabakat haline ge- tirmeye imkân yoktur. Son Pineau tecrübesi, bunu ispat etmiştir. Sosyalist lider Pineau, kabinesinin azalarını bile tesbit edip Meclisin kar- şısına çıkmıştır. Halbuki Fransada âdet şudur: Reisicumhur tarafından yeni kabineyi kurmakla vazifelendirilen zat Meclise programını takdim eder ve iti- mat ister. Eğer alırsa, o zaman kabi- nesinin üyelerini tesbit eder. Fakat bu sefer Mecliste hemen her mebus vekil olmayı arzuladığından - zaten vekil olmayan pek az kimse kalmıştır - sos- yalist lider çayı görmeden paçaları sı- vamayı tercih etmiştir. Meclisteki guruplar arasında mev- cut garip münasebetleri şuradan an- lamalı ki solcu Pineau'nun programı- nın bazı noktaları sosyalist dahı olma— yan guruplar tarafından — sağa - makla itham olunmuştur. Meselâ bazı müstakiller - Pineau'nun programının Pinay ve Pflimlin'in programından farksız olduğunu bildirmişler, — hattâ daha da garip bir harekette bulunarak ötekileri desteklemeği vaad etmiş bu- lundukları halde Pineau'dan itimad- larını esirgemişlerdir. Pinay, tamamile sağcı addedilmektedir. Buna mukabil azı mutediller ve Gaulliste'ler ise programı daha ziyade solcu bulduk- larından aleyhte cephe almayı tercih etmişlerdir. Radikaller, ise, programdan ziyade sosyalistlerle yeni 'bir ağ kur- ma sadile Pineau'yu desteklemiş- ler Fransa Meclisinde ortanın hafifçe sağında bir ekseriyet mevcuttur. Bu bakımdan kurulacak hükümetin mut- laka oraya kayması şarttır. Başka tür- lü rey almanın imkânı yoktur. Fakat meselenin güçlüğü, bu ekseriyeti mey- üzerinde harekete geçerse, guruplar- dan biri ekseriyetten ayrılmakta, ka- bine de düşmektedir. Üstelik bu hale ciddi bir çare olmadığı da aşikârdır. Fransa, 43 milyon fransıza bölünmüş olmasının günahım çekmektedir. Milli Meclisin ise kendisinden beklenilen olgunluğu gösteremediği açık bir ha- yabancı — muhabirlerin devam ettiği Crillon otelinin barında söz, fransızların — meşhur bir lafı ile nihayetlendi: "Fransada hükümetler geçer, idari mekanizma kalır", Haki- katen Fransa o kadar sık hükümetsiz duruma düşmektedir ki bu idari me- kanizma olm. az zamanda işler tam bir keşmekeşe sapla rdı. işi udur ki hükümetsiz idare edile edıle fransızlar bir gün hü- kumetlerın lüzumsuzluğuna inanacak- Paristeki Rusya İyi Bolşevikler R usyadaki memleketlerini düşünen ve aklı başındaki idarecilerin bir dinletebileceklerinden gun sözlerini eminim.. Bu sozlerı John Foster Dulles'ın ağzından işitenler hayretlerini gizle - yemediler. Amerikanın kudretli Hari- ciye vekili Formoza meselesi hakkın- daki kanaatlerini ortaya döktükten son- ra lafı Rusyadaki değişikliğe getirmiş ve rus milleti ile komünist idare ara- sında bir fark gözetmişti. Dulles'a göre alenkof” un iş başından uzaklaştırıl- ması hadisesi aydınlanmış değildi ve kanaatince trajedinin son perdesi he- AKİS, 26 ŞUBAT 1955