KADIN Hâlâ çarşaf Cemiyetin umacısı gösteren çarşaflanma cereyanı ile, ga- zetelerimiz çok az mücadele edıyorlar Bu gibi resimler» yazılardan da» daha çok müessir olarak kadın, erkek her Türk münevverinin zihnini işgal ede- cek ve bilhassa selâhiyetli makamların nazarı dikkatini celbederek, onları dü- şündürecek, yeni tedbir lüzumu ken- dini daha kuvvetle hissettirecektir.. İtiraf etmeli ki, bu hususta kadın- larımızın mücadelesi de hemen hemen yok gibidir, Işte bir nemelâzımcılık mi- sali daha. Vakıa büyük şehirlerde ya- şıyan bizler için, cidden bir tehlike yoktur. Bugün, aklıselim sahibi bir in- san çıkıp da, münevver Türk kadınının birgün çarşafa gırebılecegını ileri sü- remez. Şu halde? İşte akaydimizin i. "Göz gormedıkce gönül kat- gazetelerimizden sık, sık göze batan Tesmiler basmalarını istiyoruz.. Unutmamalıyız ki — çarşaf salgını büyük şehirlerimizin, kenar mahalle- lerine kadar aldı, yürüdü.. Ve Türk kadınının ekserıyetı büyük şehirler- de değil, Anadoluda yaşamaktadır.. Es- kiden Ankara, İstanbul ve İzmir gibi buyuk şehırlerde yaşıya kadınlarımızı gören ecnebiler, yaptığımız hamleler hayret ve hayranlık nidaları ile karşı— larlardı, şımdı onlar bile, soruyorlar: "— Ya dolu ne vazıyettedır" Bü- tün şehırlerınızın medeni seviyesini aynı hızaya yukseltmek için ne yapı- yorsu Tabit dünyanın her tara- fında, buyuk şehirlerle, küçük şehir- ler arasında birçok farklar vardır fa- kat zihniyet ve medeni seviye arasın- da bir muvazene kurmak için müca- deleler yapılmış ve uçurumlar doldu- rulmuştur.. İşte bu mücadele bir türlü bizde başlamıyor. "Gemisini kurtaran kaptan" misali herkes büyük şehirlere kapagı atıp, kaçtığı yere sırtını dönü- ve gözlerini kapıyo 18 Hükümetimiz etmek lüzumuna inanmış v unu için valilere birçok selâhiyetler ver- miştir. Valiler bu mücadeleyi yapı- yorlar mı? Bunda ne derece muvaffak olurlar? Kanunun, doğrudan doğruya yasak edemediği bir kıyafeti, şahsi gayretlerle ortadan kaldırmak kabil midir? Valinin, bulunduğu memleke- tin zihniyetine göre, kendisini sevdi- rerek» ancak kanun yolu ile, icraat ya- pabileceği, aksi taktirde düşmanlık kazanıp baltalanacağı doğru değil mi- dir? Her memuru bir idealist ruh, cesa biliyeti beklıyebılır mıyız" . çarşafla mücadele muzdan fevkalâde ret ve icraat ka- Ve şu si- yah çarşaf doğrudan doğruya kanunen yasak olsa, demokrasi prensıplerının bundan gorecegı zararla mleketi- mizin elde eceği fayda arasındakı nispet nedir? Sonra şu kara çarşafın zihniyet» han- arkasında gizlenen kar, gi kara maksatlarla beslenmektedır" Biz bütün bunlara kat'i cevaplar verebılecek durumda değiliz.. Biz yal- her zaman, her yerde, şunu tekrar edebıhrız ki: Türk kadınını siyah çar- şaf içinde görmek istemiyoruz! Bu ga- yeye hangi yoldan arılır" Milletve- killerimiz mevzuu ele almalı ve ciddi tedbirlere baş vurulmalı.. Biz ise dai- ma, gördükce göstermeliyiz!. — J. C. AKİS, 26 ŞUBAT 1955