Bestekârlar Tersine tarih A nkara Atatürk Lisesi'nin Son Sınıf ve Musiki Kolu talebesinden 60 kişilik bir gurup geçen hafta mektebin ütüphane salonunda, musiki mev- zuunda en iyi çalışan beyınlerden bi- linin mahsulü olan bazı sözler dinledi. Beyin, bestekâr İlhan Usmanbaş'a aitti. Sözler ise musiki tarihine dair. Usmanbaş'ın onbeş dakika zarfın- da -konferansının geri kalan kısmında plâk çaldı- vuzuhla anlattığı musiki tarihi, takdim ediş bakımından, diğer tarıhçılermkıne pek benzemıyordu Musikiyi Ok çağlardan alıp bugüne kadar getirmedi. Aksini yaptı: bugün- den başladı, geriye doğru gitti. Neden? “Tarihçi, düne bakan, bugünün insa- nıdır" dıyor Usmanbaş. Maksadı, bu- günkü musiki ile onsekizinci asırdaki arasında esaslı bir fark olmadığım or- taya koymaktı. 'Konferansım verirken fan farkın küçüklüğüne kendi de daha iyi inandı. Nitekim, romantik çağı at- ladı: eksiklik hissedilmedi. Fakat aynı şey bugünkü musiki ile onsekizinci asırdan öncesininki kıyas- lanınca pek söylenemezdi. Zira bugün kullanılan kalıplar ve ifade vasıtaları (senfoni, konserto, kuartet v.s.) onse- kizinci asırdan bu. yana meydana çık- mağa başlamışlardı. Mamafih dini mu- siki sahasında meselâ yirminci asrın Stravinsky'si ile ondördüncü asrın Machaut'su kıyaslanınca bir yakınlık seziliyordu. Sebep dini taassup değil, sanat taassubuydu. Aslına uygun olma endisesiydi. Çağımız -maalesef mi di- yelim?- romantik bir çağ değildir. İlhan Usmanbaş, musiki tarihinin çok seslilikten başlamasını ve ond an oncesının ise musikinin bir nevi "tarih öncesi" çagları telâkki edilişini söyle izah ediyor. Muzıgn tarıhçesı dendiği vakit, batı illerindeki müziğin çok sesli olu- şundan başlamak adet olmuştur, Bu- nun sebebi de şudur: ancak çok sesli- lik müziğe girdikten sonra müziğin gün geçtikçe değişen, gelişen, genel düşünce tarihi içinde yer alan, hattâ çağına belirli bir damga vurabilen bir hüviyeti olmuştur da onun için. Ancak çok seslilikten sonra müzik, isimsiz sanatçıların yaptığı bir sanat olmak- tan çıkmış, büyük sanatçıların göster- dikleri yollarla bazen bütün bir çagı özetleyebilecek bir güç kazanmıştır." Sanatkârlar Tİade-i itibar G eçen ay Bağdat'ta Kral Faysal Konser Salonunda bir konser ve- rilmiş, İstanbul Belediye Konservatua- rına mensup bir heyet, Münir Nurettin Selçuk idaresinde, rast, mahur ve hüz- zam makamlarından eserler icra et- mişti. Aynı konserde İraklı musikişi- naslar ise Haydn'ın bir yaylı saz kuartetini çalmışlardı. Şimdi, dört Türk ses sanatkârı, Irak Hükümetinin daveti üzerine, ya- kında bu komşu memlekete gıdecek— ler. İsimleri: Ferhan Onat, Şadan Can- dar, Doğan Onat, Ayhan Baran. AKİS, 26 ŞUBAT 1955 ÖMA Laborslumr 29